Çocuk polisi iş başında!
Abone olŞimdi polis, İstanbul Belediyesi'nin de desteği ile sivil olarak çocuk polisi görevlendirdi.
Taksim’de yaşanılan “tinerci çocuklar” olayından sonra gözler
sokakta yaşayan çocuklara çevrildi. Bir de, sivil giyimli memurları
ve özel otolarıyla çocuklarla olumlu bir irtibat kurmaya çalışan
çocuk polislerine. İki tinerci çocuğun Taksim’de bir SAT
komandosunu falçatayla öldürmesinin ardından, sokakta yaşayan
çocukların halleri kamu nezdinde yeniden tartışılır oldu. Tinerci
çocuklar bu olayın akabinde Kadıköy’de bir binbaşıyı falçatayla
tehdit ederek parasını, telefonunu ve beylik tabancasını gasp
etmekle gündeme geldi. Peki adı böyle ağır suçlarla anılan
çocuklara çocuk polisinin psikolojik yaklaşımı ne? En önemlisi,
benzeri tehlikelerin aşılması için halihazırda çocuklara yönelik ne
gibi projeler geliştiriliyor? “Yapılan eylemlerde gizlilik esastır”
Polis bu konuda ne derece yetkindi? Çocuklar için özel olarak
hizmete koyulmuş olan renkli yazılı arabalar ve çocuğun dilinden
anlaması için hizmet içi eğitimden geçirilen polisler bir süredir
iş başında. Beyaz renkli ve üstünde çocukların ilgisini çekecek
harflerle “Çocuk Polisi” yazılmış arabalar bu çalışmaların şekli
bir ifadesi niteliğinde. Muhtemelen çocukların sempatisini kazanmak
için tasarlanan arabalar, Eylül 2002’den bu yana sivil polisler
eşliğinde hizmetteler. Ancak onlar bile cazip görünüşlerine rağmen,
çocukların polislerden kaçmasını engelleyemiyor. Kanun hükmü,
çocuklarla ilgili bütün eylemlerin gizli yapılmasını esas alıyor.
İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli Ekipler Amiri Başkomiser
Yaşar Topçu, bütün eylemler gizli yapılırken üstünde “Çocuk Polisi”
yazan arabaların çalışmasının bu gizliliği kaldırabileceği yorumunu
getiriyor: “Çocukların bize yaklaşımı olumlu değil. Arabalarımız
çocuklarca tanınıyor. Arabayı uzaktan gördüğü zaman genellikle
kaçma eğilimi gösteriyorlar, yaklaşmak istemiyorlar. Bunların
peşinden koşup yakalamak da vatandaşa karşı iyi bir görüntü
vermiyor, tehlike arz ediyor.” Şu an Türkiye’deki tüm çocuk polisi
şubelerinde 60’ın üstünde araba var, ancak bu sayı da çocuk
polislerince yeterli bulunmuyor. İstanbul Çocuk Şube
Müdürlüğü’ndeki yetkililer, özellikle tinerci çocukların
terslenmeleri, kendilerine hakaret edilip aşağılayıcı sözler
söylenmesi ve onurlarının kırılması durumunda saldırgan
davranışlarda bulunduklarını söylüyor. Aksi takdirde çocuklar iyi
hallerini belli ediyorlar. Şubede sosyal çalışmalarla ilgili
görevli olan Hasan Salim, “Tinerci çocuklar genelde 5—6 kişilik
gruplar halinde gezip, 10—20 kişilik gruplar halinde geceliyorlar.
Çünkü başkalarına karşı ancak böyle korunabileceklerini
düşünüyorlar. Bize karşı iyi niyetlerini ise her zaman
gösteriyorlar; sokağa yeni düşmüş bir çocuk bulsalar, ‘Abi bu çocuk
kimsesiz, bizim gibi madde bağımlısı olmasını istemiyoruz,
ilgilenirsin’ deyip bize teslim ediyorlar” diyor. Tinerci
çocuklardan birinin çocuk polisi arabasına alınması halinde
diğerleri de gelmek istiyor veya alınanı kendilerince koruma
eylemine girişiyorlar. Çocuklarla sürekli diyalog içinde olan
görevlilerin ‘güven’ verici olması neredeyse bir mecburiyet.
Çocukların madde bağımlılığından dolayı akli birtakım melekelerini
kaybetmiş olması çalışmaları güçleştirmekte. Kanunda geçen,
“mütecaviz sarhoşluk” denilen haller haricinde sivil giyimli
polisler bu çocuklara ‘ellerinde tutma’ konusunda herhangi bir zor
kullanamıyor. Polis sadece ikna yöntemleriyle çocukları koruma
altına almaya çalışıyor. Salim’e göre, vatandaşlar, sokakta bir
tinerciyle karşılaşırlarsa onları kendilerince ıslah etmeye
çalışmamalı. Çünkü niyet belirsiz olunca, fiil yasal olmaktan
çıkıyor. Yardım, polise ve sosyal hizmetlere durumu bildirmek
suretiyle ancak olabilir. Salim, “Evine almak bir çözüm değil.
Sonra çocukları evlerine alıp yardım ettiğini zanneden vatandaşlar
çocuk şubemizde ‘Biz iyi niyetliydik, yaptığımızın suç olduğunu
bilmiyorduk’ diye yakınıyorlar. Vatandaşlar da nasıl yardımcı
olacaklarını bilemiyor” diyor. Polis, hizmet içi eğitim alıyor
Sokakta yaşayan çocukların merkeze getirilmelerinden itibaren adli
ve idari işlemleri yapılıyor. Ancak ailelerine veya bir sosyal
hizmet merkezine yönlendirilecek çocuklar mümkün olan en kısa süre
için burada tutulabiliyor. Bu sürenin daha iyi değerlendirilmesi
adına, çocuk polisi bünyesindeki çocuk bakım ünitesinde bilgisayar
ve kitaplık bölümü bulundurulması planlanıyor. Çocuklara daha uygun
bir ortam sağlanacak. Bir gönüllü kuruluş, çalışmanın masraflarını
üstlenmiş. Diğer yandan Başkomiser Topçu, “Çocuk polisine son
dönemde gönüllü olarak görev yapmak için 500 polis başvurdu. Bu
talep yeterli seviyede. Şu anda bir ‘norm kadro’ oluşturulma
çalışmalarına başlandı” diyor. Çocuk biriminde çalışacak personelin
ise yönetmelik gereğince, başta gönüllü olmak, etkili ve güzel
konuşmak, güvenilir olmak, ikna, iletişim, karar verme yeteneğine
sahip olmak gibi ayrıcalıklara sahip olması gerekiyor. Ancak
meslekte başarılı olması için elenerek seçilenler de 15 günlük bir
eğitime tâbi tutuluyor. Topçu, “Polis Meslek Yüksek Okulları’ndaki
kadrolara paralel olarak en azından bizim birimimizde bayan
memurların sayısının artırılması fayda getirebilir” diyor. Eğitim
sürecinde polislere ana başlıklarıyla uzmanlar ve profesörler
tarafından çocuk gelişimi ve psikolojisi, uyumsuz çocuklarla ilgili
çalışmalar, kriminolojik amaçlı görüşmeler, adli mülakat
teknikleri, ulusal ve uluslararası yasal mevzuat, başta BM Çocuk
Hakları Sözleşmesi, TCK, Adli Tıp gibi konularda dersler veriliyor.
Ayrıca polis, sosyal hizmet uzmanıyla birlikte saha çalışmalarına
çıkıyor. Topçu, “Emniyet Müdürlüğü bünyesinde tek sosyal hizmet
uzmanımız var. Büro amirliklerimizde yok. Bu da çalışmalarımızda
sıkıntı yaratmakta” diyor. Gözetimevi rahat nefes aldıracak
Kamuoyunda bilinenin aksine, madde bağımlısı çocukların polisle
diyaloğu daha sıkı. İhtiyaçlarını polise içtenlikle söylüyorlar. 4
senedir Çocuk Şube’de çalışan Sosyal Hizmet Uzmanı Hasan Salim,
“Bize bir ihtiyaçları olduğunda söylüyorlar, arabaları görünce
onlarda kaçma eğilimi daha az” diyor. Dışarıda kalan ve rehabilite
edilemeyen çocukların sokak ortamında suça itilmesi ise hiç zor
değil. Bu tarz çocukların sürekli sokakta kalmalarının başlıca
nedeni ise yasal mevzuattaki boşluklar. Koordinasyonla çalışan
kurumların bünyesinde tam bir rehabilitasyondan geçirilemeyen
çocuklar, mecburi olarak sokaklara mahkum kalıyor. SHÇEK’in Çocuk
ve Gençlik Merkezleri Yönetmeliği’nin 4. maddesinde geçen “Açık
kapı sistemi” mevzuu, çocukların “merkezin sunduğu her türlü
hizmetten kendi istekleri ile yararlanmalarını ve ayrılmalarını”
öngörüyor. Yani hiçbir çocuk zorla içeride zapt edilemiyor. Bu
uygulamada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket edilir
düşüncesi var. Hal böyle olunca gerek çocuk polisi gerekse sivil
toplum kuruluşları rapor tuttukları ve çeşitli temel ihtiyaçlarını
bir süreliğine karşıladıkları çocukları tekrar sokaktan
topluyorlar. Bu kaç—göç sürüp gidiyor. Bir polis aynı çocukla
birkaç kere muhatap oluyor. İstanbul Valiliği, İstanbul Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü’nün il koordinasyon
toplantılarında birlikte düzenledikleri “Gözetimevi” projesi yarı
kapalı sistem olarak düşünülmüş. Adalet Bakanlığınca Çocuk
Mahkemeleri Kanunu’na uygun olarak daha evvel çıkartılan yönetmelik
ise henüz faaliyete geçmedi. Projenin acilen faaliyete geçirilmesi
hedefleniyor. Bu projeyle, çocukların dışarı kaçması önlenecek ve
burada rehabilitasyona tâbi tutulmaları sağlanacak. İstanbul Sosyal
Hizmetler İl Müdürü Kahraman Eroğlu, “Bu çocuklara tıbbi bakımın
yapılması gerektiği kanısına vardık. İstanbul Valisi Muammer
Güler’le, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi içerisinde
40 yataklı bir ünitenin bir hafta on gün içerisinde acilen
açılmasının, çocuklar istemese de bu çocuklara yarı kapalı sistem
içinde müdahale edilmesinin gerekliliği konusunda hemfikiriz. Daha
sonra çocukları diğer merkezlere alarak sanata ve mesleğe
yönlendireceğiz. Bir de okul açacağız” diyor. Aileler sokağa
itiyor” Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün verilerine göre, sokakta
yaşayan çocukların madde kullanım oranı yüzde 38’in üstünde.
Polislere göre ise çocukların suça olan meyillerinde düne oranla
artış var. Sokakta yaşayan her çocuk tinerci değil ancak zamanla
olabilir. Polis, saha çalışmalarında ailelerle konuşuyor ve
çocukların gündelik hayatlarını uzmanıyla inceliyor. Hasan Salim,
“Aileleri, çocuklarını sokakta çalıştırmamaları için uyarmamıza
rağmen çalıştırıyorlar. Birkaç sene içerisinde çocukları madde
bağımlısı olarak karşılarına çıkıyor” diyor. Bu arada çocuk polisi,
geçmişte evden kaçmış çocukları da evlerinde ziyaret edip, yerinde
takip yapıyor. Ancak, “çocuk polisi”nin, bir şekilde sokakta
yaşamaya mahkum olmuş ve madde bağımlısı çocukların ıslahı
konusunda tek başlarına yeterli olmadığı dile getiriliyor. Tatbik
edilmesi gereken projeler var ve 13 Nisan 2001’de kurulan “çocuk
polisi” teşkilatının süratle geliştirilmesi gerektiği de
söylenenler arasında. Kaynak : Aksiyon