Çocukluk çağı astımına dikkat!
Abone olÜlkemizde çocuklarda görülen en sık kronik hastalıklardan biri olan çocukluk çağı astımı hakkında bilgi veren Uz. Dr. Orhan Sevinç Cura ebeveynleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Uz. Dr. Cura, "En sık rastladığımız alerjenler; ev tozu ve
akarları, polenler, tüy döken ev hayvanları , küf mantarlarıdır.
Bunlarla mücadelede ev içi nemin yüzde 50 civarında tutulması, evde
çamaşır kurutulmaması, tüylü yünlü oyuncak, giysi, halı gibi tozu
çokça barındıran eşyaların çocuktan uzak tutulması önemlidir. Evin
hiçbir odasında sigara içilmemesi, hatta sigara kullanan ebeveynin
çocuğa dokunmadan önce el-ağız temizliği yapıp giysilerini bile
değiştirmesi, o kokunun öksürüğü tetiklememesi için önemlidir"
dedi.
"Çocuklarda görülen en sık kronik hastalıktır ki bu oran
yüzde 6-8 olarak ifade edilir. Duyarlı kişilerde nöbetler halinde
gelen hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, öksürük özellikle gece
öksürüğü ve sabaha karşı olan öksürük, en önemli
belirtilerindendir. Astım her yaş grubunda olabilmekle beraber
genellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda bronşiolit, bronşit, biraz
balgamı var, hışıltılı çocuk gibi isimlendirilmelerle tanı
söylenmekte olup, bir kısmı tıbbi bir kısmı halk diliyle, aslında
çocuğunuzun solunum yolları problemli denmeye çalışılmaktadır" diye
konuşan Uz. Dr. Cura, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Astımın kelime karşılığı havayollarının daralması, nefes
darlığıdır diyen Cura, "Bizler hastalarımıza astım dediğimizde anne
ve babaları tepki gösterir ve korkar "Emin misiniz?" diye sorar.
Bazen ikinci bir hekime muhakkak danışır. Oysa bronşit dediğimizde
tepki o kadar yumuşaktır ki, hasta bunun zaten kolayca tedavi
olacak bir hastalık olduğunu zannederek ,kaygı duymadan teşhisi
kabullenerek verilen tedaviye hemen başlar. Aslında her ikisi de
birbirine yakın mekanizmalarla oluşan astım-bronşitte teşhisin
isimlendirilmesi aile açısından önemlidir. Aile bunun geçip
geçmeyeceğini kesin tedavinin var olup olmadığını ASTIM deyince
sorarken, BRONŞİT dendiğinde ayrıntılandırmadan hemen ilaçlara
başlar.Evet tabii ki iki teşhis birbirinin aynı değildir."
"AİLEDE OLMASA DA ZAMAN İÇİNDE, HERHANGİ BİR MADDEYE
ALERJİK TEPKİ GELİŞTİREBİLİR"
Uz. Dr. Cura, konuşmasına şöyle devam etti:
"Astım hava yollarının tekrarlayan enflamatuar bir hastalığıdır.
Ülkemizde çocuklarda görülen en sık kronik hastalıktır ki bu
oran yüzde 6-8 olarak ifade edilir. Duyarlı kişilerde
nöbetler halinde gelen hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, öksürük
özellikle gece öksürüğü ve sabaha karşı olan öksürük, en önemli
belirtilerindendir. Astım oluşturan sebepler alerjik ve non-alerjik
(allerjik olmayan) olarak iki başlıkta incelenir. Astım her yaş
grubunda olabilmekle beraber genellikle 2 yaşın altındaki
çocuklarda bronşiolit, bronşit, biraz balgamı var, hışıltılı çocuk
gibi isimlendirilmelerle tanı söylenmekte olup, bir kısmı tıbbi bir
kısmı halk diliyle, aslında çocuğunuzun solunum yolları problemli
denmeye çalışılmaktadır. Bazen hastalar öyle geçişkendir ki iki
teşhis aynı anda kullanılabilmektedir. Hastalık alerjik ise; ailede
astım, alerjik nezle-saman nezlesi, egzama gibi bir hastalığı olan
ebeveyn muhakkak sorgulanır. Nasıl ki çocuğumuzun gözleri dayısına
benzemişse, ev tozu, polen gibi bronş alerjik duyarlılığı da ona
benzeyebilir. Yani alerji genetik geçişli olabilir. Ama diğer
taraftan ailede olmasa da, zaman içinde çocuğumuz duyarlanarak,
herhangi bir maddeye alerjik tepki geliştirebilir. Bazen 5 yaşında
bir hastaya polen alerjisi var dediğimizde "Bugüne kadar yoktu
nasıl olur?" diye sorar. Halbuki daha ileri yaşlarda da alerji
geliştiği bilinen bir bilimsel gerçekliktir."
Astım bronşit teşhisinin hekimin muayenesi ile konulabildiğini
söyleyen Cura, "Film çekilmesi, tahlil yapılması şart değildir.
Muayene sırasında çocuğun dinlenen solunum seslerinin, o anda
normal olması da astım-bronşit olmadığı anlamına gelmez. Geçmişte
öksüren, balgam kusan, hırıltısı olan ve bu belirtileri birkaç kez
yaşayan kişi hekimce takip edilip, semptomların olduğu anda muayene
edilerek teşhis konulabilir. Ya bronşit astım değilse? İşte o
nedenle ilk görüşmede bazı testler, akciğer grafisi gibi, solunum
fonksiyon testi gibi yaşı 5 ten büyük ve uyumluysa ve bazı kan
tahlilleri yapılabilir. Alerjiden şüphe ediliyorsa, kan tetkiki ve
yaşça uygunsa ve uyumluysa ciltte alerji prick test yapılabilir.
Hastaların ilaca verdiği cevapta teşhisi kesinleştiren bir diğer
faktördür. Tedavide önce belirtiler kontrol altına alınır, sonra
ataklar önlenmeye çalışılır, ilaç ihtiyacı en aza indirilir.
Çocuğun günlük hayatını tüm çocuklar gibi yerine getirebilmesi
amaçlanır. Verilen ilaçların Kullanma eğitimi hastaya bizzat
doktorun kendisi vermelidir. Hasta düzenli takip edilmeli, yapması
ve yapmaması gerekenler detaylı anlatılmalıdır. Astım ve yineleyen
bronşit hastaları, her yıl Eylül ile Aralık ayı sonuna kadar grip
aşılarını olmalıdır" diye konuştu.
NE YEDİRİLMELİ?
Astım bronşit teşhisiyle beraber çocuğun beslenmesinde dikkat
edilecek hususlara da değinen Cura, sözlerini şöyle noktaladı:
"Özellikle bıldırcın yumurtasından mucize beklememenizi
önereceğim.Yapılan bazı çalışmalarda üzüm çekirdeği tozunun faydalı
sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Hazır şurupları ülkemizde
mevcut. Ayrıca kefir yapılan çalışmalarda hem alerjiye hem savunma
sistemine destek verdiği saptanan tek gıdadır. Kefir 7ay -2 yaş
arası 30 ml, 2 yaşından büyüklere 100 ml günde verilmesi önerilir.
D vitamini eksikliği astımlılarda sık görüldüğünden D vitamini
desteği de önerilmektedir. Öğünlerin düzenli yapılması ve karışık
her yiyeceğin tüketimi asıl olandır. Öksürüğün çok olduğu dönemde
ada çayı, ıhlamur gibi bitki çayları ve bol su içilmesi balgamı
incelterek rahatlama sağlayabilir. Astım ve yineleyen bronşit
tedavisi bir ekip işidir. Burada ailenin verilen ilaçları düzenli
kullanıp, düzenli hekim takibinde olması, çocuğun kullandığı ilaca
ve cihaza uyumu; hekimin doğru teşhis ve ilaç kullandırması ile
alınan doğru çevresel önlemler tedavide başarıyı getirir."