Cinnet getirmek!

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özden Arısoy, halk arasında 'cinnet getirmek' diye bilinen durumun genel olarak ağır depresyondan kaynaklanan 'öfke patlaması' olduğunu söyledi.

Arısoy, kişinin işinde karşılaştığı sorunların, ailevi ve ekonomik problemlerin depresyona neden olabileceğini ve tedavi edilmeyen depresyonun ağırlaşabildiğini belirtti.

Ağır depresyon geçiren kişilerin bir kısmının gerçeği iyi şekilde değerlendiremediğini, bazı hayaller ve sanrılar görebildiğini, sesler duyabildiğini ifade eden Arısoy, şöyle konuştu:

"Depresyon geçiren kişilerin bir bölümü içine kapanır, aile bireylerinden uzaklaşır. Kendine özen göstermeyen ve kişisel bakımlarını yapmayan bu kişilerin iş verimleri de düşer.

Depresyon tedavi edilmediği takdirde ağırlaşabilir ve kişi öfke nöbetleri geçirir. Tablonun ağırlaşmasıyla birlikte kişide kendisine ve çevresine zarar verme düşüncesi oluşabilir. Halk arasında 'cinnet getirmek' diye bilinen durum genel olarak ağır depresyondan kaynaklanan öfke patlamasıdır."

Arısoy, ağır depresyon geçiren bazı kişilerin kendisine, çok nadirde olsa, eşine, çocuklarına ve sevdiği kişiyi zarar verebildiğini belirtti. Bu kişilerin gerçekle bağlantısının kopabildiğini ve kendisine ve başkasına zarar verme yönünde sesler duyabildiğini bildiren Arısoy, şunları anlattı:

"Cinnet geçiren kişi eğer aile bağları güçlüyse (ailem ve sevdiklerim geride kalmasın), (ben gidiyorum, onlar da benimle gelsin) düşüncesiyle de yakınlarına zarar verebiliyor, kendisiyle birlikte onları da yok etmeye çalışabiliyor. Ya da aile bireylerine zarar verdikten sonra pişmanlık duygusuyla, 'ben ne yaptım' düşüncesiyle intihara kalkışıyor."

Arısoy, depresyonun toplumda yüzde 20 oranında görüldüğünü ifade etti. İnsanların özellikle aile bireylerinde depresyon belirtileri fark etmeleri durumunda kişiyi tedavi için yönlendirmesi gerektiğini bildiren Arısoy, ağır depresyonun çok daha ciddi tedavi gerektirdiğini belirtti.

E-Kolay