Çocuklar tutuklu, islahevleri boş
Abone olYargı aksaklıkları suçlu çocukları da etkiliyor. Davalar uzun sürdüğünden çocuklar tutukevlerine gönderiliyor. Topluma kazandıracak ıslahevleri ise boş kalıyor.
Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan ‘adaletin
gecikmesi’, çocuk mahkemelerinde de kendini gösteriyor. On binlerce
dava karara bağlanmayı bekliyor. Dosyalar neticelenmediği için
çocuklar da ıslahevi yerine tutukevlerinde kalıyor. Suçlu
çocukların ruhsal, sosyal ve fiziksel olarak rehabilite edildiği
ıslahevlerindeki toplam mahkum çocuk sayısı sadece 45. Personel
sayısı ise neredeyse bunun on katı. 108 kişilik kapasiteye sahip
olan Ankara’daki ıslahevinde 22 çocuk kalıyor; ama personel sayısı
183. İzmir’de 5, Elazığ’da ise 18 çocuk ıslahevinde yatıyor. Bu
durum, çocukların topluma kazandırılması açısından büyük kayıp
olarak değerlendiriliyor. Çünkü suç işleyen çocuklar kesin hüküm
verilene kadar tutukevine konuluyor. Ancak 15-18 yaş arası
çocukların kaldığı tutukevlerinde rehabilitasyon imkanı bulunmuyor.
Üstelik bazı davalar o kadar uzun sürüyor ki bu sırada çocuklar 18
yaşını geçiyor. Yaş sınırını aştıkları için de büyüklerin kaldığı
cezaevlerine naklediliyorlar. Zaman, 21 Mart 2005’te yayınladığı
‘Çocukken işledikleri suçun davası baba oldukları halde hâlâ
sürüyor’ başlıklı haberinde yargıdaki gecikmenin sakıncalarını
gündeme getirmişti. Çocuk mahkemelerinin yetersizliği sebebiyle
davaların uzun sürdüğüne dikkat çekilmişti. 15 yaşında gasp suçu
işleyen K.Y.’nin yargılanması sırasında askere gittiği, aile kurup
çocuk sahibi olduğu anlatılmıştı. Bir türlü sonuçlanmayan dava,
Kasım 2005’te zamanaşımından düşmüştü.
Türkiye’deki suçlu çocuk sayısı gün geçtikçe artıyor. Yargılama
sistemindeki bozukluklar, kapkaç ve benzeri suçlardan yakalanan
çocukların tekrar sokaklara dönmesine yol açıyor. Türkiye Barolar
Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve çocuk hukuku uzmanı avukat Hatice
Kaynak, mahkemelerde göstermelik bir yargılama yapıldığını öne
sürüyor.
Davaların uzun sürmesi yüzünden birçok dosyanın zamanaşımından
düştüğüne dikkat çeken Kaynak, çocukların uzun yıllar kapalı
tutukevinde kaldıklarını belirtiyor. Bu durumdaki 2 bin çocuğun
ıslahevlerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kaynak,
"Yargıtay'da bile bir karar 2 yılda çıkıyor. Islahevine gelen
çocuklar ya çok ceza almış olanlar ya da tutuksuz yargılandıktan
sonra cezaya çarptırılanlar." diyor. Uluslararası Çocuk Hakları
Sözleşmesi'nin ‘hızlı yargılama' ilkesini içerdiğini; ancak
Türkiye'de yetişkin yargılamasının ortalama 220 gün, çocuk
yargılamasının ise 446 gün sürdüğünü vurguluyor. Mahkeme azlığının
yargılamayı yavaşlattığını kaydeden Kaynak, "Hırsızlık yapan
çocuğun cezasını bir ayda vermelisiniz. Aksi halde 4 yıl sonra ceza
verdiğinizde, çocuk çete içinde hırsızlığı meslek haline getirmiş
olacak. Ya da tam tersi, ailesi onu almış, düzeltmiş olacak. Ama
bir gün okula giderken polis ya da jandarma kolundan tutup
ıslahevine ya da cezaevine götürecek. ‘Pardon beş yıl önce suç
işlemiştin' diyecekler." şeklinde konuşuyor. İngiltere'nin çocuk
yargılamasına 6 aylık zamanaşımı getirerek bu sorunu çözdüğüne
dikkat çeken Kaynak, bu sürede yargılama bitmezse dosyanın
düştüğünü belirtiyor. Kaynak şöyle devam ediyor: "Bizde 15 yıl
süren yargılamalar var. Çocuk Koruma Kanunu Tasarısı hazırlanırken
avukatlar olarak bunu Meclis'te önerdik. Ama yetkililer ‘bizim
gerçeklerimize uymaz, bütün davaları düşürmek zorunda kalırız'
diyerek öneriyi reddettiler. Her ilde çocuk mahkemesi açıldıktan,
tedbir kurumları oluşturduktan sonra 6 aylık zamanaşımı
getirilebilir." Şu anki yargılama sisteminin çocuk suçluluğunu
azaltmak için uygun bir yapı olmadığını vurgulayan Kaynak, "Çocuk
mahkemelerinde göstermelik bir yargılama yapıyoruz.
Çocuklar için sadece serbest bırakmak ya da hapse göndermek gibi
iki seçenek olduğu sürece bu sorunu çözemeyiz. Çocukları bir işe
yerleştirmek, yatılı okula, kütüphaneye göndermek gibi tedbir
kararları alınmalı." şeklinde konuşuyor. Şu anda verilen tedbir
kararlarının sembolik olduğuna da değinen Avukat Kaynak, bu kurumun
tüm ülke çapında yaygınlaştırılması gerektiğini dile getiriyor.
Kaynak'a göre eğitim evlerinde çocukların sayısının az olmasının
bir nedeni de 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni Ceza İnfaz
Kanunu. Yeni düzenlemeyle çocukların içeride kaldıkları bir gün,
iki gün sayılıyor. Bu nedenle mahkumiyetleri yarı yarıya azalan
ıslahevlerindeki çocukların yarısı, tahliye oldu. Islahevlerinde
şartların iyi olduğundan, mahkum çocukların eğitimi ve hayata
kazandırılması için etkinlikler, kurslar düzenlendiğinden de
bahseden Kaynak, "Tutukevinde 2 bin çocuk var. Ancak hiçbir kurs
yok. Biz o çocukların bir an evvel ıslahevine alınmasını istiyoruz.
Bu çocuklar normal okula gidebiliyor. Liseye, İngilizce kursuna
giden çocuklar var. Elazığ'da kuaförlük ve seracılık yapan çocuklar
bile var. Böylece bir taraftan meslek öğreniyorlar, diğer taraftan
rehabilite oluyorlar." değerlendirmesinde bulunuyor.
Kaynak: