Cindoruk'un D(Y)P'ye yaptığı kötülük!
DP lideri Mehmet Ağar, en az kendisi kadar
günahkar olan GİK üyelerine "Olağan
kongreye kadar Hüsam Abi" formülünü oylatıp çıktı.
DP'yi 9,5'tan alıp, 4,5'a düşüren heyetin
toplantısı tam tamına 6,5 dakika sürdü. Çıkan
karar sürpriz değil:
-Evet!
DP, 5-6 Ocak'ta olağanüstü
kongreye gidiyor. Bu kongrede Ağar ve ekibinin desteğini
arkasına alan 74'lük Hüsamettin Cindoruk, DP
delegesinden oy isteyecek!
Nasıl?
Hangi yüzle?
D(Y)P'yi bugünlere taşıyan kişinin
Cindoruk olduğunu delege unutmadı ki!
28 Şubat sürecinde, "yıkım ekibi"nin başına
geçerek, D(Y)P'nin içini boşaltan Cindoruk'un yaptıklarını bu
partinin her kademesinde yeralan "yaralı insanlar"
nasıl unutabilir?
"Oyunun bir parçası"ydı Cindoruk.
Haysiyetine
dolarla paha biçen milletvekillerinin akıl hocasıydı o!
Çiller'i yerle bir etmekti hedefi!
Etti de...
D(Y)P'yi mağdur etmekle kalmadı, bir dönem emanetçisi
olduğu partisini aciz duruma düşürdü Cindoruk. Hal böyle
olunca; halk acz içindeki D(Y)P'den elini ayağını çekti ve
Tayyip Erdoğan'ın lideri olduğu AK
Parti'ye yöneldi.
Ve D(Y)P'nin baraj altı olduğu 3 Kasım
seçimlerinde, Hüsamettin Cindoruk'un da katkılarıyla
AK Parti iktidar oldu. Tayyip Erdoğan da
Başbakan.
Aynı Cindoruk, 22 Temmuz seçimlerinde de
"oyunun bir parçası"ydı. Cumhurbaşkanı
seçimlerinde, 4 kişilik D(Y)P heyetinin Meclis'e girmemesi
gerektiğini ısrarla vurguladı ve akıl hocası olduğu Ağar'ı
etkilemeyi başardı.
Yani, "oyunun bir
parçası" olan Cindoruk, içinde olduğu "yıkım
ekibi"yle birlikte, Abdullah Gül'ü halkın
sevgilisi haline getirenlerden biri oldu. Bu da bir kez daha
AK Parti ve Tayyip Erdoğan'a yaradı.
Şimdi bu Cindoruk, kendi elleriyle iktidara
taşıdığı AK Parti'yi alaşağı etmek için DP'nin
emanetçiliğine soyunuyor!
Sorarım ben; DP delegesi bu numaraları yutar
mı?
Ocak'a az kaldı.
Bekleyip göreceğiz...
Haluk Koç'un ekibi!
Anlaşıldı... Baykal, Haluk
Koç'a göz açtırmayacak. Koç'un yamuğu olmadığı için,
"hırsızlık" edebiyatı yapamayan Deniz Bey, rakibinin üzerine
çaycısını salıyor.
Ne ayıp!
Haluk Koç'la görüşme imkanı buldum geçen gün.
"Çaycı"ya çok üzülmüş!
Kendisi için değil...
CHP'nin düşürüldüğü duruma üzülmüş.
"Benim partimde böyle şeyler olmamalıydı"
diyor.
Haklı!
Bu bir yarış.
Eşit şartlarda sürmeli ki, kazanan haketsin.
Aksi takdirde yapılacak kongre kongre olmaktan çıkar.
Daha şimdiden şaibe söylentileri var.
Yazık değil mi?
Bu arada, Haluk Koç'a ekibini sordum.
Aldığım cevap ilginç:
-Ekip hazır da...
-...?
-Kongreye birkaç gün kala
açıklayacağım.
-Neden?
-Baskı yapılmasın diye.
"Çaycı" örneğini
veriyor Koç; kendisiyle birlikte hareket edenlerin sindirildiğini
söylüyor. O yüzden ekibini gizlemek zorunda kalıyor!
CHP lideri Baykal, dünkü basın toplantısında
"kuşatma"dan sözetti. Rakiplerine göz açtırmayan,
onları yok etmek için her türlü tezgaha başvuran Baykal,
CHP'yi kuşattığı için, rakiplerini de kendi gibi biliyor
herhalde.
Site nasıl kapatılır?
Şikayetçi hakimin
karşısına dikiliyor, canını sıkan sitedeki haberin derhal
kaldırılmasını istiyor.
Hakimin kararı net:
-İlgili haberin kaldırılmasına...
Şikayetçi o
kararı alıp doğruca Türk Telekom'un yolunu tutuyor:
-Gereğini yapın!
Telekom ilgili haberi nasıl
kaldıracak?
Bu teknik olarak mümkün değil ki.
-Yapamam.
Şikayetçi tekrar hakimin karşısına
dikiliyor:
-Böyle olmazmış!
O halde...
-Sitenin kapatılmasına karar verilmiştir.
Adnan
Oktar'ın (Adnan Hoca) avukatları bugüne kadar hep
bu yolu izlemişler ve bir çok sitenin kapatılmasına neden olmuşlar.
Dün beni ziyaret ettiler, hakimin verdiği kararın Türk Telekom'la
bir ilgisinin olmadığını belirttim.
Yapılması gereken şudur; hakim karar verir, karar metni
site sahibine ulaştırılır. Site sahibi de mahkeme kararı ile o
haberi siteden çıkarır.
Biz yıllardır bunu böyle
yapıyoruz, bilmeyenlere duyurulur!