'Cizre'deki olayların arkasındaki derin oyun'
Abone olCizre'de geçtiğimiz günlerde yaşanan ve adeta sokak savaşlarına dönen olayların perde arkasında ne var? Cizre olayları provokasyon mu? İşte cevabı...
İNTERNETHABER.COM
Cizre'de 3 kişinin yaşamını yitiridiği
HÜDA-PAR ve PKK'nın gençlik yapılanması arasında çıkan olayların
arkasında provokasyon olduğu iddiaları gitgide büyüyor. Peki
Cire'deki olaylara zemin hazırlayan provokasyonlar kimin işi ve bu
olayların arkasında ne var? İşte yanıtı...
Hizbullah’a yakın HÜDA-PAR ile PKK’nin Gençlik yapılanması
Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi arasında geçtiğimiz günlerde
Şırnak’ın Cizre ilçesinde aylardır süren gerilim çatışmaya
dönüşmüş; 3 kişinin ömüş, en az 3 kişi de yaralanmıştı.
Habertürk'ten Özcan Tikit, Cizre olaylarının perde arkasını
yazdı.
"ÇÖZÜM SÜRECİNE YÖNELİK PROVOKASYON"
Tikit, HÜDA-PAR ve DBP'nin de olayı "çözüm sürecine yönelik
provokasyon" olarak nitelendirirdiği ve her iki tarafın da
birbirini suçladığı olaylar için, Türkiye’nin çözüm sürecini
başarması halinde yaşayacağı sıçramayı gayet net şekilde görebilen
provokatörlerin Cizre'de alel acele bir şeyler yapmaya
çalıştıklarını fakat çözüm sürcinin geldiği bu noktayı bozacak bir
güç gösteremediklerini ifade etti.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Ne zaman Türkiye’nin birliğini pekiştirecek bir gelişme yaşansa
birileri suyu bulandırmaya çalışıyor. Cizre bunun son örneği oldu.
Fakat bu sefer tarih tekerrür etmiyor. Bu kez sadece hükümet değil,
HDP ve HÜDA PAR liderleri de Cizre’deki olayların provokatörlerin
işi olduğunu söylüyor. Kimse ortada bir provokasyon olduğu
gerçeğini inkâr etmiyor.
"HATALI OLAN KENDİSİNİ BİLİYOR"
Tarafların açıklamalarının arasında tek bir fark var.
Herkes provokasyondan karşısındakini sorumlu tutuyor. Kuvvetle
muhtemel, hatalı olan kendisini biliyor. Ancak yine de hatalı
görünmemek ve işlenen günahın sorumluluğundan kurtulmak için karşı
tarafı suçluyor.
Oysa bu karşılıklı suçlamaların kimseye faydası yok. Bölge halkı, ne HÜDA PAR’a ne de HDP’ye gönül verenlerin kaosu arzular pozisyonda olmayacağını görüyor.
Cizre, Diyarbakır veya Batman kaosa sürüklense ne olacak? Böyle bir durumda yaşanacakların herkesi vuracağını taraflar gayet iyi biliyordur.
Haset-husumet ikliminin 90’larda yol açtığı rezaleti unutmuş
olamazlar. 10-15 yıl önce piyonu oldukları bu rezaleti unutup o
günlere dönmelerine yol açacak günahları yeniden işlemeye
başlamaları sadece mantıksızlıkla açıklanabilir.
Hal böyleyken bir provokasyonun olduğu noktasında hemfikir olanların yapacakları şey belli. Cizre’deki durumun başarılı olması halinde kimi memnun edebileceğine bakmalılar. Böyle bir kaosu arzulayanlar bugüne dek bölgedeki yıkıcı, bölücü tüm yangınlarda serinlik arayanlardır.
Cizre üzerinden Türkiye elden gidiyor, devlet dağılıyor yaygarası koparanlar ise bu yangında serinlik arayanların maşalarıdır.
"TARAFLARA DÜŞEN ŞEY..."
Bu noktada taraflara düşen şey, varsa emniyet, HDP veya HÜDA-PAR
içindeki provokasyona meyilli, önyargılı profilleri Cizre musibeti
üzerinden tespit edip ayıklamaktır.
Çözüm sürecine yönelik bu provokasyon, “kötü niyetlileri” fena halde paniğe düşürecek kadar doğru bir yolda olduğumuzun ispatıdır. Cizre’de, acemice bir hamleyle yanlış taşı yerinden oynattılar. Çözüm sürecini bozacağını sandıkları bu hamleyle kendi maskelerini düşürdüler. Benzeri hataları daha önce 7 Şubat’ta, 17 Aralık’ta ve 6-8 Ekim eylemlerinde yaptılar. Panik düzeyi arttıkça hata oranları da artıyor.
Cizre’de de ve diğerlerinde de kastettikleri şey aynıydı aslında. Bu ülkenin adil bir zeminde birleşerek güçlenmeye, özgürleşmeye yönelik planlarını ve gayretilerini yıkmak istediler.
Koca koca devletler Türkiye’nin Kürt meselesini çözmesinden korkuyor.
Peki neden korkuyorlar biliyor musunuz?
Türkiye’nin çözüm sürecini başarması halinde yaşayacağı sıçramayı gayet net şekilde görebiliyorlar. Adil bir zeminde birleşebilen halkların, devletlerin ne kadar büyük bir hızla güçlenip yükseldiklerini bizzat kendi hikâyelerinden biliyorlar.
"FORMÜL TUTTU"
Kendileri son 300 yıl boyunca “adil zeminlerde” birleşme yolunu
tuttular. Bu sayede durmadan güçlenip önce bölgesel, sonra da
küresel güçlere dönüştüler. Dost bildikleri halkları da aynı
formülü uygulamaya, adil zeminlerde birleşip güçlenmeye sevk
ettiler. Formül tuttu, uygulayan halklar dünyanın en zengin
halklarına, devletleri ise en güçlü devletlerine dönüştüler.
"KIRMIZI ÇİZGİ"
İşin kötü tarafı şu ki bu sıçramayı yapanlar, sömürmek
istediklerini bu formülden mahrum bırakmayı “kırmızı çizgi”
bellediler. Kendileri birleşip büyürlerken, başkalarını böl-yönet
taktikleriyle küçülttüler.
Önce bölüp diz çöktürdüler, sonra da başlarına getirdikleri kullanışlı maşalar marifetiyle onları sömürdüler.
Cizre’deki basit provokasyonun temelinde de işte böylesine sofistike ve derin bir oyun yatıyor.
"BOŞUNA HEVESLENMESİNLER"
Fakat bence bu sefer boşuna heveslenmesinler. Zira oynanan bu kirli
oyun artık çok daha net görülüyor. Cizre’deki olaylardan sonra
tarafların yaptıkları açıklamalar da bu tezgâhın artık çökmekte
olduğuna işaret ediyor.
CİZRE'DE NE OLMUŞTU?
Hizbullah ve PKK sempatizanları IŞİD’nin Suriye’nin kuzeyinde
PYD’nin kontrolündeki Kobani kantonuna saldırıları sonrası yeniden
karşı karşıya gelerek adeta bir sokak savaşı içinde yer almışlar; 3
kişi bu sokak savaşlarıdna hayatını yitirmişti.
ÇATIŞMA NASI BAŞLADI?
Peki Cizre’de “sokak savaşı”na dönen, yürekleri ağza getiren
çatışma nasıl başladı? İddiya göre PKK’nin gençlik yapılanması
Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YGD-H) üyelerinin Cizre’nin
Nur Mahallesi’nde kurdukları nöbet çadırına yaklaşan, kimliği
belirlenemeyen iki kişi ile YDG-H’liler arasında silahlı çatışma
çıkMIŞ; çadıra yaklaşmaya çalışan iki kişinin açtığı ateşle 19
yaşındaki Yasin Özer yaşamını yitirmişti.
Bu olayın ardından ilçe bir anda karışmış; her iki kesimin
taraftarlarının da olaya katılması üzerine çatışmalar büyümüş,
sokak aralarında uzun namlulu silahlarla çatışmaya kadar
varmıştı.
CİZRE'DE SON DURUM: KEPENKLER KAPALI
Cizre'de esnaf bir süre işyerlerini açmadı. Nur Mahallesi'nde eylem
yapmak isteyen gruba polis müdahale etti. Başbakan Yardımcısı
Yalçın Akdoğan, yaptığı açıklamada Cizre'deki olaylarla ilgili "Bu
açıkça Kandil'e nanik yapmaktır. 'Ben sizi takmıyorum' demektir"
diye konuştu.
Saldırıda ateşe verilen 2 ev ile silahla taranan 10'u aşkın evdeki
hasar, yaşanan olayın vahametini gözler önüne serdi.
CİZRE'DE ÇIKAN OLAYLARIN GÖRÜNTÜLERİ- İZLEMEK
İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ