Çocuklar neden sudan korkarlar?
Abone olYaz mevsimi geldi çattı. Yaz demek deniz demek ülkemizde. Peki deniz ve su korkusu yaşayan çocukları nasıl alıştıracağız suya girmeye. Psikologlar bu konuda sabırlı olunması gerektiğini söylüyor.
NESRİN
YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA-Hepimizin başına geldi.
Çocukken ailelerin sabırsızlığı sonrada sudan, denizden korkmamıza
neden oldu. Uzun yıllar suyla mücadele etti çoğumuz. Peki doğrusu
nedir? Psikologlara kulak verelim.
"Su"dan korkan çocukları konuşalım bugün. Hani şu yazın diğerleri
kahkahalarla denizde oynarken, korkulu gözlerle izlemeyi tercih
eden, banyo vakti geldiğinde evde terör estiren çocuklar..
Baştan söyleyelim, kimi çocuk sudan hoşlanmaz. Banyo zamanı çok
keyifli olmaz, denize havuza girmek yerine kumda oynamayı tercih
eder, öyle daha çok eğlenir. Olabilir. Bu, çocuğun mizacından
kaynaklanır, bir tercihtir aslında. Ama korku farklı. Korku
doğuştan gelmez, öğrenilir. Üzerinde duracağımız suyu sevmeyen
çocuklar değil, sudan korkan çocuklar..
Bir çocuğun suyla ilgili korku geliştirmesi için çeşitli
sebepleri olabilir.
Özellikle denizle ve havuzla tanışma aşamasında (her yeni deneyimde
olduğu gibi) çocuk radarlarını açar, çevredekilerin nasıl
davrandığına bakar ve taklit eder. Çocuk için deniz/havuz içinde ne
olduğunu bilmediği büyük bir su birikintisi o yüzden meraklı ve
makul oranda endişeli olması son derece normal. Ama tedirgin
yetişkinler çocuğu da tedirgin eder.
KİLİT KELİME SABIR
Çocuğunuzu suyla tanıştırırken sabırlı olmalısınız. Yaz gelsin de
bebeğimi o sevimli simidinin içine yerleştirip denize gireyim,
harika fotoğraflar çekelim, eğlenelim diye hayaller kurmuş
olabilirsiniz. Ama acele etmeyin. Deniz konusunda aceleci davranıp
atacağınız hatalı bir adım işinizi emin olun çok daha zorlaştırır.
Her çocuğun tepkileri farklıdır. Bırakın çocuğunuz kumda ya da
havuz kenarında biraz oynasın. Mesaj verme kaygısı gütmeden, "hadi
gel bak ne kadar güzel" demeden önce siz girin suya. Ama gerçekten
keyfini çıkarın. Hatta bu anlarda çocuğunuzla fazla ilgilenmeyin, o
zaten radarları açmış sizi ve sizin tepkilerinizi izliyor olacak.
Yani yine sözlerinizle değil davranışlarınızla rol model
olacaksınız.
Suyla ilk tanışmada mümkün olduğunca siz çocuğunuzu değil, ufaklık
sizi yönlendirsin. Bu sizin tahmin ettiğinizden biraz uzun
sürebilir ama pes etmemelisiniz. Yavaş yavaş ama emin adımlarla
ilerlemek gerekiyor bu komuda. Eğer ciddi bir endişe fark ederseniz
deniz kenarına koyup içini deniz suyuyla dolduracağınız bir şişme
havuz ilk aşama için size yardımcı olur.
ASLA ZORLAMAYIN
Sakın ama sakın çocuğu zorla suya sokmaya çalışmayın. "Bir girsin
nasılsa alışır" diye düşünmeyin. Çıkmak için ağlayan bir çocuğu
suyun içinde tutmak için çabalamayın. O anda çocuğunuz paniklemiş
olacak. Üstelik size olan güvenini özellikle bu konuda büyük
olasılıkla yitirecek. Bir sonraki hamlenizde siz böyle bişey
yapmayacak olsanız bile çocuğunuz onu zorla suya sokacağınızı
düşünecek. Suya karşı tepkisi gittikçe artan dozda olacak. Sonuçsa;
nurtopu gibi bir deniz korkusu!
Anne babaların en büyük hatalarından biri de karşılaştırma. "Bak
senden küçük bebekler ağlamadan giriyor havuza, yoksa sen korkuyor
musun, bak sonra gülerler" demek. Yani çocuğun korkusunu,
endişelerini önemsememek hatta onlarla dalga geçmek.
Ah keşke o anda dile gelse de "beni başkalarıyla karşılaştırma,
sadece yanımda ol ve güvende hissetmemi sağla" diyebilse
ufaklıklar. Unutmayın miniğinize onu anladığınızı
hissettirmezseniz, sizin onu rahatlatmak için söyleyeceğiniz hiçbir
sözün kıymeti olmayacak.
Ayağı kayıp suya düşen, denizde havuzdayken su yutan çocuklar,
anne babalarının zorla suya soktuğu ya da banyodayken fazla sıcak
ya da soğuk su yüzünden yanan, üşüyen, gözlerine
şampuan kaçan minikler bu tatsız tecrübeler yüzünden sudan
korkabilir.
KORKU BULAŞICIDIR
Aslında yine belirleyici olan anne babanın tavrı. Ufaklık suya
düştüğünde panik yapmanız normal elbette, ama onu sudan
çıkardığınızda ve artık güvendeyken söylenmeye devam etmeyin. "Ben
sana demedim mi terliklerini giy diye, bak kaydın düştün, ya biz
düştüğünü görmeseydik, ya seni çıkaramasaydık, ya boğulsaydın" Siz
bunları söylerken bebeğiniz ne duyuyor biliyor musunuz?
"Kork,kork,kork,kork.."
Elbette çocuklarımız söz konusuyken hele de güvenliklerinden
bahsediyorsak kontrollü olmak kolay değil. Ama yine de kriz
anlarında "mümkün olduğunca" tepkilerinizi kontrol altında tutun ve
sakin olun. Eğer başaramıyorsanız örneğin gerçekten çok
korktuysanız ve sinirleriniz bozulduysa birkaç dakika için
ufaklığın yanından uzaklaşmak en doğrusu. Korku bulaşıcıdır
unutmayın. Halihazırda korkmuş bir çocuğa siz de kendi
endişelerinizi yansıtırsanız, korkunun kalıcı olmasına sebep
olursunuz.
Örneğin çocuğunuzu küvette yıkıyorsunuz. Şampuana uzanmak için
sadece bir an arkanızı döndünüz ve ufaklık suyun içinde. Muhtemelen
bir ağız dolusu şampuanlı suyu o anda yuttu.
Önünüzde iki yol var;
Ya çocuğunuzu hemen havluya sarar banyodan çıkarır, yüzlerce kez
iyi olup olmadığını kontrol eder, tüm tanıdıklarınıza çocuğunuzu
nasıl düşürdüğünüzü nasıl korktuğunuzu anlatırsınız ve ufaklık da
bunları duyar. Bir sonraki banyo seansınız kabusa döner.
Ya da kendinizi ve ufaklığı sakinleştirir, ama her ikinizin de
dikkatli olması gerektiğini söyler, banyonun kalan kısmında oyun
oynar, eğlenirsiniz. Bir sonraki banyo seansınız her zamanki gibi
geçer.
Tercih sizin..
EN İYİ YÖNTEM OYUNDUR
Küçük bir çocuk için dünya belirsizliklerle dolu bir yer ve
çocukların özellikle okul öncesi dönemde zihinleri bir yetişkinden
çok farklı çalışıyor. Sizin (hayat tecrübeniz sayesinde) son derece
sıradan gördüğünüz bir şey miniğiniz için korku yaratabilir. Bir
çocuk banyo küvetindeki giderden suyun akıp gittiğini görünce
kendisinin de oraya sığacağını, giderin içine kaçıp akıp gideceğini
düşünebilir mesela. Ya da banyo küvetinizdeki sığ bir suda onu
ısırabilecek büyük balıkların varlığından korkabilir..
Çocukların su korkusuyla, korkularının sebebi anlamsız olsa bile
sakın dalga geçmeyin ve onu zorlamayın. Bir korkuyla başedebilmenin
en iyi yolu çocuğa onu anladığınızı hissetirmektir. Anne babasının
korkularını anlamadığını düşünen çocuk korkularından vazgeçmez.
Çünkü ona göre gerçek tehlike devam ediyordur ya da onu korkutan
şey hala mevcuttur sadece anne ve baba bunu görmüyordur.
Söz konusu çocuk olduğunda özellikle de okulöncesi dönemde her
zaman en iyi yöntem oyundur. Arada bir banyonuzu yarım saat için
ufaklığa göre hazırlamak size ne kaybettirir ki? Kaldırın banyo
halılarını, bırakın oynarken su sıçratsın. Köpükler yapın oynayın
beraber, vakit bolsa küveti doldurun. Gemileri yüzdürün. Bundan
güzel bir paylaşım olabilir mi. Bu arada akşam saatlerine denk
gelen banyolar, enerjisini boşaltmasına yardımcı olur, çocuğu
rahatlatır ve böylece uykuyu kolaylaştırır.
Deniz kenarında da durum farklı değil. Alın kovaları kürekleri, beraber oynayın. Önce kumun üzerinde. Sonra siz "Buradaki kum ıslak, daha güzel kaleler yapılıyor" deyip "sen de gel" demeden, zorlamadan suya biraz daha yaklaşın. Ayaklarınız suyun içinde olabilir bu aşamada. İlk anda çekinse bile eğer siz üzerinde durmuyormuş gibi davranmayı başarabilirseniz bir süre sonra yanınıza mutlaka gelecektir. Çocuğunuz için ilk gün belki bu kadarı yeterlidir. Tekrarlıyorum sınırları siz çizmeyin, çocuğunuzun çizdiği sınırlar içinde ilerleyin ve sabırlı olun.
Siz her ne kadar dikkat etseniz de çocuğunuz korkuyu çevresindeki herhangi birinden ya da hiç tanımadığı bir çocuktan bile öğrenebilir. Endişelenmeyin, siz doğru adımları atarsanız korku yerleşmez, pekiştirilmeyen korkular da zihninden çabucak silinir..
Psikolog Irmak GÜRCAN KERİMOĞLU