Çocuklar için Facebook ve Twitter uyarısı
Abone olÇOCUK ve erişkin psikiyatrı Yrd. Doç. Dr. Müjen İnlem, çocukların suça sürüklenme oranlarının artmasının sosyolojik temelli olgulara dayandığını söyledi
Çocuğun Facebook'u, Twitter'i, İnstagram'ı olmaması gerektiğini
belirten İnlem, "Çünkü doğal olayları çocuk doğru
yorumlayamıyor. Çocukları yanlış kullanmamak lazım. Benim çocuğum
İnstagram'da, Facebook'ta bir şey paylaştı demeyeceğiz. Çok
hareketli, problemli çocukların suça sürüklenme olasılığı
fazladır" dedi.
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler
Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müjen İnlem,
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), dün açıkladığı güvenlik
birimine gelen veya getirilen çocuklara ilişkin istatistiklere
ilişkin önemli bilgiler verdi. Aileleri bu konuda uyaran İnlem,
"Çocukların toprağa ihtiyacı var. Dışarıda oyun oynamaya ihtiyacı
var. Aileler çocuklarını alıp parkla, kum havuzuna, köyüne
götürsün. Çocukların yanında cep telefonu kullanmasınlar.Baba işten
gelince televizyonun başına oturuyor, anne elinde cep telefonu
çocukta rol model olarak bunları alıyor. Çok hareketli,problemli
çocukların suça sürüklenme olasılığı fazladır. Çocuğun eline onu
güçlendirecek aile vermek gerekir. Sonra iyi örnek olacaksın.
Toplum yapısında güvenli bir ortam yaratacaksın. Ondan sonra çocuk
sağlıklı gelişir" diye konuştu.
YÜZDE 10 ARTARAK 333 BİN 435'E ÇIKTI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılında güvenlik birimine
gelen veya getirilen çocuklara ilişkin istatistikleri yayımladı.
Buna göre, Türkiye'de geçen yıl güvenlik birimlerine gelen veya
getirilen çocuk sayısı, önceki yıla göre yüzde 10 artarak, 303 bin
213'ten 333 bin 435'e çıktı.Geçen yıl güvenlik birimlerine gelen
veya getirilen çocuk sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 10 artışla
333 bin 435 olarak kayıtlara geçti.Söz konusu çocukların yüzde
54,8'ini 15-17, yüzde 23,2'sini 12-14, yüzde 21,9'unu ise 11 yaş ve
altı gruptakiler oluşturdu.Güvenlik birimine gelen veya getirilen
çocukların yüzde 65,4'ü erkek, yüzde 34,6'sı ise kız çocuklarından
oluştu.
Çocukların yüzde 47,5'inin mağduriyet, yüzde 32,6'sının suça sürüklenme, yüzde 12,3'ünün bilgisine başvurma, yüzde 3,5'inin kayıp (bulunan), yüzde 4,1'inin diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldiği veya getirildiği tespit edildi. Geçen yıl suça sürüklenme nedeniyle güvenlik birimlerine getirilen 108 bin 675 çocuğun yüzde 36,1'ine yaralama, yüzde 23,1'ine hırsızlık, yüzde 10'una Pasaport Kanunu'na muhalefet, yüzde 5,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 3,5'ine cinsel suçlar, yüzde 3,4'üne mala zarar verme ve yüzde 3,3'üne ise tehdit suçu isnat edildi.
"İYİ BİR EĞİTİMLE BU SORUN AŞILABİLİR"
Çocukların suça sürüklenme oranlarının ekonomik ve toplumsal
değişimlere bağlı oluşan durumlar olduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr.
İnlem, "Sosyal değişimlerin etkilediği olaylar, Teknolojinin her
şeyin önüne geçmesi, göçler, aile yapısı gibi durumlar etkili
oluyor. Doğru bir eğitimle bu oranı düşürebiliriz. Sosyal
yapısı sağlam, iyi bir eğitimle düzeltilebilinir. Önce ailelerin
kalkındırılması gerekir. Ailelere temel görevleri ve toplumdaki
değer sistemleri öğretilmesi lazım. Teknolojik gelişmeler çok
önemli, ayrıca çocukların hayal kurmalarına izin vermiyoruz, kendi
hayallerimizi dayatıyoruz. Telefondaki ve bilgisayardaki oyunlarla
çocuk başkasının yaratığı oyunlarla soyutlanıyor. Soyutlama
düşüncesi ergenlikten sonra geliştiği için çocuk bunu gerçek
zannediyor. Hayali dünyayı kendi gerçek dünyası ile birleştirip onu
yaşamaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIN ELİNE CEP TELEFONU VERMEYİN"
Konuyu örnek vererek açıklayan Yrd. Doç. Dr. İnlem, "Dün bir dükkandayım kadının biri 4 buçuk yaşındaki çocuğu oturmuş eline de cep telefonu vermiş. Kadın o sırada elbise deniyor. Çocukta telefonda oyun oynamaya çalışıyor ben tabi müdahale ettim. Çocuğa 'telefonla oynama' dedim, aile tepki gösterdi 'benim çocuğum telefonda oyun oynamıyor araştırma yapıyor' diye Bu neyin araştırması olabilir ki çocuk 4 buçuk yaşında. Aile bunu destekliyor çünkü çocukların arzu ve isteklerini yerine getirdiklerini düşünüyorlar. Aileler çalışıyor ve yılgın, toplum çabuk tüketiyor her şeyi.Çocukların o yaşta toprağa ihtiyacı var. Dışarıda oyun oynamaya ihtiyacı var. Çocuklar o yaşlarda ayaklarını toprağa bassın. Aileler çocuklarını alıp parkla, kum havuzuna, köyüne götürsün. Çocukların yanında cep telefonu kullanmasınlar.
"ÇOK HAREKETLİ ÇOCUKLARIN SUÇA SÜRÜKLENME OLASILIĞI FAZLADIR"
Ailelere önemeli görevler düştüğünü hatırlatan Yrd. Doç. Dr. İnlem aile içerisinde şiddet olmazsa, eşler birbirlerine saygılı olursa, ebeveynlerin ekonomik özgürlükleri olursa sorunun çözülebileceğini ifade ederek "Baba işten gelince televizyonun başına oturuyor, anne elinde cep telefonu çocukta rol model olarak bunları alıyor. Çok hareketli,problemli çocukların suça sürüklenme olasılığı fazladır. Çocuğun eline onu güçlendirecek aile vermek gerekir. Sonra iyi örnek olacaksın. Toplum yapısında güvenli bir ortam yaratacaksın. Ondan sonra çocuk sağlıklı gelişir. Çocuğun Facebook'u, Twitter'i, İnstagram'ı olmayacak. Çünkü doğal olayları çocuk doğru yorumlayamıyor. Çocukları yanlış kullanmamak lazım. Benim çocuğum İnstagram'da, Facebook'ta bir şey paylaştı demeyeceğiz. Çocukların sosyal medyayı lise son sınıfta veya üniversiteye başlarken kullanmaya başlaması gerekiyor" açıklamalarında bulundu.