Merkez demokrat gelenek, 57 yıllık
macerasından sonra son iki seçimlerde aldığı sonuç nedeni ile
dramatik bir noktaya geldi.
Bazıları için bu nokta aslında “dönüşü
olmayan bir nokta.”
Demokrat gelenek için 12 Eylül sonrasında
da böyle sözler söylenmişti.
Demokrat geleneğin sahipleri o zamanda “biz
ölmedik” dediler.
Bazıları da “Evet ölmediniz ama bitkisel
hayata girdiniz.
Makineye bağlandınız.
Fiş çekildi öleceksiniz” dediler.
Ama yanıldılar.
***
Hepimiz biliyoruz ki, “büyük gelenekler”
öyle kolay kolay ortadan kalkmazlar.
Ne kadar sarsıcı ve derin kırılmalar
yaşamış olurlarsa olsunlar bir anda yok olmazlar.
Tamamen kurudukları sanıldıkları anda bütün
canlılıklarıyla yeniden yeşerebilirler.
Demokrat gelenek de “büyük” olduğu için yeşerecektir.
***
Demokrat geleneğin sahipleri tekrar bir
araya gelmeliler.
Bir ötenaziyi gerçekleştirmek için değil
tabii.
Aksine, AK Parti'nin merkezi dönüşü olmayan
bir şekilde doldurduğu inancını yıkmak…
Bu inancı pekiştirmek isteyenlere ne kadar
büyük bir yanılgı içinde olduklarını kanıtlamak için.
Hüsamettin Cindoruk asil bir görev için
herkes tarafından ikna edilmiştir.
Misyonu; Demokrat geleneğin sağa sola
dağılmış tüm sahiplerini önce bir araya getirmek…
Sonra da onun kendini yenileyerek yeni
kuşaklarda hayat bulmasını sağlamaktır.
Daha önce yaptığı gibi.
***
Şüphesiz bu bir temenni değildir.
Bizim gibi düşünüp yazanlar, hiçbirimiz
kuru bir temenniyle teselli bulacak insanlar değiliz.
Yeniden yeşertilmeye çalışan “Demokrat
gelenek” fidanını kendi ihtirasları için koparmaya kalkan olursa
eğer…
Bu, herkes için hayal kırıklığı
olur.
Çünkü sorun DP'yi de
aşan bir noktadadır.
Cindoruk bir arkadaşıma
bunu, "DP'yi toparlamak demek, bozulmak istenen ülkenin
birliği ve beraberliğini sağlamak demektir" diye ifade
etmiş.