Çocukları güneşten koruyun
Abone olUzmanlar, çocukluk döneminde aşırı güneşe maruz kalınması cilt kanseri riskini arttırdığını söylüyor.
Hacettepe Üniversitesi (H.Ü) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Songül Yalçın,
son yıllarda cilt kanserinde artış olduğunu belirterek, ''Çocukluk
döneminde güneşe aşırı maruz kalınması, ileride cilt kanseri olma
riskini artırıyor'' dedi.
Yalçın, yaptığı açıklamada, yaz dönemiyle birlikte çocukların
güneşte çok fazla kaldıklarını, bunun da sağlıklarını olumsuz
etkilediğini söyledi. Güneşlenmenin ilk etkisinin, deride güneş
yanığı ve eritem (kırmızı döküntülü bir hastalık) olduğunu belirten
Yalçın, melanin (koyu renkli pigment) üretiminin uyarılması sonucu
bir kaç gün içinde bronzlaşma olduğunu, böylece derinin en dış
tabakasının kalınlaştığını ve derinin alt tabakalarına ultraviyole
(UV) radyasyonun geçişinin azaldığını söyledi.
Deri tipine bağlı olarak kızarıklık ve bronzlaşma döneminin
değişebileceğini belirten Yalçın, şunları söyledi:
''UV radyasyonla kronik temas, kan damarlarında değişikliklere,
çillere, benlere yol açıyor ve kahverengi deri değişiklikleri
oluyor. Bu durum derinin yaşlanmasını artırıyor. Bronzlaşma ilk
başta güzellik diye kabul edilebilir. Ama uzun dönemde
baktığımızda, derinin yaşlanmasını artırıp, elastikiyetini
kaybettiriyor. Kırışıklığa yol açıyor.''
CİLT KANSERİNDE ARTIŞ VAR
Son yıllarda cilt kanserinde artış olduğuna işaret eden Yalçın,
deri kanserinden ölümlerin, güneşe maruz kalmaktan dolayı benlerde
gelişen ve daha sonra bütün deriye yayılan ''maling melanom'' adı
verilen kanser türünden kaynaklandığını söyledi. Yalçın, ''Bu
hastalığa özellikle erken yaşlarda güneş yanığı öyküsü olanlar
yakalanıyor. Yani çocukluk dönemlerinde çocuklarımız güneşe aşırı
maruz kalırlarsa, ileriki dönemlerde cilt kanseri olma riskleri
artıyor'' dedi. Yalçın, güneş ışınlarına aşırı derecede maruz
kalınmasının, bağışıklık sisteminin baskılanmasına da yol açtığını
ifade ederek, bu baskılanmanın, hafif seyreden deri kanseri tipini
taşıyan kişilerde hastalığın seyrini ağırlaştırdığını ve
ciddiyetini artırdığını söyledi. Yalçın, ''Bazı hastalıklar vücuda
girer ve burada uyumaya başlar. Güneşle aşırı temas, uyuyan bazı
mikropları atağa kaldırırken, çeşitli hastalıkları da tetikliyor''
dedi.
''BRONZLAŞMAK VÜCUDUN SAVUNMA MEKANİZMASI''
Yalçın, toplum tarafından sağlıklı olarak bilinen bronzluğun, UV
radyasyonunun daha fazla zarar vermemesi için vücudun savunma
mekanizması olduğunu söyledi. Bronzlaşmanın, kişiyi güneşten
korumayacağına işaret eden Yalçın, bunun, beyaz tenli kişilerde
düşük faktörlü bir güneş kreminin kullanılması kadar koruyucu
olabileceğini kaydetti. Suyun içinde de güneş yanığı oluşabileceği
uyarısında bulunan Yalçın, suyun, UV radyasyon için çok az bir
koruma sağladığını, hatta sudaki yansımaların UV'nin etkisini daha
da artırabildiğini kaydetti.
''BELLİ ARALIKLARLA GÜNEŞLENMEK YANLIŞ''
Yalçın, güneş kremlerine güvenerek uzun süre güneşlenmenin yanlış
olduğunu vurgulayarak, ''Bu kremler kullanılsa bile uzun süre
güneşte kalınmamalı. Güneş kremleri, faktörüne göre belli bir süre
koruma sağlar'' dedi. Uygun şekilde kullanılan kremlerin güneşten
koruyabileceğini belirten Yalçın, şunları söyledi: ''Güneş banyosu
sırasında düzenli ara verilirse, yanık oluşmaz diye düşünülebilir.
Ancak UV radyasyonu deride birikir ve olumsuz etkiye yol açar. Yani
bu düşünce doğru değil. Güneşin sıcak ışınları hissedilmediği
sürece yanık oluşmaz düşüncesi de yanlıştır. Çünkü UV radyasyonu
kişide sıcaklık artışına yol açmadan yanık oluşturabilir.''
Yalçın, güneşin etkisinin az olduğu saatlerde dışarı çıkılmasını
önererek, ''Sabah 10'dan önce ve akşam 16'dan sonra güneşe
çıkılmalı ve mutlaka şapka giyilmeli, koruyucu kremler sürülmeli''
dedi. Yalçın, UV radyasyonunun çok büyük bir kısmı buluttan geçtiği
için bulutlu havalarda da dikkatli olunması uyarısında bulundu.