Çocuklar bisküüt de yiyebilsin diye...

Abone ol

Sert üslubu ile bilinen MHP lideri Bahçeli seçim meydanlarında sosyal yaraları anlatırken etkileyici bir dil kullanıyor.

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- Yıkım projesi... İmralı canisi... iktidarın gizli gündemi... ülkeyi bölmek istiyorlar... ahlaksızlık, şerefsizlik...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı konuşmalarda neredeyse bağırarak söylediği bu sözlere kulaklarımız çok aşina. Seçim gezilerine başlayan Bahçeli'nin gittiği her durakta, seslendiği her kürsüde ana gündem maddelerinden biri bu. Konuşmalarına Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi durumu değerlendirerek başlayan Bahçeli, bir Başbakan Erdoğan'a, bir açılım sürecini yürüten Atalay'a yükleniyor; bir yandan da BDP'lileri yerden yere vuruyor.

Biz basın mensupları da Bahçeli'nin güncel konularla ilgili değerlendirmelerini ve hükümete dönük en sert sözlerini alıp haberleştiriyoruz. İnternethaber olarak Nevşehir gezisini izlerken de bütün basın mensupları gibi bunu yaptık.

Ama bu yazıda haberleştirilmeyen bir bölümü paylaşmak istiyoruz. Üstelik bu bölüm Bahçeli'ye sıkça yapılan, "Terör dışında konuşacak konusu yok" eleştirilerine yanıt niteliğinde. Çünkü Bahçeli konuşmasının en az yarısını ekonomik ve sosyal olaylara ayırıyor.

Bu çok alışık olduğumuz bir Bahçeli portresi değil... Babasından şeker, bisküüt isteyen çocuğun gözleriyle bakıyor dünyaya, üniversiteyi bitirip iş bulamayan gencin, "Hala iş bulamadın mı? diye soran olur" diye evden dışarı çıkamadığını anlatarak işsiz gençlerin ruh haline tercüman olmaya çalışıyor. Ardından da sorunu çözmek için partisinin en önemli seçim kozlarından olan Hilal Kart'tan bahsediyor. İşte farklı bir Bahçeli'yi ortaya çıkaran konuşmalardan notlar:

"6 milyona yakın işsizimiz var. Üniversite mezunu gençlerimiz işsiz. Ailenin geçimini üstlenmiş anne baba geçim darlığına düşmüş. Çocuklar yetişmiş kızlar gelinlik çağına gelmiş, oğlanlar askerliğini yapmış... Çocuklarını yetiştirmek için yıllarını veren anne baba şimdi bunlara iş bulsak çocukları baş göz edip yuvalarını kursak gözüm arkada kalmaz diyor. Ama aylar, yıllar geçiyor bu çocuklar hala işsiz. Bu ailede kötü yara açıyor.

Özellikle gençlerde içe kapanma, evden çıkmama, kimseyle konuşmama, sağda solda yalnız başına dolaşmaya neden oluyor. Dışarı çıktığı zaman bir yakınının "Ne o yeğenim yine buralardasın, üniversite de bitti ama hala bir iş bulamadın mı?" sorusu karşısında ezikliği insanlarımızı büyük sıkıntıları sokuyor.

Bu toplumsal sıkıntıyı beraberinde getiriyor, sosyal şiddeti, suç oranlarını arttırıyor. Gasp, hırsızlık tecavüz, cinayetler... Öfkeli bir toplum oluyoruz. Otobüs sırasında itişip kakışmalar, cinayete sebebiyet veriyor. Alışveriş yaparken lüzümsuz bir söz sonrası yaşanan tartışma birini mezara diğerini hapse gönderebiliyor.

Sadaka ekonomisi ile toplum sömürülüyor. Paket demokrasisi uygulanıyor. Bayramlarda bir paket, seçimlerde bir paket geliyor. Bu paketin içinde ne olduğunu, ihtiyacınız olup olmadığını ancak gelince görüyorsunuz. Ama yoksulsanız olduğu gibi kabul ediyorsunuz.

Bu paketi alın. Bu paket sizin helaliniz hakkınız. O paket sizin için ayrılan devletin kaynaklarından veriliyor. Paketi AKP getirdi diye AKP'ye muhtaç değilsiniz. Alın paketi vurun tokatı gitsin.

Ama paket istismarı ile demokratik siyasi hayat devam edemez. Bunun oluru Hilal Kart'tır. Harcama kartı olan bu kart sosyal yardımlaşma projemiz. Yoksula, işsize verilecek. Toplumda başınız dik yürüyeceksiniz. Para hesabınıza yatacak, siz de ihtiyacınıza göre harcayacaksınız.

Hilal Kart, evden sabah çıkarken, kızınız veya oğlunuz "baba akşam bana bisküüt getirebilir misin, bir çikolata alabilir misin, bir şeker getirebilir misin" dediğinde, "evet kızım akşam getireceğim" diyeceğiniz bir karttır.

Hilal kart, eşiniz "akşam yemek için şunu yapmayı düşünüyorum, sen de seversin bunun için şu malzemelere ihtiyaç var alabilir misin" dediğinde o malzemeyi mutfağa gönderecek olan karttır.

Günün Önemli Haberleri