Çocuk yaşta evlilikte birinci olan şehir
Abone olTürkiye'nin çocuk yaşta evlilikler sorunuyla ilgili yapılan araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya çıkardı
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın
olan çocuk yaşta evlilikler, genellikle polis merkezlerinde
son bulan trajik hikayelerin yaşanmasına neden oluyor.
Henüz 15 yaşında bile basmadığı halde doğum için hastaneye getirilen çocuk annelerin ilginç yaşam hikayeleri genellikle sağlık personelinin ihbarıyla ortaya çıkarken, kimisinin tecavüze uğradığı, kimisinin ise zorla evlendirildiği belirleniyor. Kimi zaman devlet korumasına alınması için girişimde bulunulan çocuk annelerin nikahsız olarak birlikte yaşadığı kişiler ise ''çocuğun cinsel istismarı'' suçundan gözaltına alınabiliyor.
Çocuk yaşta bebek sahibi olan anne ile eşi, ailelerinin kendileri için biçtiği rolün psikolojik yükü altında olgunlaşmaya çalışırken, evliliklerini aynı yaşlarda gerçekleştirmiş olan ebeveynler ise ''azmettirici'' oldukları iddiasıyla hakim karşısına çıkıyor.
BAŞLIK PARASI VE BERDEL İÇİN
Daha çok tanıdıkları bir ailenin oğluna başlık parası veya berdel
(karşılıklı kız alıp verme) karşılığında evlendirilen kız
çocukları, çocukluk evrelerini tamamlayamadan, erken yaşta yaşamın
ağır yükünü psikolojik sorunlarıyla omuzlamaya çalışıyor.
Türkiye'nin yanı sıra Ortadoğu'da ve eğitim seviyesi düşük olan
bazı ülkelerde de sıkça yaşanan bu tür evliliklerin önlenmesi için
ailelerin ciddi yaptırımlarla karşı karşıya bırakılması istenirken,
kimileri de özellikle din adamları ve kanaat önderlerinin toplumu
uyarması ve kız çocuklarının mutlaka eğitimlerini tamamlaması
gerektiği görüşünü bildiriyor.
HER 4 EVLİLİKTEN 1'İ BU TÜR EVLİLİKLER İÇERİSİNDE
Şanlıurfa Baro Başkanı İrfan Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de yaklaşık her 4 evlilikten 1'inin bu tür evlilikler içerisinde yer aldığına dikkat çekerek, bu durumun bir cinsel istismar türü olduğunu söyledi.
Küçük yaşta evliliklerin toplumun bir sosyal yarası olduğunu
kaydeden Güven, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin
sadece Türkiye'de ve Ortadoğu'da değil Peru, Arjantin, Şili, Lübnan
ve Azerbaycan gibi gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde de
görüldüğünü belirtti. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi düştükçe ''çocuk
gelinler''e daha yüksek oranlarda rastlandığını ifade eden Güven,
şunları kaydetti:
EVLİLİK DEĞİL ÇOCUĞA KARŞI SUÇ
''Belki işin başında terminolojik bir farkındalık yaratmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yapılan çocuk yaşta evlilik değildir bizce. Bu hukuksal anlamda çocuğa karşı yapılmış bir cinsel istismar türü olarak tanımlanmış ve ciddi ceza yaptırımlarıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Çocuk evliliği denilinen bu cinsel istismar, kız çocuklarında ciddi sorunlar, ağır tahribatlar yaratmakta, onları travmaya sevk etmektedir. O körpecik bedenlerin kaldıramayacağı bir yükün altına sokmak, beraberinde aile içi şiddete maruz kalmasına neden olmaktadır. Özellikle erken yaşta gebelikler, kız çocuğunun yaşamının sona ermesine neden olabilecek, beraberinde çocuklarla ilgili ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Araştırmalar gösteriyor ki ülkemizde yaklaşık her 4 evlilikten 1'i bu tür evlilikler içerisindedir. Bu bir cinsel istismar türüdür. Bu durum TBMM Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu tarafından elde edilen bir sonuçtur. Çok çarpıcı bir veridir. Tabi biz bunun resmi istatistiklere aynı düzeyde yansıdığını görmüyoruz. Özellikle de 15-18 yaş arası çocuklarla ilgili veriler resmi olarak yansımamaktadır. Bunlar şikayete tabi suçlardır ve adliyeye yansımayınca TÜİK verileri arasına da girmemektedir.''
YOZGAT İLK SIRADA
Alan araştırmacılarına göre, çocuk yaşta evliliklerin Türkiye genelinde en çok Yozgat'ta, Güneydoğu'da ise Şanlıurfa'da görüldüğünü bildiren Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Aslında bu tür evliliklerin çok nedeni var. Çok parametreli bir bilmece gibi adeta. Ama en başta gelen nedenlerden birisi yerleşik örfi hukuktur. Bu bir adet olarak, meşru bir durum olarak algılanıyor toplum nezdinde. Burada bir sorgulama söz konusu değil. Aileler çocuk yaştaki kızlarının birileriyle evlendirilmek suretiyle himaye altına sokularak, onun cinsel yönden korunduğunu düşünüyor. Böylece yörede namus olarak tanımlanan olgu da korunmuş oluyor. Bunun yanında başlık parası, yoksulluk, bilgi eksikliği, ekonomik güçsüzlük bu tür sonuçları beraberinde getiriyor.''