Karaman'da ortaya çıkan, çocuklara yönelik taciz ve tecavüz iddiaları bir kere daha çocuğun korunmasını gündeme getirdi. Peki yetişkinler, korumaları altında bulunan çocukları cinsel tacizden, istismardan korumak için ne yapmalı? Çocuğa neler öğretmeli, çocuğun pek çok kez yakından tanıdığı birinden gelen bu tehlikeye karşı ne yapması gerektiğini nasıl anlatmalı? Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi başkanı Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın sorularını yanıtladı... 1- Çocuk istismarı yaygın mıdır? Yaygınlığı tam olarak tespit etmek zor çünkü hem yetişkinler hem çocuklar için sorması ve konuşması zor bir konu. İçinde yaşanılan toplum çocukların konuşmasını ve kendilerini ifade etmelerini kısıtlayıcı olduğu ölçüde bu daha da zorlaşıyor. “Çocuğun dediğine inanılır mı?” şüpheciliği sorunun çeperini anlamamızı engelliyor. Ama 2008’de Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu ve UNICEF ortaklığında yapılmış bir araştırma 7-18 yaş arasındaki 1,886 çocuk ile yapılan görüşmelerde bu çocukların yüzde 3’ünün son 12 ayda cinsel istismara uğradıklarını göstermiş, ki bu da çok nadir rastlanan bir durum olmadığına işaret. 2- Çocuklara yönelik taciz ve tecavüz hangi çevrelerden geliyor? Çoğunlukla çocuğun tanıdığı ve belirli bir seviyede güvendiği büyüklerden geliyor. Çocuklara herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına dokunması istenildiğinde “hayır” demeyi öğretmeliyiz. Konuşmaya başladıkları yaşlarda çocuklara tüm vücut parçalarının adı öğretilirken, göz, kulak, burun gibi “özel bölgeleri”nin de adları öğretilmeli. Bu bölgelerin anatomik olarak düzgün isimlerinin öğretilmesi ve “takma” veya “oyun” isimler kullanılmaması çocuğun bir sorun yaşadığında yardım istediği yetişkinlerle doğru anlaşabilmesi için önemli. Takma isimlerle konuşan bir çocuğun neden bahsettiği öğretmen veya polis gibi onu yeterince tanımayan yetişkinlerce anlaşılmayabilir. Herkesin olduğu gibi onların da bazı “özel” vücut bölgeleri olduğu, bu bölgelerin adlarının ne olduğu, buralara kimlerin ne şartlarla nasıl dokunabileceği anlatılmalı ve bu sınırları korumaları için yüreklendirilmeliler. 4- Kaç yaşından itibaren öğretmeye başlamalılar? Çocuklara ne söylenmeli? Olabildiğince erken çünkü her yaşta çocuk istismar mağduru olabilir. Konuşmaya ve isteklerini anlatmaya başladıkları 2 yaşı civarı vücut parçalarının isimleri öğretilerek güvenmedikleri, istemedikleri zaman özel bölgelerine dokunulunca “hayır” demeleri öğretilmeli. Güvenli, tehlikeli gibi kavramları anlamaya başladıkları yaşlarda konu “vücut güvenliği” üzerinden basit ve somut cümlelerle anlatılabilir. Örneğin: “Seninle vücudunun güvenliği hakkında kısa bir konuşalım istiyorum. Hepimizdeki gibi senin de vücudunda bazı özel bölgelerin var. Bunlar iç çamaşırlarının kapattığı yerlerin. Buralarına güvenmediğin kişilerin dokunmasına hayır diyebilirsin, sana kızmayız. Bazen bazı yetişkinler, ki bunlar tanıdığın, sevdiğin büyüklerin de olabilir, bu güven kurallarını bilmeden sana dokunabilirler ve bu seni rahatsız, üzgün veya garip hissettirebilir. Böyle bir şey olduğunda “hayır, dokunma” de. Sonra da gel bunu bana -veya çocuğun güvenli yetişkini kim olacak ise ona- anlat, olur mu? Böylece biz hem seni koruyabiliriz hem de o yetişkine güvenlik kurallarını söyleyebiliriz.” Burada çocuğu korkutmamak, olan bir olayı anlattığında birilerinin cezalanmasına sebep olacağını düşündürtmemek önemli. Çünkü maalesef çoğu zaman istismarın kaynağı çocukların tanıdığı ve sevdikleri yetişkinler arasından çıkıyor ve çocuklar konuşarak onlara zarar vermekten korkuyor veya çekinebiliyorlar. 1. Geceleri uyku sorunları, kabuslar 2. Öfke patlamaları 3. Bazı mekan veya kişilerden korku 4. Kendine zarar verme davranışları 5. Evden ya da okuldan kaçma 5- Çocuklar ve yetişkinler arasındaki fiziksel temasta kurallar neler? Ebeveynlerin de çocuklarının vücut sınırlarına her zaman saygılı davranması önemli. Çocuğa sormadan veya onun itirazına aldırmadan istediğimiz gibi çocuklara dokunmamalıyız. Çocuk istemese de öpmek, sarılmak, mıncıklamak, gıdıklamak, okşamak gibi... Bu dokunuşlar hiçbir istismar içermese de çocuğa kendi vücudu üzerinde etkisi ve hükmü olmadığını öğretir ve çocuk istismara kırılgan olur. Bugün kafasını okşayan yarın özel bölgelerini okşadığında çocuk ona hayır deme, karşı koyma, kendini savunma gücünü kaybeder. Ayrıca böyle bir olay olduğunda gidip konuşabilecekleri, onları susturmayacak ve onları istismarcıdan koruyacağına güvendikleri bir yetişkin olduğunu bilmeliler. Böyle bir olayı anlatırlarsa cezalandırılmayacaklarını, onların sözüne güvenileceğini onlara anlatmak önemli. Bir çocuk için böylesi bir olaya maruz kalmaktan sonraki en kötü şey yaşadığı kötülüğü anlattığında kimsenin onu dinlememesi, ciddiye almaması ve savunmamasıdır. 6- Çocuğun taciz veya tecavüze maruz kaldığının ipucunu verebilecek olan davranışlar neler? Tüm sayacaklarım genelde aniden ve başka bir açıklama olmaksızın (hastalık, ailede sorun-boşanma, taşınma, ölüm vb) ortaya çıkarsa dikkatli olmak gerekli. Ayrıca bunlardan biri değil birkaçının birden gözlenmesi gerekir: Çocuğun normalinin dışında içe kapanıklık veya huysuzluk Geceleri uyku sorunları, kabuslar Yaşının gerisinde bazı davranışlara dönüş (tuvalet eğitimli bir çocuğun yatak ıslatması gibi) Öfke patlamaları Bazı mekan veya kişilerden ani korku/çekinme Yemede değişim (azaltma veya çoğaltma) Cinsel organlar hakkında yaşının ötesinde ani bilgi veya tanım artışı (yeni argo kelimeler gibi) Oyuncakları ile oynarken yaşının ötesinde bilgide cinsel hareketler ile oynaması Kendine zarar verme davranışları (kesme, saç yolma, v.b.) Evden/okuldan kaçma 7- Karaman'daki örnekte çocuklar ailelerinden uzakta kalıyor. Bu durumda aileler nasıl önlemler alabilir? Çocuklarıyla nasıl iletişim kurmalı ki, günlük hayatta gözlemleyemeyeceği bu durumu anlayabilsin? Bu ailelerin çocuklarını evden göndermeden önce yukarıda örneğini verdiğim gibi bir konuşmayı yaşa uygun detayda yapmaları çok önemli. Karaman’daki örnekte çocuklar 10’lu yaşlarda yani “özel bölgeler” ve “rahatsızlık verici dokunuş” kavramlarını rahatlıkla anlayacak yaşlardalar. Burada sorun çocukların olayın uygunsuzluğunu kavraması değil, bu konuyu bir yetişkine anlattıklarında çocukların anlatılarına güvenileceğini bilmemeleri, buna güvenmemeleri ya da güvenememeleri. Çocuklar böylesi bir olayı anlattıklarında kendilerinin cezalandırılmayacaklarını bilmeli, onlara kızılmayacağına güvenmeliler ki bu da çocuğa açıkça anlatılıp söylenirse ancak olur. Ayrıca ailesinden uzakta yaşayan çocukların aileleri ile iletişim kanallarının açık, iletişimin sık ve sorunsuz olması gerekli. Yani çocuk veya ebeveyn rahatça birbirlerini arayabilmeli, özel konuşmalar yapabilecekleri bir ortam onlara sağlanmalı. Ebeveynlere çocuklarını sıkça ziyaret etme imkanları sağlanmalıdır. 8- Ebeveynler çocuklarına yönelik bir taciz veya tecavüzden şüphelenirse ne yapmalı? İlk olarak çocukları ile sakin ve güvenli bir ortamda onları korkutmadan konuşabilirler. Sakince onlara son günlerde hoşlarına gitmeyen şekilde dokunan veya hoşlarına gitmeyen şeyler yapmaya zorlayan birileri olup olmadığı sorulabilir. Konuşmayı kendiniz sakinliğinizi koruyarak yapamayacağınızı düşünüyorsanız bir ruh sağlığı profesyonelinden (psikolog veya psikiyatrist) yardım alabilirsiniz. Çocuğun ilk açıklamasına verilen tepki çok önemlidir: Çocuk sakin bir şekilde; panik olmadan, telaşa vermeden, sinirlenmeden dinlenmeli, Çocuğa inanılmalı, kendisine olanların onun suçu olmadığı anlatılmalı. Bu gibi olayları söylemek çocuklar için hiç kolay olmaz. Olanları anlatırlarsa: İstismarcılarının onlara zarar vereceğinden Ebeveynlerini üzüp kızdıracaklarından Ailelerinin kaosa itilip dağılacağından (özellikle de tacizci aile üyesi ise) Ailelerinden koparılacaklarından korkarlar Çocuk, tacizcinin ona tekrar zarara vermesi ihtimaline karşı korunmalıdır. Bu noktada adli makamlarla iletişime geçmek gerekir. Çocuğun olası tıbbi sorunlarının tedavisi için tıbbi yardım alınırken bir ruh sağlığı profesyoneli ile iletişime geçerek mağdur çocuğun değerlendirilmesini ve gerekli görülen desteği almasını sağlamak önemlidir. Unutulmaması önemli olan nokta şudur: üstü kapatılarak veya olmamış gibi yaparak çocukların böylesi ciddi bir olayın üstesinden gelmesini beklemek yarardan çok zarar verecektir. Susmak veya susturmak yaraları derinleştirirken konuşmanın iyileştirici olduğunu ve çocuk istismarı konusunda yetkin psikoterapist desteğinin iyileşmeyi hızlandırıcı olduğunu biliyoruz. Olayın açığa çıkması sonrasında çocuğa adli süreçler konusunda bilgilendirme yapmak gerekir. Ona nasıl bir süreç yaşanacağını önden basitçe anlatmak süreci daha az sorunlu yaşamasına yardımcı olacaktır. Çocuğun ailesi tarafından sevilmeye devam edildiğinin hatırlatılması, olanların onun suçu olmadığı ve ailesinin onu sevmeye devam ettiğinin çocuğa açıkça söylenmesi iyileşmenin başlaması için son derece önemlidir. Kaynak: BBC Türkçe