Çölaşan REZALETİ YAZDI
Abone olÇölaşan, hükümetin iktidar karşıtı gazetecilere karşı yeni bir oyun peşinde olduğunu iddia etti.
Hürriyet yazarı Emin Çölaşan hükümetin iktidar karşıtı 11
gazeteci 14 siyasetçinin banka hesaplarının didik didik edilerek bu
bilgileri el altından bazı gazetelere sızdırdığını iddia etti.
Çölaşan sözleriyle yetkilileri uyardı.
Haber: Emin Çölaşan
Yazı:
-SEVGİLİ okuyucularım, bugünkü yazımda size korkunç bir rezaleti
açıklayacağım. Sorumlusu tümüyle hükümettir. Olanların ve
olacakların hesabını Başbakan ve Maliye Bakanı vermekle
yükümlüdür.
Bireylerin ve kurumların banka hesapları gizlidir. Bu gizlilik
devlet güvencesi ve yasaların teminatı altındadır.
Banka hesaplarına sadece üç kurum ve onların elemanları girebilir.
O da, belli bir soruşturma yapılıyorsa. Rastgele bir Maliye, BDDK
veya TMSF mensubu bankalara gidip "verin bakalım falancanın
hesaplarını" diyemez. Ancak resmi yoldan araştırma yapabilir. Elde
edilen bu bilgileri de hiç kimse özel veya siyasi amaçlarla
kullanamaz, yayamaz, basamaz ve dağıtamaz.
Bundan bir süre önce Maliye Bakanı Kemal Unakıtan"ın bu türde
bilgileri Deniz Baykal için verdiği, "bankada çok parası var"
dediği, iktidara en yakın bir gazetede yazılmış ve kıyamet
kopmuştu. Çok zor durumda kalan Unakıtan bunları söylemediğini
belirtmişti. Mahkemeler devam ediyor.
***
Şimdi gelelim olayımızın özüne. Bir süredir hükümetin belli
görevlileri, belli kişilerin banka hesaplarına dadanmış durumda.
Ellerindeki yetkiyi yasaları hiçe sayarak kullanıyorlar, sonra
bunları yayınlanması için el altından birilerine veriyorlar.
Banka hesaplarına girdikleri kişiler kim?
Hükümet karşıtı siyasetçiler, parti başkanları ve gazeteciler.
Bugüne kadar 11 gazetecinin ve 14 siyasetçinin banka hesaplarına
girildi. Bunlar benim bildiğim rakamlar. Eksiği yok ama fazlası
mutlaka vardır.
Banka fareleri tarafından dökümler çıkarıldı. Nereden bildiğimi
sorarsanız, buna ilişkin veriler bir aydan beri elimde.
Uçuk, abartılı, yanlış rakamlarla dolu banka dekontları, maaşlar,
öteki gelirler... Bu yanlışları belki bilerek yaptılar. Belki
rakamları özellikle şişirdiler. İşin bu yönünü bilemiyorum.
Çeşitli kişiler hakkında yasadışı yollarla elde ettikleri devlet
güvencesi altındaki verileri birilerine -yazılması için-
dağıttılar.
Bunları açıklamak başta TCK olmak üzere bütün ilgili yasalar
uyarınca ağır suç. Altı yıla kadar hapis ve ağır para cezaları
öngörülüyor.
Bunları yayınlaması beklenen, ancak korkan bazı kişilere büyük
paralar verildi. Ayrıca "Para cezanızı biz ödeyeceğiz" denildi.
İşin içerisinde bir belediye başkanı, ona bağlı yayın yapan bir
televizyon kuruluşu ve bazı ismini cismini hiç duymadığınız yayın
organları var.
Tezgah kuruldu, şebeke çalıştı.
Evet!.. Hükümet karşıtı gazetecilerin ve siyasetçilerin banka
dekontları ellerinde. Şimdi bunları sırayla yayınlamaya
başlayacaklarmış.
Bu uçuk ve abartılı belgeler önce Zaman Gazetesi"ne gitti. Onlar
işin büyük suç olduğu bilinciyle yer vermedi.
Sonra belgeler başkalarına götürüldü. Götüren kişi bir Zaman
muhabiri. (Gazetenin bu olanlardan haberi olup olmadığını
bilmiyorum.)
Ekipte halen veya geçmişte Zaman, İhlas Holding"e bağlı Türkiye
gibi gazetelerde çalışan birileri var. Bazıları da yine İhlas"a
bağlı TGRT, İHA gibi kuruluşlarda görev yapmıştı veya halen
yapıyor.
Ayrıca ekibin içerisinde Fethullah Gülen grubuyla ilişkili Fatih
Üniversitesi"nde öğretim üyesi olan, geçmişte bu grubun Samanyolu
televizyonunda çalışmış bir kişi var.
İsimlerini şimdilik yazmıyorum.
***
Önemli bölümü düzmece-abartılı-yanlış olan bu belgeleri şebekeye
kim sızdırdı? Türkiye"de bunu yapabilecek üç kuruluş var:
Maliye Bakanlığı, BDDK, TMSF...
AKP"li bazı büyükşehir belediye başkanlarına bu belgeler nasıl
ulaştı?
Bunlar nerede yayınlanacak?
Yayınlayacak olanlara katkıda bulunan eski bir bakanın üniversite
öğretim üyesi, hukukçu oğlu kim?
Zaman Gazetesi"nin muhabiri bu bilgileri kimlere, hangi amaçla
servis yaptı? Siyasetçi ve gazetecilerin banka hesapları kimlere
nasıl verildi?
TMSF"yi şimdilik bu olayın dışında tutuyorum. Geriye kalıyor Maliye
Bakanlığı ve BDDK.
Bu soruların yanıtını ben kendi açımdan biliyorum.
Bu iş için kimlere nasıl büyük paralar dağıtıldığını da!
Ortada korkunç bir rezalet, skandal var. Banka hesaplarına
giriliyor. İktidar karşıtı gazetecilerin ve siyasetçilerin hesap
dökümleri -hem de bazı yanlış, abartılı, uçuk rakamlarla- iktidar
mensupları tarafından kendi yandaşlarına, yayınlanması için
sızdırılıyor. Üstelik dökümlerin kapak sayfasında "aileyi anlatan"
bir not bile yer alıyor.
Bu yazdıklarımı kanıtlayacak belgeler elimde.
Şimdiden uyarıyorum, ihbar ediyorum ve soruyorum:
Bu rezaletin hesabını kim verecek? Başbakan mı, Maliye Bakanı mı,
başkaları mı?