Çölaşan, gazete okumayı unutuyor!
Abone olSabah Gazetesi'ni ağır bir dille eleştiren Emin Çölaşan'a Ergun Babahan'dan yanıt geldi. Babahan, Sabah'ın politikasını ortaya koydu.
Ergun Babahan,isimli yazısında Emin Çölaşan'a şu göndermelerde
bulundu:
SABAH'ın siyasetinde iktidarı belirleme, iktidara alternatifler
yaratma çabası yoktur.
Yazılı basında zaman zaman görülen başka gazeteleri eleştirme,
gazetelerin yayın politikalarını gündeme getirme faydalı bir
yöntemdir. Böylece, her gazete yöneticisi ve yazarı, boş bir alanda
at koşturmadığını bilir. Yaptığı işin gözaltında olduğunu
hisseder.
Ancak bunun bir kuralı var. Yaptığınız eleştirinin inandırıcı bir
temeli olması, gerçekçi olması.
Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan dünkü köşesinde bu kuralı
hiçe sayarak SABAH'a yönelik eleştirilerde bulundu. Çölaşan,
"Örneğin, İslamcı olmayan bir Sabah gazetesi ve aynı patrona bağlı
atv televizyonu var ki, onlarda köşe yazıları dahil bir tek
eleştiri bile çıkmıyor" iddiasını ortaya attı.
Çölaşan'ın talihsizliğine bakın ki, onun SABAH yazarlarını iktidar
karşısında suskun olmakla suçladığı gün, hem başyazarımız Erdal
Şafak, hem de ağabeyimiz Mehmet Barlas iktidarın son dönemdeki
tutum ve tavırlarını sert bir dille eleştiriyordu. Yine Çölaşan'ın
talihsizliğine bakın ki, aynı gün yazı yazdığı Hürriyet'le aynı
patrona bağlı bir başka gazetede yine "iktidara balans ayarlı bir
yönetici gönderme" operasyonu gerçekleşiyordu.
Bu yanlış değerlendirmeyi Sayın Çölaşan'ın son dönemlerde gazete
okuma alışkanlığının zayıflamasına bağlayabiliriz.
Ancak, bu tartışmada SABAH'ın duruşunu, siyasetini bir kez daha
tekrarlamamızda yarar olduğunu düşünüyoruz.
Merkez Grubu, Cumhuriyet'in kurucu ilkelerine, Türkiye'nin birlik
ve bütünlüğüne sahip çıkan bir yayın kuruluşudur. Laik, demokratik,
sosyal hukuk devleti ilkelerinden taviz vermemekte kararlıdır.
Daha önce de belirtmiştim. SABAH'ta işe başlarken Turgay Ciner'in
bana altını çizerek vurguladığı "Kırmızı çizgiler" bunlardır.
Bunun dışında, gazetemizi kurumun temel felsefesi doğrultusunda,
çalışma arkadaşlarımızla özgürce yaparız. Bu nedenle, SABAH'ın
siyasetinde iktidarı belirleme, bakan devirip yerine kendine yakın
bir isim getirme, beğenmediği iktidara alternatifler yaratma
çabasına girme özelliği yoktur.
Biz muhalefetimizi, iktidarın eylemleri üzerine yapmayı tercih
ederiz. Siyasilerin eşlerini, çocuklarını, yakınlarını, adları
herhangi bir yolsuzluğa, usulsüzlüğe karışmadığı sürece, bu
tartışmaların dışında tutarız.
Biz, serbest rekabete saygılı yayın politikasına inanırız.
Patronumuzun ticari işlerine yarayacak diye işadamlarını karalayıp
suçlu ilan etme çabası içinde olmayız.
Türkiye'nin gelişip büyümesine destek olacağına inandığımız her
projenin arkasında, hiç gocunmadan cesaretle dururuz.
SABAH, hukukun üstünlüğüne, birey hakkına, seçmenin iradesine
sonuna kadar saygılı bir gazetedir.
Sandıktan çıkan sonucu, halk yanlış yaptı diyerek, medya gücüyle
değiştirme çabası içinde olmaz.
Elbette, SABAH'ın bir dünya görüşü, felsefesi ve ideolojisi vardır.
SABAH, bu kurumsal felsefe içinde yayın yapar.
Kimseyle kişisel hesaplaşma içine girmez. İktidar kavgası uğruna
kimsenin yakınlarıyla uğraşmaz.
Avrupa Birliği için verdiğimiz kavganın ardında yatan gerçek de
budur. Bizim için aslolan, gazetecilikte de AB standardını
yakalamaktır. AB'ye girsek de girmesek de, o değerler çerçevesinde
gazetecilik yapabilmektir.
Siyasi iktidar dahil, toplumun tüm yöneticileri ve temsilcilerine
yönelik eleştirileri fikir ve gerçekler bazında yapmaktır. Hakaret
ve küfür ile gerçek düşüncenin birbirinden tamamen ayrı olduğu
gerçeğini görmektir.
Eğer Sayın Çölaşan, eleştirel gazeteciliği kendisiyle aynı fikirde
olmayanlara küfür ve hakaret etme anlamında ele alıyorsa, haklıdır,
biz böyle bir "eleştirel gazetecilik" yapmıyoruz, yapmayacağız.
YAZI:Ergun BABAHAN
SABAH