Cizre Abdullah Öcalan'ı dinlemiyor mu?
Abone olOral Çalışlar bugünkü yazısında gitgide şiddetlenen Cizre olaylarında Abdullah Öcalan'ın olayları durdurma yönünde neden etkili olamadığını sorguladı.
İNTERNETHABER.COM- CİZRE’de yirmi
gündür devam gerilim gün geçtikçe daha tehlikeli bir boyuta
sürükleniyor İlçede mahallelerin etrafına hendekler kazıldı ve son
bir ay içinde 4 çocuk öldürüldü.
Son olarak Hatip Dicle’nin bölgede bir
gözlemci tarafa ihtiyaç olduğu yönündeki açıklamaları ve paralel
yapıyı işaret eden sözleri oıldukça dikkat
çekti.
Radikal yazarı Oral Çalışlar bugünkü yazısında bölgede ciddi bir
etkisi bulunan Abdullah Öcalan'ın Cizre'deki olayları bastırma
konusunda gücünün yetmiyor olduğuna işaret ederek, Cizre'nin
Abdullah Öcalan'ı dinlemediği söylemlerini ele aldı.
"ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA RAĞMEN EYLEMLERİN DEVAM ETMESİNİN
SEBEBİ..."
Çalışlar'a göre, Hatip Dicle'nin, Abdullah Öcalan'ın mesajını
Cizrelilere aktarmasının ardından, bir çocuğun daha öldürülmesi;
ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. HDP İmralı heyet
üyeleri Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş'a 'Öcalan'ın çağrısına
rağmen, eylemlerin devam etmesinin nedeni' sorduklarında aldıkları
cevabı aktaran Çalışlar, Buldan ve Demirtaş'ın "Hayır öyle bir şey
yok. Cizreli gençler Öcalan'ın çağrısını kabul ettiler ve çağrıya
uydular. Hendekleri kapattılar, saldırı bunun ardından
gerçekleşti." diye cevap verdiğini aktardı.
"PKK'NIN ÇÖZÜM SÜRECİNDE 'BEN DE VARIM'
MESAJI"
Bölgede araştırma yapan Vatan gazetesi yazarı ve akademisyen
Hüseyin Yayman'ın saptamalarına da yer veren Çalışlar, Yayman'a
göre; 'eylemleri yürüten PKK'nın gençlik yapılanması olan YDG-H
güçlerinin doğrudan Cemil Bayık'a bağlı olduğunu, Öcalan'ın
çağrısına rağmen gösterilerin durmamasının, PKK'nın "süreçte ben de
varım" mesajı olarak değerlendirilebileceğini' aktardı.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
(...)
HDP'liler, "bu cinayetin (son olarak 1 çocuğun daha öldürülmesi)
devlet içindeki güçler tarafından yapıldığını, başka türlüsünün
mümkün olmadığını" söylediler. "Hükümet isterse, bunları ortaya"
çıkarır mesajı verdiler.
"YA BUNLARI DURDURUN YOKSA BİZ..."
Hükümet ise, "bu olayları PKK'nın çıkarttığı" düşüncesinde.
Hükümetin, HDP'lilere şu çağrıyı yaptığı söyleniyor: "Cizre'deki
olayları kimin yaptığını biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz. Ya
bunları durdurun, yoksa biz gereğini yapacağız."
DİCLE: KCK OPERASYONLARININ BEYNİ BİLE
BUNLARDIR
Hatip Dicle ise provokasyonların arkasındaki güç olarak Paralel
Yapı'yı işaret ediyordu: "Çözüm sürecini 'paralel' denen güçler
ilerletmek istemiyor, süreci baltalamak istiyor. Bunlara ait
basın-yayın organlarını açıp izlemek yeterli. KCK operasyonlarının
beyni bile bunlardır. Bu süreç, mutlaka halklarımızın kardeşliğinde
bir çözüme varmalı. Aksi takdirde bu yeni bir darbe mekaniğini
harekete geçirir. 6-8 Ekim'i hepimiz yaşadık. Bugün Cizre
sokaklarında hendekler kazılmışsa bunun nedeni bu KCK
operasyonlarında devletin, polisin takındığı tavrın halkta
yarattığı tedirginliktir. Onun için önce kendi politikalarına
baksınlar. Cizre'de kimin gençlere ateş açtığı, kimin bu insanları
öldürdüğü ortaya çıkarılsın."
Hükümet, çözüm sürecini kararlılıkla sürdürmeye niyetli olduğunu
ifade ediyor. Öcalan'ın da benzer bir tutum içinde olduğu; yaptığı
değişik açıklamalarla netlik, kazanmış durumda. HDP'liler de,
sürecin devamından yana olduklarını, açıklıyorlar. PKK'nin de,
Öcalan'ın çağrısına uyarak, müzakerelere başlayıp, yürütülmesine
olumlu yanıt verdiği, dile getiriliyor.
YAYMAN: CİZRE'DE EMNİYETE PARALEL YAPI
EGEMEN
"Kim bu olayları çıkarıyor" sorusuna net bir cevap bulmak, hala çok
zor. Hüseyin Yayman, izlenimlerini aktarırken; "Cizre'de emniyete
Paralel Yapı'nın egemen olduğunu", kesin bir dille ifade etti.
Hatta iddiasını daha ileri götürerek, "YDG-H güçlerinin içine
bunların sızmış olabileceği" ihtimalinden söz etti.
"HDP SEÇİMLERE PARTİ OLARAK GİRİYOR"
Yüksekdağ ve Demirtaş, "seçimlere parti olarak girmeye kararlı
olduklarını" söylediler. Oylarının, yapılan anketlere göre, yüzde 9
bandında olduğunu, bunun yüzde 10'a ulaşması için gayret
edeceklerini, ısrarla dile getirdiler.
"YA BARAJI AŞAMAZSANIZ..."
"Ya barajı aşamazsanız" sorusuna verdikleri cevap, şöyle: "Dünyanın
sonu değil, kıyamet kopmaz, siyasi mücadelemize devam ederiz.
Barajın indirilmesini isteriz ve ardından erken seçim çağrısı
yaparız."
HDP'liler, barajı ucu ucuna geçmeleri halinde, 52 milletvekili çıkarabileceklerini, biraz üstüne çıkarlarsa 70 milletvekiline ulaşabileceklerini belirterek, umutlarını dile getirdiler. Onlara göre; diğer iki muhalefet partisi (CHP ve MHP) umut vermiyor. AK Parti iktidarıyla mücadele için, seçmenden destek isteyeceklerini, belirtiyorlar.
HDP, çözüm süreci konusunda topun, hükümette olduğunu, hala müzakerelere başlanmadığını, ertelemeci bir tutumun sürüp gittiğini dönüştüğünü, hükümetin artık harekete geçmesi gerektiğini, vurguluyor.
Bir talepleri de; bugüne kadar süren görüşmeler dahil, bazı
bilgilerin kapalı kalması kaydıyla sürecin şeffaf yürütülmesi;
"Vatandaş ne konuşulduğunu, kimin hangi sözleri verdiğini
bilsin."
İSTANBUL BOMBALARI
YDG-H'nin, İstanbul'da değişik yerlere bomba koyması ise, Cizre
meselesinin hala netleşmediğini gösteriyor. YDG-H; yaptığı
açıklamada, bombaları Cizre'nin hesabını sormak için koyduklarına
dikkat çekiyor.
Bütün bu tabloya baktığımız zaman, çözüm sürecinde mesafe alındıkça, işlerin daha zorlaşacağını söylemek mümkün...