Çocuğa nasıl cinsel cevap verilir
Abone olCinselliğin detaylı anlatımının zararlı olacağını belirten uzmanlar tatminkar cevap önerisinde bulundu.
Doç. Dr. Mücahit Öztürk, ''Cinselsorunlar. com'' sitesindeki
makalesinde, ''Çocuk Cinsellikte Neyi Merak Eder?'' konusu üzerine
ilginç değerlendirmeler yaptı. Soru sorma alışkanlığı kazanan
çocukların özellikle cinsellikle ilgili soruları karşısında anne ve
babaların zor anlar yaşadığını vurgulayan Doç. Dr. Öztürk, çocuğa
cinsellik hakkında bilgi verecek en ideal kişilerin ebeveynler
olduğunu kaydetti. Öztürk, bu durumlarda çocuğa cinsellik ve
üremeyle ilgili her şeyi detaylı bir şekilde anlatmanın zararlı
olabileceği uyarısında bulunarak, ancak verilecek cevapların
çocuğun merakını giderecek nitelikte olması gerektiğini savundu.
Ansızın, beklenmedik bir anda cinsellik ve üremeyle ilgili bir
soruyla karşılaşan anne ve babanın ne yapacağını bilmemenin verdiği
telaşla ''Ayıptır'', ''Daha sen çok küçüksün'' gibi kaçamak
cevaplar verdiğini belirten Doç. Dr. Öztürk, bir çok ebeveynin
çocuğu başından savmak veya soruyu duymamazlıktan gelerek cevapsız
bırakmayı tercih ettiğini hatırlattı. ''Oysa bu tutum çocuğun var
olan merakını bir kat daha artırır. Bu merakı gidermek için çocuk,
anne-babanın yatak odasına ani baskınlar düzenler, onları banyo
yaparken gizlice izlemeye çalışır ya da arkadaşlarının bedenlerini
incelemek ister'' diyen Doç. Dr. Öztürk, çocuğun cinsel içerikli
sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun üremeye yani
bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair merakının yattığını
vurguladı. CEVAPLARIN İÇERİĞİ YAŞA BAĞLI DEĞİŞEBİLİR Bu tür meraklı
soruların, çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların
yaşayışlarına olan merakından farklı olmadığını anlatan Öztürk,
şunları kaydetti: ''Anne ve babanın sorular karşısında duyduğu
gerginlik bu farkı bilmemekten ve çocuğun cinsellik anlayışını
erişkin anlayışıyla karıştırmaktan kaynaklanmaktadır. Çocuğa cinsel
bilgiler vermenin ideal zamanı onun bu konularda soru sormaya
başladığı dönemlerdir. Bu tür sorular genellikle 3 yaş civarında
sorulmaya başlanır. İlk sorular kendi bedeni, annenin bedeni ya da
bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. Ona vereceğimiz
cevapların içeriği yaşa bağlı değişebilir. Ancak asıl dikkat
edilmesi gereken gerçek dışı ifadelerden kaçınmaktır. Örneğin
''Bebekler nasıl gelir?'' sorusu çocukların sıkça sorduğu bir
sorudur. Buna çok basit şekilde söyle cevap verebiliriz. Bebekler
annenin karnında büyürler. Orada bebeklerin büyümesi için özel bir
yuva vardır. Burada büyürler ve bir süre geçtikten sonra annenin
döl yolundan dışarı çıkarlar. Bunun yerine ''Bebekler leylekler
tarafından getirildi'' ya da ''Çarşıdan satın alındı'' gibi gerçek
dışı ifadeler çocuğun yanlış bilgilenmesine neden olacak ve bir
müddet sonra bu cevabın doğru olmadığını anlayan çocuk merakını
gidermenin ve sorularına cevap bulmanın başka yollarını
arayacaktır.'' Bazı anne ve babaların da çocuklarının sordukları
soruları kuşlar, arılar gibi hayvanlar üzerinden onları anlatarak
cevaplamayı tercih ettiğini belirten Öztürk, böylece ebeveynlerin
üreme ile ilgili bilgilerin daha masum hale geleceğini ve
cinsellikten arınacağını düşündüklerini vurguladı. ''ÇOCUĞUN
ANLAYABİLECEĞİ DİLDE KONUŞUN'' Oysa çocuğun asıl merak ettiği
konunun insanların üremesi olduğunu ifade eden Öztürk, ''İşe kuşlar
ve arılarla başlamak sadece anne-babanın sıkıntısını hafifleten
kaçamak bir yoldur, çocuğun merakını gidermez'' diye konuştu.
Çocuğun sorularına verilecek cevapların onun merakını giderici ve
doyurucu olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Mücahit Öztürk,
sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak bilgi vermek amacıyla çocuğa her
şeyi tüm detayları ile anlatmak ve çocuğun aklını karıştırmak da
gerekmez. Çocuğun neyi anlayıp anlamayacağını kavramak zor
değildir. Her çocuğa yaşına uygun anlayabileceği bir dil kullanarak
bilgi verilebilir. Çocuğa cinsel konularda yaşına uygun bilgi
vermek, ona basit trafik kurallarını öğretmek gibidir. Bu
bilgilerden onu uzak tutmak ileride karşılaşacağı olaylara karşı
savunmasız bırakacak ve yaşam boyu onun izlerini taşımalarına neden
olacaktır. Vereceğimiz her türlü bilginin doğru ve abartısız olması
gerekir. Uydurma yanlış, saçma ve hayali bilgiler vermek çocuğun
zihnini bulandırır ve ileri ki yaşamı için sorunlar oluşturur.
Kullanılan dil basit olmalı ve fazla detaya girilmemelidir. Çocuğa
her şeyi detaylı biçimde anlatmanın bir anlamı ve yararı yoktur.
Ona yaşına göre kaldıramayacağı derinlikte bilgiler vermek
cinselliğin erken devreye girmesine neden olabilir. Cinsel
konulardan bahsederken anne ve babaların yüz ifadeleri,
gerginlikleri ve huzursuzlukları da çocuklar tarafından dikkatle
algılanır. Huzursuz, gergin ve utangaç bir ifadeyle ne
söyleyeceğini bilemeyen anne ve babalar, çocuklarına bu konunun
aslında konuşulmaması gereken kötü ve çirkin şeyler olduğu mesajını
vermiş olurlar. Oysa çocuğun algılaması gereken cinselliğin
doğallığı ile birlikte gizliliği ve özelliğidir. Çocuğa üreme ve
cinsellik hakkında bilgi vermeye en uygun kişiler anne ve
babalardır.''