Çocuklarda yalan söyleme alışkanlığı
Abone olHer insanda olduğu gibi çocuklarda da yalan söyleme alışkanlığı vardır. Ancak bu alışkanlık uzun süreli olursa tehlikeli olabilir.
Her insanda olduğu gibi çocuklarda da yalan söyleme alışkanlığı
bulunduğu, ancak bu yalanların uzun süreli olması halinde psikolog
yardımına başvurulması gerektiği belirtildi. Psikolog Dr. Mesut
Yalçın Güzel, yalanın her insanın zaman zaman söylediği ve
doğruların söylenmemesi gereken durumlarda başvurulan bir yöntem
olduğunu belirterek, "Yalanları kendi içinde ikiye ayırmak
mümkündür. Bunlar zarar verici yalanlar ve zarar verici olmayan
beyaz yalanlar. Zarar verici yalan, adından da anlaşıldığı üzere
biri ya da birilerine direk yoldan zarar vermeyi amaçlamaktadır.
Beyaz yalanlar ise biri ya da birilerinin iyiliği ve üzülmemesi
için söylenen sözlerdir. Aslında hangi durumda olursa olsun
gerçekleri gizlemek doğru değildir. Özellikle küçük çocuklar yaşı
gereği gerçek ile gerçek olmayanı ayıramayabilir ve söylediği
sözlerin gerçek mi yalan mı olduğu konusunda bilinçli olmayabilir.
Ancak bu yalanlar uzun süreli devam ediyorsa veya duruma göre
değişiyorsa önlem almakta yarar vardır" dedi. Yalan söyleyen
çocukların tipik özellikler taşıdığını da ifade eden Güzel, "Yalan
söyleme alışkanlıkları olan çocuklar olayları ve durumları olduğu
gibi değil çarpıtarak veya değiştirerek anlatmaya çalışırlar.
Olmamış olayları veya durumları gerçekmiş gibi etrafındaki
insanlara anlatırlar. Hayal dünyasında yaşadığı inanılmaz olayları
gerçekmiş gibi anlatmayı isterler. Her zaman etraflarındaki
insanları yanlarına toplamak için ellerinde geleni yaparlar" diye
konuştu. "YALAN SÖYLEMEDE BİR ÇOK FAKTÖR ETKİLİ OLUR" Çocukların
yalan söylemesinde birçok faktörün etkili olduğunu dile getiren
Güzel, "Çocukların yalan söylemesinde aşırı otoriter aile ortamı ve
sürekli ceza görme endişesi, anne babanın beklentilerinin altında
performans gösterme ve gerçekle başa çıkamama korkusu, hayal
dünyasının zengin oluşu, dikkat ve ilgi çekme, ilgi odağı olma
isteği, anne baba veya bir yakını taklit etme, örneğin telefon
çaldığında baba, anneye kendini evde yok dedirtiyorsa veya işe
gitmemek için hastalandım yalanı uyduruyorsa çocuğun da aynen
babasını taklit etmesi, kendine ve çevresine güven duymaması, anne
babanın sözleriyle davranışları arasında tutarlılık olmaması, yani
anne ağlıyorsa ve çocuk nedenini sorduğunda 'soğan doğradım, o
nedenle ağladım' gibi farklı nedenler ortaya atıyorsa, aileler
çocuklardan mükemmel davranışlar ve başarılar bekliyorsa ve
affedici olmayan anne babanın tutumları etkili olur" diye konuştu.
"ÇOCUĞA HER ZAMAN GÜVEN VERMEK GEREKİR" Psikolog Dr. Mesut Yalçın
Güzel, küçük yaşta yalan söyleme alışkanlığı edinmiş çocukların
tedavi edilebilir olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu tip
çocukların tedavisinde anne babaların çocuklara karşı hoşgörü
içinde yaklaşması gerekir. Anne babalar çocuğa karşı hiç hata
yapmayan mükemmel insan görünümünü vermemesi lazım. Aileler
çocuklarından kapasitelerinin üzerinde birşeyler beklememeli.
Çocuklara sık sık ceza verilmemeli, hataları ile ilgili konuşarak
bunu nasıl önleyeceğinin farkına varılmasını sağlanmalıdır.
Demokratik aile ortamı yaratılmalıdır. Çocuğa her zaman güven
vermek gerekir. Çocukla ilgilenme ve yeni şeyleri deneme konusunda
onu yüreklendirmeli, teşvik etmelidir. Anne baba yalan söylememe
konusunda çocuğa iyi bir örnek olmalı ve her zaman dürüst
davranmalıdır. Anne babanın sözleriyle davranışları arasında
tutarlılık olmalıdır yani canı sıkılmış bir anne, 'Birşeyim yok bak
ne kadar mutluyum' dememelidir."