Cinayetlerin sırrı nasıl çözülüyor?
Abone olAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, suçluların peşinde. DNA laboratuvarındaki analizlerle olay yerindeki saç teli, ter, gibi deliler sırrı aydınlatıyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı,
suçluların peşinde... FBI standartlarında çalışan DNA
laboratuvarındaki analizlerle olay yerinde bulunan saç teli, ter,
saç kepeği veya ayakkabı izi yardımıyla suçlular yakalanıyor,
cesetlerin üzerindeki böcekler de delil oluyor. AA muhabirine bilgi
veren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, fakültenin, Türkiye'de ilk olan
''Adli Entomolji Laboratuvarı''nda, ölüm sonrası cesede gelen
böceklerden ve onların larvalarından yararlanılarak, ölüm zamanı ve
ölümün gerçekleştiği yerin tespitinin yapıldığını söyledi. Prof.
Dr. Hancı, böceklerden zehirlenmenin bile tespit edilebileceğini
kaydetti. Böceklerden yararlanmak için hangi böceğin nerede
yaşadığının bilinmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Hancı, Ankara
ve çevresinin böcek faunasının tespit edildiğini, ancak tüm
Türkiye'nin haritasının çıkarılamadığını belirtti. Hancı,
Türkiye'de bu faunanın tespitiyle Türkiye çapında bir veri tabanı
elde edilmesini amaçladıklarını belirterek, bu konuda Devlet
Planlama Teşkilatı'ndan yardım istediklerini söyledi. POLENLER DE
DELİL OLACAK Fakültenin bundan sonraki çalışmalarında, ağaçlardaki
polenlerden ölüm yerinin tespitiyle ilgili bilgilere ulaşmayı
hedeflediklerini kaydeden Hancı, böceklerde olduğu gibi her
bölgenin poleninin farklı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Hancı,
cesetteki polenden nerede öldüğünün veya öldürüldüğünün tespit
edileceğini ifade etti. Türkiye'nin polen haritasının bir İngiliz
bilim adamı tarafından daha önce çıkarıldığını belirten Hancı, bu
haritayı kullanacaklarını bildirdi. Prof. Dr. Hancı, fakülte DNA
laboratuvarında, mahkeme aracılığıyla gelen başvuruların yanı sıra
kişisel başvuruların da kabul edildiğini, şüpheli babalara test
yapıldığını söyledi. Babalık testi analizinin, özellikle tecavüz
vakalarında büyük önem taşıdığına işaret eden Hancı, alınan örnekle
direkt şüphelinin genotipine ulaşmanın mümkün olduğunu anlattı.
Prof. Dr. Hancı, cinsel suçlarda, suçluların olay yerine farkında
olmadan bırakacakları tek bir spermin, diş fırçasında bırakılan
dişeti hücresinin bile nüfus cüzdanını bırakmak anlamına geleceğini
vurguladı. KUMAŞTAKİ KAN LEKESİ YIKANSA BİLE DELİL Prof. Dr. Hancı,
babalık testinin yanı sıra laboratuvarda çeşitli vücut sıvıları ve
suç olaylarında ele geçirilen delil özelliği bulunan her türlü
biyolojik materyalin incelendiğini belirtti. Bu incelemelerde ilk
adımın kan, meni, tükürük ve diğer vücut sıvılarının çeşitli
yöntemlerle tanımlanması olduğunu anlatan Hancı, suçlunun olay
yerinde bıraktığı saç kepeğinden, döktüğü tere, ayakkabı izine
kadar birçok delilin, kişinin kimliğini ortaya çıkaracağını
kaydetti. Hancı, olayda kullanılan suç aletleri üzerinde bulunan
kalıntılar yardımıyla da suçlular hakkında ipuçlarına ulaşıldığını
anlattı. Yıkanmış kumaştaki kan izlerinin bile özel ışık yöntemi
kullanılarak belirlendiğini ve yapılan analizlerle tespit edilerek,
kimlik tespiti yapıldığını bildiren Prof. Dr. Hancı, ''Bu
lekelerden elde edilen sonuçlar daha sonra mağdur, maktul ya da
şüphelinin kan örnekleriyle karşılaştırılıyor ve böylece
benzerlikler, farklılıklar ortaya çıkarılmış oluyor'' dedi. Prof.
Dr. Hancı, mitokondriyal DNA (Mt DNA) analizi adı verilen bir
yöntem sayesinde de uçak kazalarında, büyük felaketlerde ve toplu
mezarlarda kimlik tespitinde başarılı sonuçlar alındığını söyledi.
Prof. Dr. Hancı, kimliği bilinmeyen bir şahsın yüz ifadesinin
şekillendirilmesi anlamına gelen ''yeniden yüzlendirme''
uygulamalarının da yapıldığı fakültede, Prof. Dr. Sema Kedici
öncülüğünde bir grup bilim adamının, yıllar önce bulunan kimliği
belirsiz bir kafatasını aslına uygun yeniden yüzlendirdiğini
bildirdi. Hancı, yeniden yüzlendirilen kafatasının, 2001 yılında
Ankara Elmadağ ilçesinde işlenen bir cinayet sonrası toprağa gömülü
olarak bulunan bir cesede ait olduğunu kaydetti. İSKELETLER PUZZLE
GİBİ BİRLEŞTİRİLİYOR Fakülte Adli Antropoloji Laboratuvarında ise
iskelet haline gelmiş cesetlerin puzzle gibi birleştirildiğini
belirtti. Laboratuvarda şu anda Mersin Erdemli ilçesindeki tarihi
Kız Kalesi'de başlatılan restorasyon çalışmaları sırasında bulunan
22 insan iskeletinden bir kısmının incelendiğini söyleyen Hancı,
yalnız adli vakalar değil, arkeolojik kazılar sonucu bulunan
kalıntıların da bu laboratuvarda incelendiğini ifade etti. Prof.
Dr. Hancı, fakültede ayrıca yeni teknolojiyle donatılmış otopsi
salonu yaptıklarını belirterek, Adalet Bakanlığı ile anlaşma
sağlanırsa bundan sonra otopsilerin, Adli Tıp Kurumu ve Ankara
Üniversitesi işbirliğinde yapılacağını bildirdi. İLGİNÇ VAKALAR
Adli vakalara karışmış silah ve kesici aletlerin yer aldığı
fakültede, adli olaylar sonucu yapılan otopsilerde vücuttan
çıkarılan örnekler de bulunuyor. Prof. Dr. Hancı, daha önce adli
vakalarda fakültede otopsi yapıldığını, burada ortaya çıkan ilginç
vakalar bulunduğunu söyledi. Fakülte koridorundaki, ''rahim içinde
plastik terlik'' bulunan bir kavanozun ne olduğunu açıklayan Hancı,
bunun, yaklaşık 15 yıl önce yaşanan bir vaka olduğunu kaydetti.
Hancı, ''Hamile ve kanaması olan bir kadına, ebe kanamayı durdurmak
için plastik terlikle tampon yapmak istemiş. Kadının vefatının
ardından burada yapılan otopside kadının rahminde terliğe
rastlanmış'' diye konuştu.