Cindoruk umudunu BDP'ye bağladı
Abone olDP Lideri Cindoruk, ''Referandumda, BDP boykotu sürdürürse yüzde 60, hatta üstü bile 'Hayır' çıkar'' dedi.
Cindoruk, Celal Bayar Köşkü'nde AA muhabirinin sorularını
yanıtladı, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Hüsamettin Cindoruk, anayasa değişikliği ile ilgili referandum
kampanyasının bir seçim yarışına dönüştüğünü ifade ederek, anayasa
değişiklik metninin, ne getirip ne götürdüğünün yurttaşlar
tarafından bilinmediğini söyledi.
Cindoruk, ''Hatta hangi oyu hangi renkle kullanılacağı da
ortaya çıkmadı. Anadoluyu gezerken vatandaşların bu soruları ile de
karşılaşıyorum. 'Hayır'ın kahverengi olduğunu söylemekten çenem
yoruldu'' dedi.
Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu hangi partiye fayda sağlar bilemem ama partilerin
seçim kampanyasına çevirmeleri referandumdan beklenen sonucu ortaya
çıkarmayabilir. Birbirlerine karşı çok ağır konuşuyorlar, argo
siyaset dili haline geldi. Başbakan şiddet, hiddet hatta kibir
ifadeleriyle konuşmalar ortaya koyuyor. O da konuyla meşgul değil.
Aslında referandumu isteyen o. Anayasa değişikliğini yapan o ama
anayasa değişikliğini savunamıyor. Belki de tam hukuk bilmediği
için veya iyi niyetli bir anayasa değişikliği olmadığı için. Bu da
referandum ile ilgili meseleleri siyasi kavgaya dönüştürüyor,
çeviriyor.
Benim tecrübelerime dayanarak söylüyorum, kalabalıklar toplama.
Vatandaşları çeşitli araçlarla, baskılarla, pazarlıklarla
getiriyorlar. Toplama kalabalığa ne söylerseniz söyleyin algılamaz,
yahutta ucundan anlar ya da yanlış anlar.
Gördüğümüz şey şu bu mitinglerde Başbakan'ın bir ana konusu yok.
Daldan dala geçiyor, şiirler okuyor. Siyasette en yanlış iş odur,
devşirme konuşmaktır. Vatandaş onun zihninde tutamaz. Bir fıkra
anlatırsınız ona güler ama sizin mitingden beklediğiniz amaca
ulaşmaz. 'Evet' kampanyası yaptığını düşünen Başbakan, bence 'Evet'
oylarını azalttı.''
''YÜZDE 60 HAYIR''
Hüsamettin Cindoruk, ''referandumda hangi kararın çıkacağına''
ilişkin soruyu yanıtlarken, burada BDP'nin etkili olabileceğini
savundu.
Cindoruk, şöyle konuştu:
''Yüzde 60, hatta üstü bile hayır çıkar. Başlamadan önce
bence başabaş gidiyordu ama son günlerde dolaştığım yerlerde açık
ve kesin 'Hayır'ın çok olduğunu görüyorum. Bu tahminime bir şart
koşuyorum; BDP, 'Evet' oyu verirse nispet değişebilir. Tahmin
ediyorum ki BDP, 'Evet' diyecektir. Çünkü pazarlık ettikleri
anlaşılıyor. Selahattin Demirtaş da şartlarını söylüyor, bunu açığa
çıkardığına göre böylesine bir beklenti açıktır. 'PKK ile
anlaşılırsa' diyor, hatta başka bir şey söylüyor, 'Söz vermesi
yeterli; barajı düşürme, demokratik özerkliği kabul etme
vesaire.''
Cindoruk, şöyle devam etti:
''Öcalan ile birilerinin temas ettiği açıktır. Abdullah
Öcalan'ın yurda getirildiği filmi hatırlarsanız orada ipuçları var.
'Memleketine hoş geldin' diyen herhalde bir PKK'lı değildi, bir
devlet memuru ya da devletin temsilcisiydi. Orada Öcalan, her türlü
hizmeti yapacağını ifade ediyor. Mahkemede Öcalan'ın konuşmaları
var, hepimiz onları unuttuk. Orada da ipuçları var.
Oradan bakarak düşündüğümüz zaman Öcalan, tutuklu olduğu günden
başlayarak fikirlerini yayma fırsatı buldu. Savunma engellenmediği
sürece en önemli fikirleri savunmadır. Oralardan bakarsanız bugün
Öcalan ile birilerinin temas ettiği açıktır. Devletin
hapishanesindeki bir mahkumla devletin küs olması mümkün değildir.
Belki birileri konuşuyor Başbakan oradan diyor ki 'Ben konuşmadım,
biz masaya oturmadık'. Masaya lüzum yok, iskemleye oturursun ama
birileri konuşmuş onu inkar etmiyor. Habur örneği var, kendileri
söyledi, gönderilenler söyledi, alanlar da söyledi, 'Arkası
gelecek, Mahmur kampını boşaltacağız' dediler. Anlaşma var ama
sonra baskı, reaksiyon hepimizin karşı çıkışıyla geri döndüler.
Anlaşma ne karşılığı olmuştur? anlaşma koşullarını Diyarbakır
Belediye Başkanı söylüyor; demokratik özerklikle ilgili açılım.
Diyarbakır Belediye Başkanı, o yörelerin şu anda gözle görünür
lideridir. siyasi temsilcileri var BDP'liler onlar da parlamentoda.
Onlar da aşağı yukarı işaretleri veriyorlar. Kürtçenin
yaygınlaşması televizyonlarda TRT tarafından kurulması, taviz
demiyorum onlar tabi hakları ona kimse bir şey demez ama onun
ötesinde eğitim dilinde belki bir taviz vermiş olabilirler o da
yanlıştır.''
''...YÜZ KIZARTICI''
Cindoruk, ''DP'nin 1960 öncesi CHP'ye baskı
uyguladığı'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine o dönem ki
şartlarla bugünkü şartların kıyaslanamayacağını savundu.
Cindoruk, şöyle devam etti:
''DP'nin iktidarda olduğu dönem 50-60 arasındadır. Anayasa
1924 Anayasası'dır. AB henüz kurulmamıştır, AİHM yoktur ve önemli
ölçüde de Avrupa ile ilişkilerimiz de nezaket ilişkisidir. Onun
dışında demokrasi teorisi de dünyada gelişmemiştir, Demirperde
vardır vesaire. Demirperdenin oluşu Türkiye'de bütün siyasi
hayatımızda tehdit unsuru olduğu için demokrasi açılımları
geciktirilmiştir. O dönemin şartları ile bugünün şartlarını
mukayese edemezsiniz.
Bugün Türkiye'de demokratik yapının gereklerinin hepsi var. AİHM,
AB aday üyesiyiz, dünyadaki demokrasi teorileri yaygın. Demirperde
yıkılmış, Türkiye'ye bir tehdit oluşmamış ve demokrasi için gerekli
olan bütün koşullar var Türkiye'de, hepimiz ona gayret ediyoruz,
demokratik bir anayasa...
Bu dönemde yapılan baskı ayıptır, ayıp olduğu kadar günahtır, günah
olduğu kadar yüz kızartıcıdır. Olayları ve insanları ve
siyasetçileri yaşatırken, eleştirirken ve araştırırken içinde
bulunduğumuz coğrafyaya ve içinde bulunduğumuz şartlara bakmak
lazım. 60 yıl geçmiş, 60 yıl önce herkesin bir mazereti vardı.
Yassıada Mahkemesi'nde biz bunu savunma olarak söyledik. Çok ciddi
bir Rus tehlikesi var, Stalin Türkiye'den toprak talep ediyor,
Türkiye NATO'ya girdi o zaman. Cumhuriyeti koruyacak, topraklarını
koruyacak, savaşa girmeyecek ama devlet olarak yaşamını sürdürecek
ve Demokrat Parti bunu başarmıştır.''
Cindoruk, 12 Eylül'de referandum değil seçim olsaydı partisinin
problemi yaşamayacağını sözlerine ekledi.