Çok tartışılacak yeni kavram
Abone olIlımlı İslamı çok konuştuk, çok tartıştık. Şimdi laiklik terminolojisine yeni bir kavram girdi.. İşte laikliğe yeni tanım...
Ilımlı İslam'dan sonra laiklik açısından tartışma
yaratacak yeni bir kavram ortaya atıldı: Pasif
laiklik...
Bu yeni terminolojinin isim babası AKP'ye hazırladığı 'Sivil anayasa' taslağı ile çok tartışılan Prof. Dr. Ergun Özbudun.
Ünlü hukukçu Londra Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. William
Hale ile birlikte hazırladığı 'Türkiye'de İslamcılık, Demokrasi ve
Liberalizm' adlı kitabında bu yeni terminolojiyi
kullandı.
Akşam'ın haberine göre AKP'nin 'pasif laiklik' izlediğini,
Türkiye'nin de zamanla dayatmacı laiklikten pasif laikliğe
geçeceğini söyleyen Özbudun, 'Kamu düzenini bozmadıkça bir
dinin kamudaki görünürlüğünü yasaklamak doğru bir şey
değil' dedi. Özbudun, Fransa'nın bile 'militan' yani
dayatmacı laiklikten, pasif laikliğe geçtiğini vurgulayarak,
'Kendimize göre değil, evrensel normlara uygun bir laiklik
esas alınmalıdır' diye konuştu.
İLK KULLANAN TÜRK ASILLI BİLİM ADAMI
Türkiye'ye yeni bir laiklik tanımını getiren Özbudun, bunun ilk
icadını yapan ismin de ABD'nin Türk asıllı bilim adamı Ahmet Kuru
olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Özbudun, yeni kavramı şöyle
anlattı:
Kitabınızda AKP'yi 'pasif laiklikten yana' bir parti olarak
tanımlıyorsunuz. Bunun anlamı nedir?
Kitabın önemli noktalarından biridir. Bu bilim adamlarının yaptığı
bir tanım. İlk tanımı yapan da San Diego Üniversitesi'nden Ahmet
Kuru. Pasif laiklik, bugün Batı demokrasilerinde çok genel olarak
uygulanan laiklik biçimi. Yani devletin dinler karşısında
tarafsızlığı; bütün din, mezhep ve hatta dinsizlere eşit mesafede
olması, din ve mezhep temelinde ayrım yapmaması, din ve devlet
kurumlarının birbirinden ayrı olmasıdır. Aslında bu laikliğin
evrensel tanımıdır.
Türkiye'de aktif laiklik uygulanıyor yani?
Evet, aktif değil daha çok 'militan, dayatmacı laiklik'
tanımını tercih ediyoruz. Dayatmacı laiklik, Fransa'da
vaktiyle uygulanan, Türkiye'de ise halen mevcut olan laiklik
anlayışı. Yani dinin sadece vicdanlara ve özel alana hapsedilmesi,
onun kamusal görünürlüğünün tümüyle yasaklanması, devletin adeta
insanları laikleştirme yönünde misyonunun olduğuna
inanılmasıdır.
FRANSA ÖRNEK AMA BİZDEN FARKLI
Fransa, türban yasağı gibi birçok konuda halen sert değil
mi?
Fransa gitgide dayatmacı, militan laiklikten uzaklaşıyor. Bugün
Fransa modelinin, diğer Avrupa ülkelerindeki uygulamadan pek farkı
yok. Fransa'da sadece lise düzeyinde devlet okullarında türban
yasağı var. Ama üniversitede hiçbir şekilde yasak yok. Ayrıca
devlete bağlı olmayan kilise okullarında da giyim kuşamla ilgili
bir yasak yok. Yani laiklikte Fransa örnek gösteriliyor ama
Türkiye'deki laiklik Fransa'dan bir hayli farklı.
Türkiye'nin özgün koşulları önemli değil mi?
Biz belki tarihsel ve ideolojik nedenlerle, bu
dayatmacı, aktif ya da militan laiklik modeline hep sadık kaldık.
Bunun en önemli göstergesi de türban meselesidir. Türkiye
hariç Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin hiçbirinde üniversite
düzeyinde türban yasağı yok. Ve türban yasağını kaldırmaya çalışmak
bir iktidar partisinin kapatılma nedeni olabiliyor. Yani bu
evrensel ve Avrupa normlarına uygun bir şey değil.
Kitabımızda bunları belirttik.
Türkiye'de AKP 7 yıldır iktidarda pasif laiklik mi
uyguluyor?
Türkiye pasif laikliğe geçmelidir. Çünkü dünyadaki evrensel
uygulama budur. Avrupa'da laikliği bizimkisi gibi uygulayan başka
bir ülke yok. Bu dönüşüm zaman alacak. Önce zihniyette dönüşüm
gerekiyor. Kendine göre laiklik değil, evrensel normlara uygun
laiklik gelmelidir.
Kamu düzenini bozmadıkça, bir dinin kamudaki görünürlüğünü
yasaklamak doğru bir şey değil. Ancak devlet otoritesini
kullananların dini sembol kullanması doğru
değildir.
Örneğin bir hakim türban takmamalıdır. O zaman davacı ya da davalı,
kendisine tarafsız kalmayacağı endişesine kapılabilir. Milletvekili
ise teknik anlamda devlet memuru değildir. Toplumda türban takanlar
varsa, onların temsilcilerinin de türban kullanması söz konusu
olabilir. Bu konuda benim kesin bir yargım yok! Üniversitede ise
türban yasağı doğru değil. Çünkü öğrenci, hizmeti alandır.
İMAM HATİPLER NASIL İSLAMCI İDEOLOJİ
AŞILASIN?
Fransa'daki kilise okullarında 'giyim kuşam yasağı yok'
derken, Türkiye'deki imam hatiplerde uygulanan türban yasağını mı
eleştiriyorsunuz?
İmam hatip liseleri ile Fransa'daki kilise okulları çok farklı.
Çünkü imam hatip liseleri, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıdır,
devlet eliyle açılmaktadır ve müfredatı bakanlıkça
belirlenmektedir. Kilise okulları ise tamamen kiliseye bağlıdır,
devletin denetimi dışındadır.
İmam hatip liseleri yıllarca belli bir partinin arka
bahçesi olduğu için eleştirilmedi mi?
İmam hatip liseleri her iktidar döneminde, hatta askeri darbe
dönemlerinde sayıca artırıldı. Devletin kendi okullarında 'İslamcı
ideoloji aşılandığını' söylemek yanlış. Özellikle Türkiye gibi
dayatmacı laiklik anlayışının uygulandığı bir ülkede.