CNN Türk ekranında cinsel diyalog
Abone olCanlı yayına Haydar Dümen'i gecenin bir vakti alırsanız ne olur? CNN Türk ekranlarında imalarla dolu cinsel diyalog...
GAZETECİLER.COM
- CNN Türk'te program yapan Mesud Yar, konuk ettiği Posta
yazarı Haydar Dümen ile girdiği bir diyalog ile dillerde...
Haydar Dümen, İffet dizisindeki sahneler için "ferene basarak
izlemek gerekli" dedi, Mesut Yar, "fren yapıyorum tutmuyor
ki" karşılığını verdi.
Elindeki "+18 " yazan bir tabela eşliğinde
Haydar Dümen'e sorularını yönelten Mesut Yar, "cinselliği
öğrenmeyle ilgili" sohbetin sonunda enteresan bir diyaloğa imza
attı.
İşte o diyalog;
Mesut Yar: Peki Feriha ile İffet ile olur mu? Onları izlesek.
Haydar Dümen: Valla onları izlesek, biraz frenli izlesek. Hem ileriden, hem alttan, hem üstten.
Mesut Yar: Ben izlerken fren yapıyorum da tutmuyor ki...
Haydar Dümen: Orada biraz psikolojik frene
basılsın isiyorum ben. O fren aşıldığı zaman ortaya çıkan anarşiyi
çocuk hazmedemez, çoğunu biz dahi hazmedemiyoruz. Tabanca olmasın
bence.
Mesut Yar: Anladım tabancanın her türlüsüne karşıyız. Kamu spotunu aldık. Harika...
BENİM ANAMI AĞLATIRLARKEN
HANGİ CEHENNEMDEYDİNİZ!
STAR YAZARINDAN "MERD" YAZI...
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
ANAMI AĞLATIRLARKEN HANGİ CEHENNEMDEYDİNİZ
GAZETECİLER.COM - Nuray Mert için kaleme alınan yazılar Star
yazarı Yağmur Atsız'ın asabını fena halde bozmuş.
"Şövalye bozuntuları" demiş...
"Benim anamı ağlatırlarken hangi
cehennemdeydiniz!' diye seslenmiş.
İşte enteresan bir "Merd" olun yazısı;
"(...)Meselâ, ayıbdır söylemesi, sekiz on sene önce
birileri benim anamı ağlatırken bu arkadaşlar hangi cehennemdeydi,
onu bilmek isterdim. Ama daha benim gibi kadınlı erkekli
niceleri vardı!
Gidinin şövalye bozuntuları! Bugün artık Nuray
Mert’le aynı kareye girmek, kenardan itiştire itiştire bile olsa
“chic” !
BEN DE NURAY MERT İLE DİVAN'A GİTMEK
İSTERİM
Eh, olağandır. Dîvan Pastahânesi’nde ikindi çayına giderken ben de yanımda Nuray Hanım’ın olmasını Deli Nâciye’nin Ortanca Kızı Perviz’e tercîh ederim. Perviz’i başka bir yazıda anlatırım, konumuz o değil. Ama bu böyledir diye Perviz’e yolda giderken omuz atanlara alkış tutmam da pek yerinde olmaz, n’est-ce pas?
Adama derler ki “Merd olun merd!”
KASIMPAŞALI'YI BULDULAR VUR
ABALIYA
Tabii sekiz on sene evvelki meymenetsize kafa tutmak kolay değildi! En azından sizin tıynetinizdekiler için! Öyle ya, sonra çaya, kahveye, uçağa, brifinge, caza, saza, çengiye çağrılmayabilirdiniz! O zaman ne olurdu? Haydi, Attilâ İlhan’ın da hatırı kalmasın: “felâketim olurdu ağlardım”
Ama şimdi...
Kalender-meşreb Kasımpaşalıyı buldular ya, vur
abalıya! Ancak buraya da Ziya Paşa iyi gider: “Lâkin
yumuşak huylu atın çiftesi pekdir!”
EMİN ÇÖLAŞAN İÇİN ŞOK YAZI... YAZARI "BENİ DAVA
EDEMEZ"
DEYİP BİR DE MEYDAN OKUDU...
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
EMİN ÇÖLAŞAN İÇİN ŞOK YAZI
GAZETECİLER.COM
- Nagehan Alçı, Akşam gazetesindeki köşesinde
Emin Çölaşan için öyle şeyler söyledi ki
"dava açamaz" dese de bu yazı davalık olur.
Çünkü Çölaşan'ı Aydın Doğan'ı tehdit ederek "para cukkalamakla"
suçluyor.
Hatta bir de meydan okuyor!
"Dava ederse banka dekontları ortaya
dökülür"
İşte o yazıdan bölümler;
"'Bana şu kadar yüz bin dolar vermezsen
Uzan'a gider, onun adamı olurum' diye kaç defa Aydın
Doğan'ı şantajla tehdit etti? 'Her türlü yolsuzluğu cesurca
yazarım' deyip de, Uzan'a dair eline gelen onlarca
yolsuzluk belgesini masa altına sakladı mı, saklamadı mı? Niye
kalem oynatmadı o konuda?"
ÇÖLAŞAN BU YAZDIKLARIMA DAVA
AÇAMAZ
Çölaşan bu yazdıklarımla ilgili tek şey yazamaz ya da bu
yazdıklarıma dair tek dava açamaz. Açsın da
görelim... Açarsa mahkemenin talebiyle banka dekontları,
şahitler, belgeler önüne çıkar ve daha çok rezil
olur.
Haydi bakalım, Çölaşan şantaj yapmadığını, böyle tehditlerle
Aydın Doğan'dan -kendi tabiriyle- para cukkalamadığını
söylesin... Tek laf edemez bu konuda! Ama darbecilerin
emriyle, Özel Harp Dairesi yöntemleriyle saldırmayı ve birilerine
organize saldırtmayı bilir.
İZDİVAÇ ADAYLARI GİZLİ FLÖRTTE YAKALANDI...
ELELE
ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR... DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
İZDİVAÇ'TA GİZLİ FLÖRT!
GAZETECİLER.COM -
İzdivaçta yine ortalık karıştı. Programın gelin ve
damat adaylarından Ethem ve Leyla'nın dışarda elele
çekilmiş fotoğrafları stüdyoda tartışma konusu olunca
canlı yayında ilginç diyaloglar yaşandı.
Ethem ve Leyla ilk önce karşıdan karşıya geçerken masum bir şekilde
el ele tutuştuklarını, fotoğrafın yanlış
anlaşıldığını aralarında bir şey yaşanmadığını söylediler.
BU MU KARDEŞÇE?
Ancak fotoğrafta karşıdan karşıya geçme gibi bir pozisyon yoktu.
Esra Erol'da bu noktaya işaret etti. Bu kez gelin ve damat adayı
"arkadaşça ve kardeşçe" bir elele tutuşma olduğunu
öne sürdü.
Esra Erol ise "Bu kardeşçe mi şimdi?"
diyerek adaylara inanmadığını açıkça söyledi. Gizli flört
iddiası ile zor durumda kalan adaylar ise çelişkili açıklamaları
ile stüdyodakileri de ikna edemediler. Dışarda elele gezen
damat ve gelin adayı, kendilerine gelecek eş adaylarını aramaya
devam edeceklerini söyleyerek daha da şaşırttılar.
İŞTE O ANLAR
CENGİZ ÇANDAR'I TRT VE A HABER'DEN KİM IŞINLADI?
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
TRT VE A HABER'DEN NASIL IŞINLANDI?
GAZETECİLER.COM - Radikal yazarı Cengiz Çandar'ın bu sözleri çok
konuşulacak. Çandar, Kürt söylemleri yüzünden TRT'den
uzaklaştırıldığını, A Haber'deki programının bitirildiğini iddia
etti.
Geçen yıl ekranların yıldızı olan Cengiz Çandar'ın ekranlardan
sürüldüğü ortaya çıktı. Çandar verdiği röportajda "bizi kim
ışınladı?" diye sordu.
İşte o söyleşiden bomba satırlar;
"İş âlemiyle ilgili kendi tasavvurları yüzünden, Başbakan'ın kızmayacağı bir konumda olmak istiyorlar. Aslında, ben de bu ortamdan nasibimi aldığımı sanıyorum. Ahaber'de program yapıyordum. Bir de sıfat vermişlerdi: Ahaber Siyasi Danışmanı. TRT Haber'de program yapıyordum. İkisi de yeni yayın dönemi iptal edildi.
SEBEBİ O RAPOR!
KCK operasyonları ve Kürt meselesi konusunda izlenen politika ve
benim aldığım pozisyon nedeniyle. Bir de TESEV'e hazırlanan raporun
çizgisi var. Tam o raporun ortaya çıktığı ve tartışılması gereken
dönem, raporun önerilerinin 180 derece tersi bir siyasi çizgi
izlendi. Ben de televizyonlarda, özellikle Başbakan'a çok yakın
bilinen kanallarda, her gün bir şey söylüyorum.
KİM IŞINLADI?
Kim ışınladı bizi? Bir ihtimal, oradaki meslektaşlarımız, durumdan vazife çıkardı ve "Başbakan hoşlanmaz bundan" dediler. Bu dönemin, her şeye rağmen 28 Şubat'tan farkı var. Başbakan'ı doğrudan suçlamanın anlamı yok. Asıl olan medya patronajı ve zihniyeti. Başbakan'ı kızdırmamak veya yaranmak gibi dürtülerle, ne yapıyorlarsa, kendileri yapıyor zaten.
CHP'DE BİRAND'IN EKRANDAN ATTIĞI FIRÇA
DİLLERDE;
YETTİ ARTIK!
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]CHP'YE İSYAN ETTİ: YETTİ ARTIK!
GAZETECİLER.COM - CHP'nin
kurultayı Kanal D anchormani M. Ali Birand'ı canlı yayında isyan
ettirdi;
Yetti artık!
Kurultay süreciyle çalkalanan partinin yaşadığı iç tartışmaların
VTR'sinden sonra söz alan Birand CHP'ye seslendi ve "artık
yeter bırakın şu kurultayları" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun görevini yapabilmesi için parti içi muhalefetin
imkan tanıması gerektiğini kaydeden Birand CHP'ye şöyle isyan
etti:
"Herhalde bütün Türkiye'nin Cumhuriyet Halk Partisi'nden
istediği bir şey var. Bırakın artık şu kurultayları. Bırakın doğru
dürüst bir muhalefete gidelim. Ve eminim Türk demokrasisinin
kuvvetli bir muhalefete ve kuvvetli bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne
ihtiyacı var. Durmadan Ak Parti aşağı çekilmeye çalışılıyor.
Aslında CHP'nin kendini yukarıya itmesi gerekecek. Artık yetti.
Artık Kemal Kılıçdaroğlu görevini yapmalı. Muhalefette ona bu
imkanı tanımalı."
İŞTE BİRAND'IN İSYANI
TRT ESKİ GENEL MÜDÜRÜ'NDEN BOMBA
İTİRAFLAR;
HER KANALDA BİR SUBAY VARDI
[PAGE]
HER KANALDA BİR SUBAY VARDI
GAZETECİLER.COM - 28 Şubat sürecinde TRT Genel Müdürü olan Yücel Yener STAR'a konuştu: TRT'nin her kanalı için ayrı ayrı subaylar görevliydi. Asker pek çok programın formatını kendisi belirliyordu.
Yücel Yener. Dönemin TRT Genel Müdürü. Daha doğrusu, Refah- Yol döneminde vekaletle yönetilen TRT'ye Refah-Yol'un hemen ardından Temmuz 1997'de atanan isim. Ardından da 2003 yılına kadar bu görevde kaldı. Yücel Yener, 1969'dan itibaren görev yaptığı TRT'de hiç görmediği dayatmaları o dönemde gördüğünü belirtiyor ve ekliyor; "TRT göbekten askere bağlı hale gelmişti."
TRT'de iplerin tamamen dışarda olduğunu belirten Yücel Yener, askerin kurumu yönettiğini iddia etti. İşte Yücel Yener'in anlattıkları:
HER KANALDA BİR SUBAY VARDI
"Yaşadım biliyorum. MGK tarafından oluşturulan koordinasyonca
görevlendirilen emekli albaylar vardı. Bunlar
bir tanesi TRT İnt, bir tanesi TRT GAP'tan bir tanesi
TRT1'den sorumlu yapılmış. Kanal kanal sorumlu
subaylar vardı. Bu kişiler TRT'deki kişilerle görüşerek
yönlendiriyordu. Böylece TRT'nin yayınıyla MGK arasında koordine
sağlamışlardı. Bu grubun başında bulunan arkadaşlarla da bunlar çok
içli dışlıydılar. Göreve geldiğimde bunu bizzat gözledim.
Sanki TRT'nin değil de, MGK'nın adamı gibi çalışıyorlardı.
Bir çok kez uyardım bunları sonunda görevden almak durumunda
kaldım."
PROGRAMI KALDIRINCA PAŞALAR ARADI
Anadolu'dan Görünüm programının militarist bir program olduğunu
itiraf eden Yener, programı kaldırınca askeri kanattan telefonlar
aldığını söyledi.
"Üst düzey askeri yetkililerin aradığını
biliyordum. O dönem o programları yaptıranlar, önerenler, önayak
olan askerlerden bir takım baskılar oldu. Bu baskılar, TRT'deki
ilgili daire başkanlarına da, bana da oldu.
Vekalet sürecinde, 1997'nin başında konmuş
programlar. Öyle bir ilişki bağı kurulmuştu ki, emekli
subaylardan muvazzaf subaylara kadar derin bağlantılar
kurulmuştu. Derin devlet heralde buydu
diyordum."