Çin’e füze ihalesi, NATO’ya ‘One minute’ mi?
Abone olAnkara'nın uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesinde ABD'nin 'kara listesindeki' Çinli firmayı tercih etti. Gazeteci Serkan Demirtaş ihale sürecini ve 'NATO ve ABD'yle ittifak ilişkilerinde ciddi soru işaretlerine neden olan' tercihi yazdı.
Türkiye’nin uzun zamandır envanterine katmak istediği uzun menzilli füze savunma sistemi için NATO ülkeleri yerine Çin’i tercih etmesi Ankara’nın hem Washington, hem de Brüksel ile ittifak açısından ciddi soru işaretlerine neden oldu.
Üstelik tercih edilen CPMIEC firmasının Suriye, İran ve Kuzey Kore’yi ilgilendiren 'nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmalarını' ihlal etmesinden dolayı Şubat 2013’ten itibaren ABD’nin yaptırım uygulanan firmalar listesinde olması durumu daha da ciddileştiriyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ismi açıklanmayan bir sözcü, Türk
hükümetinin kararı açıklamasının hemen ardından Washington’un
'ciddi kaygılarını' Ankara’ya aktardığını bildirdi.
Sözcü’nün açıklamasında Türk hükümetinin ABD tarafından yaptırım uygulanan bir firmayla görüştüğüne dikkat çekilirken, söz konusu Çin füze savunma sisteminin 'NATO sistemlerine ya da toplu savunma kabiliyetlerine entegre edilemeyeceği de' açıkca belirtilmiş oldu.
Dışişleri Sözcüsü, 'Bu konudaki görüşmelerimiz sürecek' diyerek de, Washington’un bu işin peşini bırakmayacağı mesajını da vermiş oldu.
Türk hükümetinden ise şu ana kadar ne hangi ölçütlere göre Çin firmasının tercih edildiği, ne de uluslararası tepkiler konusunda bir açıklama geldi.
Suriye bunalımının derinleşmesi ve bu ülkenin elindeki güçlü füzelere karşı envanterinde anti-balistik savunma sisteminin bulunmaması, Türkiye’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı, ancak yüksek maliyet nedeniyle ertelediği ihale sürecini hızlandırmasına neden oldu.
Türkiye, ihale süreci devam ederken, ara formül olarak NATO’ya başvurmuş ve Almanya, Hollanda ve ABD’den 2’şer adet Patriot savunma sistemini Suriye’den kaynaklanabilecek bir saldırıya karşı Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş kentlerine konuşlandırmıştı.
Çin’in avantajı fiyatı
Çin’in CPMIEC firmasının FD-2000 füze savunma sistemiyle kazandığı ihalede, ABD’li Raytheon ve Lockheed Martin ortaklığının önerdiği Patriot sistemi, Rus firması Rosoboronexport’un S-300 sistemi ve İtalyan-Fransız Eurosam konsorsiyumun önerdiği SAMP/T Aster 30 sistemi yarışıyordu.
İhaleyi Patriot, ya da Aster sistemlerinden birinin kazanması daha yakın bir olasılık olarak görülüyordu.
Savunma sanayi uzmanlarına göre, Türkiye’nin FD-2000’ini seçmesinin en önemli nedeni Çin firmasının diğer rakiplerine göre daha avantajlı bir fiyat sunması.
CPMIEC ile yapılan görüşmelerde sistemin toplam maliyetinin 3 milyar dolara kadar düşürülmesi ve ayrıca bu firmanın teknoloji transferine de yeşil ışık yakması Türkiye’nin bu firmayı tercih etmesini kolaylaştırdı.
Bu seçim, Türk hükümetinin yerli kaynaklarla milli bir savuna sanayi geliştirilmesi politikasıyla da uyumlu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Denizli’de halka seslenirken, füze ihalesine değinmeden, Türkiye’nin dünyanın en güçlü savunma sanayilerinden biri olacağını belirtirken, 'Artık ithal eden değil, ihraç eden ülke olacağız' dedi.
Ayrıca, Want China Times gazetesinin iddiasına göre, Türkiye’de yapılan testlerde FD-2000 sistemi rakiplerine göre daha iyi bir performans gösterdi.
Patriotları üreten Raytheon şirketinin sözcüsü Mike Doble ise, kararın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, Türk hükümetinden bu konuyla ilgili bilgilendirme almayı umduklarını kaydederken, 'NATO’nun Patriot sistemlerini uzun süredir desteklediğini ve aralarında Türkiye’nin de olduğu 5 müttefik ülkeye konuşlandırdığını' anımsattı.
NATO’ya entegre edilemeyecek
Ancak, Çin füze savunma sisteminin NATO sistem ve kabiliyetleriyle birlikte çalışamayacak olması en önemli güçlük olarak değerlendiriliyor. NATO üyelerinin, Çin gibi bir ülkenin Amerikan yaptırımına uğramış bir firmasının ittifakın en değerli anti-balistik füze sistemlerine entegre edilmesine tamamen karşı çıkacakları biliniyor.
2012 senesinde Malatya-Kürecik’de önemli bir NATO radar merkezinin kurulmasına onay vererek, ittifakın kapsamlı anti-balistik füze sisteminde önemli bir rol oynama kararı veren Ankara’nın şimdi Çin firmasını tercih etmesinin siyası sonuçları da olabileceği kaydediliyor.
Ankara’daki bir NATO ülkesi diplomatına göre, Türkiye’nin Çin firmasını tercih etmesi iki açıdan sorunlu. 'Birincisi, Türk yetkililer bu alacakları sistemi NATO’ya entegre edemeyeceklerini biliyor olmalılar. NATO desteği olmadan tek başına Çin savunma sistemi Türkiye’nin güvenliğine ne kadar katkıda bulunabilir?' diye soran diplomat, şöyle devam etti:
“İkinci soru; bu tercih Türkiye açısından müttefiklik ilişkisini gözden geçirme anlamına mı geliyor? NATO ülkeleri, geçen sene Türkiye’nin başvurusu üzerine hemen toplanıp bir dayanışma gösterdi ve Patriotlar yerleştirildi. Hükümetin bu tercihi tartışılacak bir gelişme.”