Çin aşısı mı Alman aşısı mı? Tartışmalarına son nokta! Prof. Dr. Fehmi Tabak konuştu
Abone olSon dönemde üst üste 'başarılı' olduğu açıklaması yapılan aşılara karşı 'güvenilirlik' tartışma konusu oldu... Bu duruma yönelik Prof. Dr. Fehmi Tabak konuştu. 'BioNtech aşısı olursam bu iş sağlam olur, Çin aşısı adı üstünde' görüşünün yanlış olduğunu belirten Tabak, iki aşıyı da savundu. Tabak, kendisinin Çin aşısı olacağını söyledi.
Prof. Dr. Tabak, Kovid-19’un 11 ayda 1,5 milyon kişinin ölümüne yol açtığına işaret ederek “Tartışalım ama bilimsel veriler ışığında tartışalım. Sinovac denilen firma da uzun yıllardır aşıda deneyimli. Faz 1-2 sonuçlarını yayınladılar. Her iki aşının Faz 3 çalışmalarına biz de dahil olduk ve çok titizlikle sürüyor. Çin’in geliştirdiği inaktif virüs aşısı, 3 ay önce acil kullanım onayı alarak Çin’de 80 bin acil servis çalışanına uygulandı. Bugün etik kurul onayım çıktı, ben de bu aşıdan olacağım. Güvenmesem olmazdım” dedi.
Geçtiğimiz Eylül ayında Hacettepe Tıp Fakültesi’nde ilk kez gönüllü sağlık çalışanlarının aşılanmasıyla Türkiye’deki Faz 3 klinik araştırmaları başlayan Çin’li Sinovac Biotech firmasının geliştirdiği Kovid-19 aşısı için vatandaşlar arasından da gönüllülere aşı uygulamaları başladı. Aşı, Türkiye genelinde 24 merkezde, 10 binin üzerinde gönüllüye uygulanacak. Sinovac aşısının uygulandığı merkezlerden İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki araştırmanın yürütücüsü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Aşı, Türkiye’de şimdiye dek yaklaşık 2 bin civarı gönüllü sağlık çalışanına uygulandı. Toplamda 13 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor. Bir iki ay içinde aşılamaların bitip çalışmanın tamamlanacağını tahmin ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Fehmi Tabak, bu pandemideki bütün oyunu değiştirecek gücün aşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Aşıda bugün için geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, umutlanmamız için çok neden var. Bugün 233 tane aşı çalışması var dünyada. Bunların 67 tanesi insan çalışmalarına yani Faz 1-2 klinik çalışmalara devam ediyor. Üç aşı, artık ilgili kuruluşlardan onayı alınıp tüm dünyada kullanıma girmek üzere. İlk başvuranlardan biri de bizim açımızdan da bir gurur kaynağı olan BioNTech-Pfizer (mRNA) aşısı. Bunun Faz 3 çalışmalarına Türkiye'de biz de dahil olduk ve şimdiye dek (tüm Türkiye’de) 500 gönüllü sağlık çalışanı aşılandı. İkinci dozlarına başlanıyor bugünlerde. Bir diğer aşı da, Faz 3 çalışması şu anda ülkemizde, Brezilya ve Endonezya'da da devam eden inaktif virüs aşısı olan Çin’li Sinovac’ın aşısı."
"Sağlık Bakanlığı'nın gönüllü daveti ile çok fazla sayıda gönüller başvurmaya başladı bizim merkezimize de. İnaktif virüs aşısı daha eski bir yöntem. Aslında daha güvenilir bir yöntem. Virüsü üretip değişik maddeler veya ısıyla inaktif hale getiriyorsunuz. Yani o virüsün çoğalma şansı, hastalandırma gücü yok oluyor. Ama immün sistemimizi uyarıp antikor oluşturma gücü çok çok iyi. Mevcut yeni teknolojiler (mRNA) veya inaktif aşıların etkinlikleri aşağı yukarı benzer şekilde. Fiyatları da üç aşağı yukarı beş yukarı aynı olacak muhtemelen."
Benim görüşüm inaktif aşı ya da diğer aşılar, bir an evvel toplumun yarısından fazlasını aşılayacak şekilde bir aşı programına bir an evvel başlamamız lazım.
Aşıların hangi ülkeden olduğunun değil, bilimsel verilerinin tartışılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sinovac firmasının uzun yıllardır aşıda deneyimli bir firma. Onların da ciddi klinik araştırma ekipleri var. Faz 3 çalışmalarının kabulünü, yapılan ülkelere bırakmış durumdalar. Çalışma, araştırmanın yürütüleceği merkezlerin etik kurulundan, Sağlık Bakanlığı’nın etik kurulundan onay verildikten sonra yapılıyor ve belli kuralları var. Zaten bu aşının da Faz 1-2 sonuçları iyi olunca Faz 3'e geçildi. Araştırmanın temeli aslında Faz 1 ve Faz 2’de bellidir. Orada aşının etkinliği görülür. Yan etkiler görülür. Faz 3’te ise bu etkinliğin doğruluğu daha farklı coğrafi bölgelerde, çok daha fazla sayıda gönüllüde denenir. Daha nadir bir yan etkinin görülüp görülmeyeceğine bakılır.”
Kapasitenin üzerinde gönüllü başvurusu
Sağlık çalışanı dışındaki vatandaşlar için gönüllü çağrısı yapılmasından sonra kendi merkezlerine de yoğun başvuru aldıklarını anlatan Prof. Dr. Tabak, “Günde 20'ye yakın kişi geliyor bize. Biz de (gerekli testleri ve değerlendirmelerini yapıp) aşılamayı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Kapasitenin üstünde bir başvuru var ama gerekirse randevusunu ertesi güne çekiyoruz. Beklediğimizden daha hızlı bir sürede Faz 3 gönüllü aşılamalarını bitirebiliriz. Bu aşılamalardan sonra da örneğin 500 gönüllünün verisi, bize çok büyük yol gösterecek. Aşı programına başlanması için ille de Faz 3 çalışmasının 2 yıla kadar uzayabilen tamamlanma süresinin beklenmesine gerek yok. Antikor oluşturursa, etkinliği tamamsa gerekli yerlerden onayları alınır ve aşılamalara başlanabilir” diye konuştu.
'BioNtech aşısı olursam bu iş sağlam olur, Çin aşısı adı üstünde' öyle birşey yok"
Aşı çalışmalarının hızlı yapılmak zorunda kalındığını ancak yine de Faz 1-2 ve 3 aşamaların titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle noktaladı: Normalde bir aşı çalışmasının bitmesi en az 5-6 yılda olur. Burada zorunluluktan bu hızla ilerliyor. Ama araştırmalar tüm kurallarına uyularak, baştan savma değil, titizlikle yapıldı bütün dünyada. Hiçbir zaman şöyle düşünmemek gerekiyor; ille ben BioNtech aşısı olursam bu iş sağlam olur, Çin aşısı adı üstünde vs; öyle bir şey yok.
"Yüzde 10’u aşılayıp bırakırsanız pandemi devam eder"
"Şu andaki bütün derdimiz, pandeminin bir an evvel kontrol altına alınması. Bugün etik kurul onayım çıktı örneğin, ben de inaktif virüs aşısından yaptıracağım. Etkinliğine inanmasam, ben de olmam. Şunu da hiç unutmayalım, aşılar çıksa da bu iş birden bitmeyecek. Biz, 2021’i de maskeli ve dikkatli bir şekilde geçirmek durumundayız. Toplumu belli bir oranda aşılamak zorundasınız. Yüzde 10’u aşılayıp bırakırsanız pandemi devam eder. Bir an evvel nüfusun yüzde 50-60'ının aşılanması gerekiyor.”