“Çocukluğumun
bayramları” adlı özlem başlığını hiç samimi
bulmuyorum.
Çünkü her yıl, her bayram,
her çocuk için aynıdır…
Her çocuk yeni alınan bir
giysiye, birinin elini öptüğünde verilen harçlığa, insanların
sürekli gülümsemesine, bir kaç günlüğüne herkesin mutlu görünmesine
sevinir…
Eski bayram- yeni
bayram diye bir şey yoktur.
Bayram her zaman aynı bayramdır.
Aslında bayrama olduğu
sanılan özlem çocukluğadır…
Yıllar önceki bayramlara
özlemin, insanın bir yerlerinde depreşme nedeni, yaşın
ilerlemesinden kaynaklanan sorumluluklar nedeniyle çocukluğuna
duyduğu özlemdir…
İnsanoğlunun çocukken bir
adet şekerden duyduğu mutluluğu, şimdi bir çuval şekerde
bulamamasıdır özlemin nedeni…
Çocuklukta yaşadığı her
şeye karşı duyduğu özlem gibi…
***
Dedim ya bayram
bayramdır…
Her çocuk için şekerle,
harçlıkla özdeşleşen bayram, her büyük için birazcık da zaruri
ziyaretlerdir…
Bu yüzden, zorunluluktan
kaçmak istercesine çocuk olmaya özentidir, yıllar önceki bayramlara
duyulduğu sanılan özlem…
Ziyarete koşarcasına
gitme, el öpme yarışına girmenin kendine kazandırdığı "bir şeyler"
olduğunu çocukluğundan bilen, bayramın bütün güzelliklerini o
yaşlarda yaşayan ve bunu tecrübeyle sabitlemiş olan bir büyüğün
yıllar önceki çocukluğunu kıskanmasıdır biraz eski bayramlara özlem
duyma nedeni…
Bir büyüğün
içindeki çocuğun büyümesine duyduğu öfkedir,
geçmişe duyduğu özlem…
Bu yüzden hiç samimi
bulmam eski bayramlara duyulan özlemi…
Bayram bayramdır, hep
aynıdır…
Bir tek yerinde durmayan
ve değişen şey zamandır…
Zaman çocukluğumuzu
çalandır…
Ve aslında bütün özlemler
çocukluğadır…
Bayramlar her zaman
aynıdır…
Eskisi yenisi
yoktur…
***
Bir de eski bayramlar-
yeni bayramlar diye bölünmeyin derim…
Hepinize iyi bayramlar
dilerim…