Çin liderinden ABD kritik ABD ziyareti
Abone olÇin'in yeni dönem liderlerinin yaptığı yurt dışı ziyaretleri, Pekin'in dış politika öncelikleri konusunda fikir veriyor.
Mart ayında göreve gelen yeni Çin yönetimi, sırasıyla Rusya,
Afrika ile komşu ülkeler Hindistan ve Pakistan, şimdi ise Latin
Amerika'yı ziyaret ediyor. Bu ziyaretler, önceki dönemde atılan
tohumların yansıması ve bu yönde bir değişiklik olmadığı, aksine
Çin'in bu ilişkileri daha derinlemesine geliştirmek istediğini
ortaya koyuyor.
Ziyaretler aynı zamanda Çin'in, Avrupa'nın veya Atlantik
güçlerinin hegemonyası olmayan pazarlardaki varlığını arttırma
çalışmasının çok güçlü ve etkili bir şekilde sürdüğünü de
gösteriyor. Bu ziyaretlerle Çin, ticari olduğu kadar siyasi ve
sosyal hayattan da bu bölgelerde pay almaya çalışıyor.
LATİN AMERİKA ÇİN'İN İKİNCİ AFRİKA'SI
Enerji ve daralan AB ve ABD pazarlarını yeni alanlara taşıma
açısından Latin Amerika ziyaretleri önem taşıyor. Nitekim Çin
Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 31 Mayıs'ta başlayan Trinidad ve Tobago,
Kostarika, Meksika olmak üzere üç ülkeyi kapsayan ikinci yurt dışı
gezisini gerçekleştiriyor. Çin, Latin Amerika ülkeleri arasındaki
ticaret hacmi 2012'de 261 milyar dolar oldu ve Çin, bu ülkelerin en
önemli ikinci ticaret ortağı. Çin'in aynı zamanda gelecek dönemde
Latin Amerika ülkeleriyle ticaretini iki katına çıkarma ve bu
ülkelerin en büyük ticaret ortağı haline gelme planı da var.
Çin'in, Latin Amerika ve Karayip ülkelerinde toplam 65 milyar
dolarlık yatırımı da var.
2015 yılı itibariyle 500 milyar doları aşan bir yatırım stoku
olacak Çin için Latin Amerika'nın Afrika ile eşdeğer bir kıta
haline geleceği de belirtiliyor. Çünkü Afrika, bugüne kadar enerji
kaynaklarına erişim ve Çin mallarının yeni pazar bulması açısından
Pekin için daha temel önceliği vardı. Çin şirketlerinin Latin
Amerika'da yaptığı yatırımlara paralel olarak oluşturduğu istihdam
da Pekin'in bu ülkelerde çok fazla sosyal güce sahip olmasına neden
oldu. İkili ticaret, yatırım ve istihdam ile Çin'in Latin
Amerika'da çok daha fazla etkiye sahip olacağı da ifade
ediliyor.
Xİ-OBAMA GÖRÜŞMESİ
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in bu ziyaretlerinin ardından 7-8
Haziran'da ABD'nin California eyaletindeki Walter ve Leonore
Annenberg çiftliğinde ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya
gelecek olması, gözleri dünyanın iki dev ülkesine çevirirmiş
durumda. Bu ziyaret Çin tarafından çok önemli görülürken,
ilişkilerin nasıl gelişeceği konusunda bir yol haritasının
belirleneceği de bu ziyarette bekleniyor. İkinci Obama dönemi ve
Çin'in yeni yönetimini ilk kez bir araya getirecek görüşmelerde
ikili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası ilişkiler genişlemesine
masaya yatırılacak. Bu görüşme aynı zamanda yeni yönetimlerin
ardından iki ülkenin birbirlerini iyi okuma ve algılamasına çok
büyük katkı da sağlayacaktır ancak bu görüşmede kısa vadede çok
önemli ve etkileyici sonuçların olması beklenmiyor.
Masaya yatırılacak ilişkilerde siyasi ve iktisadi meseleler ele
alınacak. İktisadi olarak Çin- ABD ticareti konuşulacak. Burada
ABD'nin Çin'e verdiği dev ticaret açığı ve Çin mallarına getirilen
ticari korumacılık önlemleri ile karşılıklı yatırımlar gündemi
oluşturacak önemli başlıklar olarak ortaya çıkıyor.
TİCARİ İLİŞKİLER
Çin'de yayımlanan bir rapora göre, ABD'nin Çin'e mevcut ihracatı en
az 3 katına çıkarak 530 milyar dolara çıkacak ve Çin, 2022'de
Kanada ve Meksika'yı geride bırakarak ABD'nin en büyük ihracat
pazarı olacak.
ABD Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ABD'nin 2012'de Çin ile
ticaret hacmi yaklaşık 536 milyar dolar ve ABD'nin Çin'e verdiği
açık 315 milyar dolar. 2011'deki açık ise 295 milyar dolardı.
Geçen Şubat ayında Çin, 1945'ten beri dünyanın en büyük ticaret
ülkesi unvanını elinde bulunduran ABD'yi geride bırakarak, 3,87
trilyon dolarlık ticaretle dünyanın bir numaralı ticaret ülkesi
olmuştu.
1,2 trilyon dolarlık ihracatla 2009'da Almanya'yı geride bırakarak,
dünyanın en büyük ihracatçı ülkesi olan Çin, geçen yıl 1,82 trilyon
dolarlık ithalat yaparken, dünyanın en büyük ithalatçı ülkesi olan
ABD ise 2,28 trilyon dolar ithalat yapmıştı.
ABD'nin 2011 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılası 15 trilyon dolar
olurken, Çin’de 7,3 trilyon dolar gerçekleşmişti. 18 Ocak'ta Çin
Milli İstatistik Bürosu, 2012 yılında ülkenin nominal gayri safi
yurtiçi hasılasının 51,93 trilyon yuan (8,3 trilyon dolar) olduğunu
bildirmişti.
PASİFİK BÖLGESİ, SİYASİ İLİŞKİLERİN MERKEZİ
Siyasi olarak iki ülke arasında kısa vadede iyileşme yad a
kötüleşme beklenmiyor. Ancak bu ilişkileri etkileyen çevresel ve
uluslar arası faktör var. Bunlardan Kuzey Kore, Japonya, ABD'nin
Pasifik'teki varlığı ve Çin'in karşı koyması gibi Pasifik
etkileşimi, Ortadoğu ve Suriye operasyonları, BM'deki son
gelişmeler gibi konular, ikili siyasi ilişkileri doğrudan
etkiliyor. Bunlardan en önemlileri ise Kuzey Kore, Japonya ve
Pasifik sorunları. Özellikle Pasifik'te Çin ile ABD arasında
amansız bir çekişme sürüyor. Çin yeni yönetimi, denizlerdeki gücünü
arttıracaklarını, uçak gemisi ile savaş gemileri sayılarında artışa
gidecekleri mesajı vermişti. Zira Çin açısından Japonya'daki yeni
Şinzo Abe yönetimi ile ABD'deki yeni kadro endişe verici durumda.
Özellikle Japonya'nın Çin'e karşı saldırgan ve sert tutumu ile bu
ülkedeki para biriminin yüzde 30'lara kadar değer kaybetmesi Çin'i
endişeye sevk ediyor.
Çin, ABD'nin Pasifik'teki meselelere karışmasını istemiyor. Olası
bir bölgesel çatışmada eğer ABD buraya girerse, Çin'in ABD'yi
buradan zor çıkaracağı endişesi hakim. Dolayısıyla Pekin,
sorunların ABD'nin müdahalesiyle değil, Çin ile Pasifik ülkeleri
arasında ikili olarak çözülmesini istiyor. Hatırlanacağı üzere ABD,
2020'ye kadar donanmasını Pasifik'e kaydırma kararı almıştı.
SİBER SALDIRILAR SORUNU
Görüşmede siber saldırı konusu da ele alınacak. Çin her ne kadar
reddetse de Avrupa, Avustralya ve ABD, istihbarat ve bazı kamu
birimleri olmak üzere Çin'den siber saldırıya maruz kaldığını
açıklamıştı.
Son olarak ABD, en az 10 gelişmiş silaha ait bilgilerin Çinli
internet korsanları tarafından çalındığı ve bunun Çin'in silah
teknolojisine 25 yıl kazandırdığını iddia etmişti.
Uzmanlar, dünyadaki var olma, güçlü ve etkileşim savaşında Çin'in
bu tür farklı silahları kullanabilme etkinliğine ve yeteneğine
sahip olduğu ve bunu arzu ettiğinden, Çin'in yaptığı siber
saldırıların gerçek olduğunu düşünüyor. Çin'in, Washington'un Pekin
üzerindeki etkisini ve isteklerini kırmak için bu tür silahlara ve
alanlara başvurduğu, bunun son örneğinin ise ABD'deki silah
envanterine ilişkin yol haritalarının ve temel bilgilerin
çalındığının ortaya çıkması olduğu ifade ediliyor. Çin'in çaldığı
bilgilerle ABD'nin aynı silahlarını yapması mümkün olmamakla
birlikte Pekin, aslında burada ''ben yaparım değil, ben çalarım'' ı
gösterdi ABD'ye. Bu aynı zamanda Çin'in büyük devlet olduğunun
göstergesi olarak da yorumlanıyor. Bir başka yorum ise Çin'in böyle
yapmakla reel dünyada ABD'ye karşı yapamadığını, sanal dünyada
göstermek istemesi şeklinde.
Siber saldırıların hep olacağı ve ikili ilişkileri çok
etkilemeyeceği de kaydediliyor. Zira Çin'in yaptığı sanayi
casusluğunun ardından firmalar Çin'e yatırım yapmaya gelmişti.
SURİYE SORUNU
Görüşmede ele alınacak konular arsında Suriye de var ve bu konuda
Çin'in pozisyonunda bir değişiklik beklenmiyor. Suriye meselesinde
Çin'in içinde bulunduğu bloğun esas seslendiricisi Rusya.
Dolayısıyla Rusya'nın atacağı adımlar Suriye konusunda belirleyici
olacaktır.
Cenevre görüşmelerinden sonra Suriye konusunda biraz hareketlilik
yaşanabilir ancak Çin'in Suriye cephesinde yeni bir şey beklenmiyor
Xi-Obama görüşmesinde.
ÇİN VE ABD GÖRÜŞMEYE NASIL BAKIYOR?
Xi-Obama görüşmesi iki taraf açısından da önemli görülüyor. ABD'nin
Pekin Büyükelçisi Gary Faye Locke, görüşmenin, "kilometre taşı"
niteliğinde olduğunu söyledi. Ziyaret öncesi açıklamasında Locke,
ABD'nin, Çin ile ilişkilerini güçlendirmek istediğini belirterek,
California'daki çiftçilikte yapılacak görüşmenin, iki ülke
liderleri arasında kişisel ilişki ve çalışma ilişkisi için çok
önemli olduğuna vurgu yaptı.
Bir önceki Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao'un Obama ile 11 defa
görüştüğünü hatırlatan Locke, iki ülkenin bir günlük ticaret
hacminin 1 milyar doları aştığı, Çin'deki milyonlarca işçinin
istihdamının ABD ile yapılan ihracata bağlı olduğunu dile getirdi.
Locke, önümüzdeki dönemde, işbirliğinin derinleştirileceğine
inandığını ve karşılıklı bağımlılığın değişmeyeceğini dile
getirdi.
Çin'in Washington Büyükelçisi Cui Tiankai ise görüşmenin stratejik
ve tarihi önem taşıdığını söyledi. Yeni dönemde Çin-ABD ilişkisinin
gidişatı sadece iki ülkenin temel çıkarlarını etkilemekle kalmayıp,
''dünya barışı ve istikrarı için de belirleyici olacak'' yorumunu
yapan Tian, son görüşmenin, iki ülke arasında ''yeni tip büyük
devletlerarası ilişki kurulması'' ilkesiyle her iki tarafı
ilgilendiren konulara odaklanacağını ifade etti. Çin Büyükelçisi,
Xi-Obama görüşmesinde, ikili ilişkilerin geleceği için yol
haritasının belirleneceğini de kaydetti.
Çin Uluslararası Ekonomik Değişim Merkezi Genel Sekreteri Wei
Jianguo ise ABD'nin Çin'in en büyük ticari ortağı konumunda olan
AB'yi geçeceğini belirterek, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in Bo'ao
Forumu'nda söylediği '' Çin önümüzdeki 5 yıl içinde her yıl 1
trilyon yuan (163 milyar dolar) değerinde mal ithal edecek, 100
milyar yuan (16,3 milyar dolar) değerinde dış yatırım yapacak ve
milyonlarca turisti yabancı ülkelere gönderecek.'' sözüne atıfta
bulunarak, Washington yönetiminin elbette Çin piyasasını ve
fırsatlarını yakından izlediğine işaret etti. ''Mevcut gelişmeler
altında, Çin-ABD işbirliğinin dev bir çifte kazanç ilişkisine
dönüşeceğine kesin gözüyle bakılıyor. " diyen Wei, iki ülke
arasında uzun vadede ticari anlaşmazlıklarının kaçınılmaz
olacağını, genel olarak ise işbirliğinin rekabetten daha fazla
olacağını ifade etti.