Çölaşan'a Gönültaş'tan gönderme
Abone olEmin Çölaşan'a Nuh Gönültaş'tan gönderme. Gönültaş'a göre Çölaşan, hiç değişmiyor ve eski yazılarının tarihini değiştirip okura sunuyor. Gönültaş, bu durumu şöyle anlattı.
Nuh Gönültaş, Emin Çölaşan'ın yazılarının sürekli aynı olduğunu,
sadece tarihlerinin değiştirildiğini öne sürüdü.Gönültaş, "OKUYUNCA
DEJAVU" başlıklı yazısıyla bu durum ortaya koyuyor...
Taha Kıvanç, Emin Çölaşan’ın yazdığı bir yazıdan yola çıkarak
Hürriyet’in değişmeye başladığını yazdı. Bu tam da benim “Her şey
değişiyor Emin Bey değişmiyor” tarzı bir yazı yazmaya hazırlandığım
zamana denk geldi. Taha Kıvanç Çölaşan ile ilgili “değişmiyor, hep
kendini tekrarlıyor” muhtevalı yazımda kullanacağım argümanları,
gazetecilik tabiriyle adeta elimde patlattı. Ama olsun, “Değişim
için belki katalizör görevi görür, değişimi hızlandırır” düşüncesi
ile biz de kendi yazımızı yazarız.
Taha Kıvanç’ın sözü üzerine söz söyleyecek değilim elbet, ne
diyorsa o. Fakat, Emin Çölaşan’ın sık sık kendini tekrar ettiğini
cümle alem biliyor. Hatırlayın, Yeni Şafak’tan Alper Görmüş, Emin
Çölaşan’ın Menemen Olayları’nın yıldönümü münasebetiyle yazdığı
yazıları geriye doğru takip edince aynı zamanlarda her yıl
birbirinin yüzde 99 benzeri yazıları yazdığını tespit etmişti. Bu
tıpkı Pelikan Dosyası filmindeki bir sahneyi hatırlatıyor: Editör’ü
yazarından yazısını istiyor ve ona “son üç dakika” diyor. O da eski
yazılarından birinin başlık ve tarihlerini değiştirip üç dakika
içinde editörüne teslim ediyor!
Emin Çölaşan’ın yazılarını yazarken zaman problemi olduğunu
düşünmüyorum. Böyle büyük yazarların zamanı bol olur. Ama nedendir,
neredeyse onun yazısını her okuduğumda dejavu yaşıyorum. “Bu yazıyı
ben daha once okumuştum” diyorum. Böyle bir his sarıyor beni. Tıpkı
en son Ramazan’ın gelişi münasebetiyle yazdığı yazıda olduğu
gibi...
İyi ki internet var ve Amerikan Pastası’ndaki çocuğun dediği gibi
“Allah İnternet’i korusun.” Arşiv yalan söylemez. Tık tık, tık tık,
geriye doğru beş yılda Emin Çölaşan’ın Ramazan Ayı’nın gelişi
münasebetiyle yazdığı yazılar ekranımda. Tabii bende yine dejavu
halleri. Olamaz, hepsi birbirinin neredeyse aynısı.
İşte en son “Hoşgeldin Ramazan” yazısı. İşte 26 Ekim 2003, 24 Kasım
2002, 16 Aralık 2001, 26 Kasım 2000 yazıları... Her yerde Allah
var, doğru oturup eğri yazmayalım, ufak tefek değişiklikler yapmış.
Tümüyle aynı değil. Ben deyim yüzde 99 siz deyin yüzde 98 aynı.
Ben, biraz da değişmez derken bunu kastediyorum. Bu vesile ile son
günlerde Hürriyet’i anlatan reklam filmine “Hürriyet bazen Emin
Çölaşan demektir” cümlesinin Ramazan yazıları, Menemen yazıları
görüntüleri eşliğinde eklenmesini önermeliyiz. İsteyenler
İnternet’i araştırabilir, diğer muayyen gün ve yıldönümlerinde
benzeri bir durum var mı, 29 Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos...
Yukarıda verdiğim tarihteki yazıların başlıkları ve içerikleri
birbirine benziyor. Şimdi hepsini buraya almak tekrarın tekrarı
olur. İsteyenler tarihlere baksın. Ama yazıların içeriği şöyle:
“Ramazan geldi hoşgeldi de, yine bu Ramazan şunlar şunlar olacak,
sömürü öne çıkacak, oruç tutanlar tutmayanlara yan gözle bakacak,
din sömürüsü ve ticareti ortalığı kaplayacak...” Bütün yazılar bu
içerikte ve bu yazılardan bir kaç gün sonra “Ben demiştim” yazıları
yazılmış, “Bakın, dediğim gibi oldu” denilmiş.
Çölaşan’ın hakkını yemeyelim, belki de Türkiye değişmediğinden o da
aynı yazıları yazıyor. Çetin Altan’da 35 yıl once yayınlanmış
yazılarını “Türkiye’de her şey aynı” demek için yeniden yayınlıyor,
ama altına “Bu yazı 35 yıl once yazıldı” notunu da koymayı ihmal
etmiyor. Dedim ya, hakkını yemeyelim ve doğru soruları soralım:
Türkiye mi değişmiyor, Emin Çölaşan mı değişmiyor? Her ikisi de mi
değişmiyor, yoksa ikisinden biri değişimi algılayamıyor mu?
YAZI:Nuh GÖNÜLTAŞ