Çölaşan, ya "anırırım" deseydi!
Abone olBekir Hazar, Emin Çölaşan'ın 1 yıl önce paradan 6 sıfır atılırsa hükümetten "anırım" yerine "özür dilerim" demesinin Çölaşan'ı bugün rezil olmaktan kurtardığını söyledi
Yeni Şafak Gazetesinin yazarı Bekir Hazar, Emre Aköz'ün Emin
Çölaşan hakkındaki görüşlerinin çoğuna katılıyor. Hazar, Çölaşan'ın
"hükümetten özür dilerim" değilde daha abartarak "anırırım"
diyememesinin, Çölaşan'ı direkten döndürdüğünü ifade etti...
Herkes anırırım diyemez
Emin Çölaşan'ın bir yıl önce yazdığı "Paradan altı sıfır atılması
masal, benim bu masallara karnım tok, kuruşa geçersek bu hükümetten
özür dilerim" şeklindeki sözlerini bu sütunlara taşımıştık.
Sabah'tan Emre Aköz konuyu "Ya anırırım deseydi" başlığı altında
masaya yatırmış. "Çölaşan'ın öngörüsü niye fos çıktı, niye 13 ayda
maytap geçilir hale geldi" noktasında sorgulamış köşesinde...
Diyor ki Aköz "Çölaşan'ın önüne devlet birimlerinden dosya gelir, o
da araştırmacı gazeteci edasıyla yazar. Ya dosya gelmezse? İşte o
zaman iş başa düşer. İdeolojik tavır hemen öne çıkar. Hükümet,
İslami çevreler, liberaller, demokratlar, AB yanlıları gibi
kesimlere saldırır...Bunlar ağzıyla kuş tutsa Çölaşan'a göre yine
hatalıdır, yine kabahatlidir, yine kötüdür...
Yani: Eski klişelerle düşündüğü ve Türkiye'nin hangi yöne doğru
değiştiğine ilişkin bir vizyonu olmadığı için Çölaşan baltayı taşa
vurdu.. Neyse... Yine dua etsin. İyi ki olayı abartıp 'Anırırım' ya
da 'Kendimi Taksim meydanında asarım' filan dememiş"..
Evet aynen böyle Aköz'ün tespitleri. Yalnız o da yazarken hataya
düşmüş...
Doğan grubunda her iddiaya girildiğinde, "Kaybedersem şunu falan
yaparım" diyenler kafasına göre ortaya bir şey atamaz. Her sözün
patent hakkı ayrı kişilerdedir ve herkes ancak kendi sözünü ortaya
atabilir. Mesela her önüne gelen anırırım veya Taksim'de asarım
diyemez. Patentin kadar konuşursun.
* * *
TRT Genel Müdürü bir süre önce "BBC'yi örnek aldık" demişti.
Medyatava.net adlı internet sitesinde önceki gün "İngiliz BBC
kanalında 28 bin kişi çalışıyor" diye haber vardı... Eyvah ki ne
eyvah... Bizim 8 bin 500 kişi çalışıyor diye yerden yere vurduğumuz
TRT, 28 bin kişi çalıştıran BBC'yi örnek almış... Aman Yarabbi...
Dudağım uçuklayacak yani... Bu arada BBC 6 bin kişiyi işten
çıkarıyormuş... Bunun bizim TRT ile ne ilgisi var?.. Hiiç...
* * *
Ben şimdi 5-6 yaşında bir çocuk olsam, annem babam ayrılsa, sonra
beni babamla birlikte televizyona çağırıp canlı yayına alsalar.
Annemi de telefonla bağlayıp bir güzel kavga ettirseler, ne kadar
kirli çamaşır var milyonların ve benim önümde ortaya dökseler ne
olur? 5 yaşındaki ben, kısa sürede tımarhanelik bir çocuk olur
muyum acaba. Kanal D'de aynen böyle yapıyorlar. Yasemin'in
Penceresi'nde reyting uğruna anne ve babayı güya barıştıracaklarmış
gibi karşı karşıya getirip bir güzel kavga ettiriyorlar küçücük
çocuklarının önünde. O çocukların hali dört beş yıl sonra ne olur
bilemiyorum. Önceki gün Kanal 7 Haber'de izledim. Yedi tane çocuk
evdeki geçimsizlik sebebiyle evlerinden kaçmış, Eyüp Camii'nde
yatıyor. Acaba Yasemin'in Penceresi, Eyüp Camii bahçesine yeni
adaylar mı yetiştiriyor?...
Kanal 7'nin sahur programında Yunanistan'dan gelen Türkler vardı.
Süleyman Çobanoğlu bir bayana adını sordu "Uzun Fikriye" cevabını
aldı. Meğer Yunanistan'da önce soyadı, sonra ad söylenirmiş. Uzun
Fikriye'nin eşine adını sordu "Acılı Mehmet" cevabını aldı. Meğer
Yunanistan'da evlenirken herkesin soyadı kendineymiş. Sadece
çocuklar baba soyadını alırmış. İlginç...
KAYNAK:YENİ ŞAFAK