Claudia Roth'tan rezil açıklamalar!
Abone olDünya'ya "dikta" söylemini "dikte" ettirme işini Roth üslenmiş görüyor. İşte Fransa'nın en çok okunan sitesindeki rezil açıklamaları;
İNTERNETHABER - (ÖZEL İÇERİK)
- Kendi ülkesinden çok Türkiye'de. Nerede bir olay
olsa Claudia Roth orada... Bir bakmışsınız sıkı bir Kürtçü, bir
bakmışsınız sıkı bir solcu...
Alman milletvekili Roth, cumartesi günü polis müdahale sırasında da ne tesadüftür ki Taksim'deydi...
Bugün Fransız ARTE JOURNAL sitesine o gün yaşadıklarını anlatmış. Ama ne anlatma. Abartılar, yanlar, ithamlar... Sanırsınız Türkiye bir Mısır, Erdoğan da Mübarek...
Dünya'ya "dikta" söylemini "dikte" ettirme işini Roth üslenmiş görüyor. İşte Fransa'nın en çok okunan sitesindeki rezil açıklamaları;
BAŞBAKAN'IN DİKTA YÖNETİMİ
Alman milletvekili Roth, cumartesi günü polis müdahale sırasında da ne tesadüftür ki Taksim'deydi...
Bugün Fransız ARTE JOURNAL sitesine o gün yaşadıklarını anlatmış. Ama ne anlatma. Abartılar, yanlar, ithamlar... Sanırsınız Türkiye bir Mısır, Erdoğan da Mübarek...
Dünya'ya "dikta" söylemini "dikte" ettirme işini Roth üslenmiş görüyor. İşte Fransa'nın en çok okunan sitesindeki rezil açıklamaları;
BAŞBAKAN'IN DİKTA YÖNETİMİ
Ellen Hofmann, Arte Journal : Neden bu hafta
sonu İstanbul'daydınız?
Claudia Roth: Çünkü Türkiye'de demokrasinin
yanında olduğumuzu göstermek istedik. Avrupa'nın Türkiye'ye
kapılarını kapatmasını istemiyoruz. Türkiye'nin Avrupa'ya her
zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Bu ülkenin 80 bölgesinde
bu harekete katılan insanlar bizim inandığımız değerleri
taşıyorlar; Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, manifesto hakkı ve
Başbakan'ın dikta yönetimi altında yaşamamak…
İNSANLARDA DEHŞET VERİCİ YARALAR VE YANIKLAR GÖRDÜM
İNSANLARDA DEHŞET VERİCİ YARALAR VE YANIKLAR GÖRDÜM
Hoffmann: Cumartesi akşamı Gezi'de durum
neydi?
Roth: Biz vardığımızda güzel bir ambiyans
vardı ama etrafta polisler vardı ve boşaltılma söylentileri ortada
dolaşıyordu. Taksim'de bir festival havası hakimdi. Bir grup
müzik yapıyor, kadınlar lezzetli yiyecekler ikram ediyordu. Bu
ortamda tek rahatsız edici konu, olası durum halinde yaralılara
yardım edecek yeterli ortamın olmamasıydı. Ancak kimse Gezi'nin
habersizce gelen bir gaz bombası altında kalacağını düşünmüyordu.
Su arabaları da yerlerini almıştı ve belli ki içinde kimyasal
maddeler bulunuyordu. İnsanlarda dehşet verici yaralar ve yanıklar
gördüm.
OTELE GAZ LAKRİMOJEN ATTILAR
Hofmann: İnsanlar nereye kaçtılar?
Roth: Birçok kişiyle birlikte 'Divan
Otel'deydim. İnsanları korumak için otel kapılarını açtı. Büyük
balo salonunda acil yardım yerini almıştı. Burada doktorlar ilk
müdahaleyi yaptılar. Daha sonra polis otele de lakrimojen gaz
yağdırdı. Ben oradaydım ve korkunç bir durumdu. Tüm etrafımda ağır
yaralı insanlar vardı. Hiç bir şey göremiyorduk, gözlerimiz
yanıyordu. Nefes almak çok zordu. Bu gerçekten insanı
korkutuyor.
KORKU DEVRİ
Hofmann: Bu anti-Erdogan hareketinin
ilerisini nasıl görüyorsunuz?
Roth: Bence bu harekete destek olmak bizim
sorumluluğumuzda ve bu Türkiye'de şimdiye kadar oluşan en önemli
hareket. Biz Avrupalılar için yeni demoktatik Türkiye çok önemli.
"Özgür ve bağımsız bir yaşam" istediğini belirten gençleri
desteklemeliyiz.
Geleceğe bakınca, yorum yapmak zor. "Korku devri kapandı."
diyenleri duyuyorum. 80 il manifesto yapma cesaretini buldu
kendinde. Şiddet ve haksızlık deneyimi okadar büyük ki,
Erdogan emir veren büyük müftileri oynayarak kendini memnun
edemez.
ERDOĞAN NEFRETİ CANLANDIRIYOR
ALEVİLERE HAKARET ETTİ
ERDOĞAN NEFRETİ CANLANDIRIYOR
ALEVİLERE HAKARET ETTİ
Hofmann: İçten bir toplum için Türkiye'de baş kaldırı
nasıl olmalı?
Roth: Heterogen ve demokratik olmalı. Kayda
değer olan budur. Şimdi orda tek bir parti hakim değil. Taksim
platformunda 130 grup var: Tıp komisyonundan mühendislere,
sendikalara, Yeşilcilere, ekolojistlere, vs. Birçok grup ve geniş
bir zincir var. Erdogan'ın bahsettiği dinci ve laik ayrımı söz
konusu değil. Bence Erdogan'ın bu sözleri nefreti canlandırıyor ve
bölücülük yaratıyor. Başbakan git gide sunnilere temsil eder halde.
Türkiye'deki alevilere hakaret etti ve onların sayısı yaklaşık 15
milyon. Erdogan bir bölücü.
BUNLARIN DİNLE ALAKASI YOK
BUNLARIN DİNLE ALAKASI YOK
Hofmann: Erdogan'ın politikası hakkındaki analiziniz
nedir?
Roth: Erdogan'ın partisi AKP, "hardcore" bir
neoliberalizm istiyor. Çevre ya da tarihi değerler umrunda değil.
Gezi parkı tıraşlanmalı, İstanbul'daki son yeşillik alandan biri
tıraşlanmalı diyor(Gezi). İstanbul'un en eski bölümü, UNESCO
dünya mirasında yer alan bir alan tahrip edilerek 3. bir
köprü yapılacak, arka arkaya alışveriş merkezleri yapılıyor, deprem
bölgesi bir alana nükleer santral inşa ediliniyor. Bunların
dinle bir ilgisi yok. İslama gelince sağduyulu olmak gerekir.
Çünkü birçok inançlı müslüman var ve Erdogan'In politikasını
onaylamıyorlar. Bu politika git gide Erdogan'ın dostu
Vladimir Poutine'in "Yönetilen demokrasi" kavramına benziyor.
ERDOĞAN CEZALANDIRILMALI
ERDOĞAN CEZALANDIRILMALI
Hofmann: Sizce AB nasıl bir tutum sergilemeli?
Roth: Erdogan'In bu tutumunu cezalandırmalı.
Ardında sivil toplum güçlendirilmeli. Şu an Almanya'da
bulunan ikizleme kontratları arttırılmalı. Bu Türkiye'deki
demokratları unutmadığımızı gösterecektir. AB'nin yapmaması
gereken şey ise, "Türkiye AB'ye giremez" demektir.
Bu şekilde Erdogan zaten aradığını bulacaktır.