Çocukların yüzde 90’ı hareketsiz büyüyor
Abone olUzmanlara göre, son yıllarda adı sıkça duyulan hareketsizliğe bağlı ölüm sendromu Türkiye’yi de etkisi altına alırken, çocukların yüzde 90’ı...
Uzmanlara göre, son yıllarda adı sıkça duyulan hareketsizliğe
bağlı ölüm sendromu Türkiye’yi de etkisi altına alırken, çocukların
yüzde 90’ının gün içerisinde istenen adım sayısının çok altında
adım attığı tespit edildi.
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Aktif Yaşam
Derneği’nin ortaklaşa yürüttüğü araştırmaya göre Türkiye’de
ilköğretim çağındaki çocukların yüzde 90’ının gün içerisinde
istenen adım sayısının çok altında adım attığı tespit edildi. Aktif
Yasam Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Haydar Demirel, çocuk yaşta
başlayan hareketsiz yaşamın pek çok kronik hastalığa yol açtığını
belirtirken, Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar
ise hareketsiz yaşama bağlı ölüm sendromunun çoktan Türkiye’nin
kapısından içeriye girdiğini ve halkı olumsuz etkilemeye
başladığını söyledi.
“ERKEK ÇOCUKLARI 15 BİN KIZ ÇOCUKLARI 12 BİN ADIM ATMALI”
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Aktif Yaşam
Derneği’nin ortaklaşa yürüttüğü araştırma kapsamında Ankara,
İstanbul ve İzmir’de 7-11 yaş grubu 600 öğrencinin günlük aktivite
düzeylerinin ölçüldüğünü, 5 bine yakın öğrenciyle de doğrudan
görüşme yapıldığını belirten Prof. Dr. Ali Haydar Demirel şöyle
konuştu: “Bizim çocuklarımız günlük adım sayısı açısından beklenen
adım sayısının altında kalıyorlar. Erkek çocukları gün içerisinde
10 bin 800, kız çocukları 9 bin 800 adım atıyor. Erkek çocukları
için 15 bin, kız çocukları içinse 12 bin adım beklenen adım
sayısıdır. Bu araştırma erkek çocuklarının yüzde 94’ünün, kız
çocuklarının ise yüzde 85’inin toplamda çocukların yüzde 90’ının
yeterli adım atmadığını gösteriyor.”
“ÇOCUKLAR OKUL GÜNLERİ DAHA AKTİF”
Yapılan araştırmada, çocukların okul günleri daha aktif olduğunu
kaydeden Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklar hafta
sonları, yani evde oldukları dönem daha inaktifler. Bu yüzden
ailelere büyük görevler düşüyor. İnaktivite kronik hastalıkların
oluşmasında zemin oluşturuyor. Çocukların daha hareketli olması son
derece önemli. Çocukluk obezitesi giderek artan bir sağlık problemi
olmaya başlıyor. Çocuk yaşlardan itibaren tip 1 tip 2 diyabet
gözlemlenmeye başlanıyor. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’nin
en inaktif grubu 15-18 yaş arası. Öğrenciler lise-1’den itibaren
üniversite sınavına, orta-1’den itibaren SBS’ye hazırlanıyorlar.
İlkokul çağlarında zaten yeterince harekete sevk edilmiyorlar.
Aileler de zamanlarını televizyon ve bilgisayar başında geçiriyor.
Bütün bunlar üst üste gelince kronik hastalıklar küçük yaşlardan
itibaren gözlemlenmeye başlanıyor.”
“UZUN SÜRE TELEVİZYON KARŞISINDA DURULMASIN”
Çocukların hareketsiz yaşam göstermelerinde internet ve
televizyonun önemli bir faktör olduğunu ifade eden Demirel,
“Çocuklar önemli bir zaman dilimini televizyon ve bilgisayar
karşısında geçiriyorlar. Bu da çocukların inaktif olmalarında çok
önemli faktörlerden birisi. Çocukların önemli kısmının günde 2
saatten daha fazla televizyon karşısında zaman geçirdikleri
gözleniyor. Hareketsiz bir şekilde televizyon karşısında uzun zaman
geçirilmesini kesinlikle önermiyoruz. Hareketsiz yaşama bağlı
oluşan kronik hastalıkların yaşı giderek küçülüyor” dedi.
HAREKETSİZLİĞE BAĞLI ÖLÜM SENDROMU
Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar ise çağın
vebası olarak adlandırılan obezitenin kötü beslenme ve hareketsiz
yaşam nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
“Uygun beslenme ve daha hareketli yaşam sağlayarak bu vebadan
kurtulmak gerekiyor. Kötü beslenme ve hareketsiz yaşama bağlı
oluşan obezite sanki bir mıknatıs gibi kanser, yüksek tansiyon,
diyabet gibi bütün kronik hastalıkları kendisine çekiyor.
Hareketsiz yaşama bağlı ölüm sendromu diye tanımlanmış bir hastalık
var. Son 10-20 yılın çok popüler bir hastalığı. Bu çok çarpıcı bir
şey. Hareket etmeye başlayarak ölümden kurtulmaya çalışmak, daha da
önemlisi ölmeden önce kaliteli yaşamak çok önemli.”
“OBEZİTE YÜZDE 36’LARDA”
Ülkar, konuşmasına şöyle devam etti: “15 yıl önce yapılan bir
araştırmaya göre Türkiye’deki yetişkin nüfusta obezite oranının
yüzde 25-30 arasında olduğunu biliyoruz. Aynı çalışma 2010’da
tekrar yapıldı. Obezitenin yüzde 36’ları geçtiğini görüyoruz şu
anda. Obezitenin bu kadar hızla artıyor olması hareketsizliğe bağlı
ölüm sendromunun bizim kapımızdan çoktan içeriye girmiş olduğunun
ve halkımızı olumsuz etkilediğini gösteriyor. Günümüzün 8 saatini
oturarak işimizde geçiriyorsak, bu 8 saatin içerisinde 5’er
dakikalık hareket etmek bile, bizi hareketsiz yaşama bağlı ölüm
sendromundan yüzde 25-30 oranında koruyabiliyor.”
(İHA)