Çölaşana Başbuğ teklifi
Abone olOrg. Başbuğ, Çölaşan'ın kulağına eğildi ve ilginç bir teklifte bulundu. Peki bu ilginç teklif neydi? Çölaşan bu teklifi yazdı.
Geçtiğimiz yıl, 22 yıl çalıştığı Hürriyet gazetesindeki
işine son verilen gazeteci Emin Çölaşan’ın, ‘’Her Kuşun Eti
Yenmez’’ adını verdiği yeni kitabı piyasaya çıktı. İşsiz kaldığı
dönemde yaşadıklarını anlatan Çölaşan yeni kitabında bir hayli
ilginç notlar aktardı.
İşte o notlardan bazı başlıklar;
Org. Başbuğ'dan teklif: ‘’30 Ağustos 2007
gecesi Genelkurmay resepsiyonu var. Ben de davetliyim. Orada
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile karşılaştım. Kovulma
olayının üzerinden sadece 16 gün geçmişti. Kendisinden bir (Geçmiş
olsun, üzüldük) sözü bekliyorum, hiçbir şey söylemedi. Orada bir
ara, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile de
karşılaştım. Yanına davet etti. Belki bir saat konuştuk.
Bir ara kulağıma eğildi ve (Emin bey korunuyor musunuz?
Korumanız yoksa, biz bu görevi üstleniriz. Siz bu millet için çok
şey yaptınız. Sizi korumak bizim görevimiz) dedi. Korumam
vardı, teşekkür ettim. Başbuğ’un bu sözleri beni çok duygulandırdı.
En azından Büyükanıt gibi ilgisiz kalmamıştı. ‘’
ERTUĞRUL PATRONUN YEMEĞİNİ BİLE SEÇER: Ertuğrul,
Türk medyasında önemli adamdır. 18 yıldır Hürriyet’in başında
olmak, Bay Patron ile böyle içli dışlı olmak kolay iş değildir.
Patron Ankara’ya geldiğinde beraber yemeğe gittiğimizde Ertuğrul,
Aydın Doğan’ın istediği yemeklerin nasıl olması gerektiğini
garsona tarif eder, yemek istediği gibi gelmezse azarlayıp geri
gönderirdi. Yemek sonrası patronun grappa içip
içmeyeceğini sorardı.
PATRONUN KIZLARI BİRBİRİNİ SEVMEZ: Bay Patron’un
gazete ve TV’lerinin başında dört kızı ve bir damadı var. Ama esas
güç Ertuğrul’da. Biri TUSİAD’ın başına getirilen kızlar, birbirini
sevmez. Allah uzun ömür versin, yarın Bay Patron’un başına bir iş
gelse, Doğan grubu çalışanlarının bildiği tek şey, ortalıkta
kıyametin kopacağıdır.
AKŞAM TEHDİT EDİLDİ: Kovulma olayından sonra bana,
Mehmet Emin Karamehmet’ten iş teklifi geldiği yazıldı. Bunların
tamamı uydurmaydı. Ben Hürriyet’teyken iki kez transfer teklif eden
Akşam grubu, artık suskundu. Kovulduktan sonra Başbakanlık çevresi,
Karamehmet grubuna telefon etmiş ve (Bu adamı almayı sakın
düşünmeyin sonra aramızda sorun çıkar, zarar görürsünüz)
demişti.
DİKKAT, TELEKULAK VAR: Kent Otelde ayda bir
yemekli toplantılar yapıyorduk. Bazılarına Hurşit Tolon ve Şener
Eruygur da katılıyordu. Konu hep, ülke nasıl kurtulurdu. Bir kez
olsun darbe, örgüt sözcüğü geçmedi. 30 Kasım 2007 akşamı dört kişi
otelde İlhan Selçuk ile yemek yedik. Adamın biri tek başına gelip,
bizim masanın tam yanındaki masaya oturdu. Oysa restoranın büyük
bölümü boş. Elinde de bir paket var. İlhan Abi (Yavaş konuşalım,
telekulak geldi) dedi. Gizli saklı bir şey konuşmuyoruz ama,
Ergenekon’un ilk habercisi belki de o yanıbaşımıza çöken
adamdı.
CUMHURİYET NEDEN OLMADI: İlhan Selçuk, bir gün
topluluk içinde (Emin Çölaşan, bir basın kahramanıdır. Biz onu
Bekir Coşkun ile birlikte Cumhuriyet’te görmek istiyoruz,
Cumhuriyet onların emrindedir) dedi. Ancak ben ne yapacağıma karar
vermemiştim. Cumhuriyet ile konuştum. Hangi sayfada yazacaktım. 9
veya 11’inci sayfayı önerdiler. Bundan pek hoşlanmadım. Biraz
arkada kalıyordu. Cumhuriyet işi orada kaldı.
SON MODEL MERCEDESLE YENİ PATRONA: Yavuz Donat çok
eski arkadaşım. Bana bir öneri getirdi ve Turgay Ciner’in bir
gazete çıkaracağını söyleyip (Benimle de temas halindeler. Ciner’le
tanışmak ister misin?) diye sordu. Elbette isterdim. Sonra haber
geldi. Ciner beni İstanbul’da bekliyordu. Ankara’dan son
model bir Mercedes’le aldılar. İstanbul’da buluştuk. Son derece
mütevazi ve şirin bir adam. Beni (Hoş geldiniz Emin abi)
diye karşıladı. 4 saat baş başa konuştuk. Çıkaracakları gazete için
beni ve Bekir Coşkun’u düşündüklerini söyledi. Gece de Ciner’e ait
Larespark otelin kral dairesinde kaldım.
PATRON VE ERTUĞRUL BENDEN NEFRET EDERDİ: Bay
Patron ve vekili Ertuğrul benden nefret ederlerdi. Gazeteleri
televizyon kanalları var. Yanında her türlü adamı çalıştırıyor.
Düşman ilan ettiği Cem Uzan’ın Star Televizyonu ile, Star
Gazetesinde en üst düzey görev yapan ve Aydın Doğan’a her gün ağız
dolusu sövenler, şimdi kendisi tarafından maaşa bağlanmış durumda.
Geçmişin hızlı solcuları, Maocuları, İkinci Cumhuriyet soytarıları,
Filistin gerillası bozuntuları, liboşlar onun gazete ve
TV’lerinde.
EN VEFASIZ İSİM: Hürriyet Ankara Bürosunda çok üst
düzey bir arkadaş vardı. Bana (Abilerin abisi, sevgili abim, burada
senin sözün geçer) diyordu. Ben işten kovulduktan sonra hiç
aramadı. Patron beni kovduysa elbet o arkadaşın da gönlünden
kovulmuş olmam gerekirdi. Sadece benimle görünmekten değil,
aramaktan bile çekiniyorlardı.
ABBAS’IN PATRON KATI SEVDASI: O günlerde ortalık
ayağa kalkmış, yüz binlerce insan Bay Patron ve Ertuğrul’un
kulaklarını çınlatırken, Milliyet’teki Abbas Güçlü’den Ertuğrul’a
bir destek atışı geldi. Bu arkadaş patron katını çok
sevdiği için ara sıra onlara övgüler düzer. Daha sonra Bay Patron
için de övgü dolu bir yazı yazdı. Ben patron olsam Abbas’a
20 maaş ikramiye verirdim. Bazıları ikbali yağcılıkta
buluyordu.
NTV DE BASKI ALTINDA: İşsiz bir gazeteci olarak
medyadan büyük rağbet gördüm. Ama, Aydın Doğan
kanallarında, İslamcı kanallarda ve NTV’de bana asla yer
olmadı. Ankara’da Planet restoranda karşılaştığım NTV’nin
üst düzey bir yöneticisi ( Abi sen bizim üzerimizde, hükümetin
nasıl baskı uyguladığını bir bilsen) dedi.
Gazeteport