Cimbom geceyi zehir etti

Galatasaray için Avrupa defteri soğuk bir sonbahar akşamında kapandı. İnanılmaz bir maçtı. İlk yarım saat sonunda skor tahmini yapılsa herhalde kimse karşılaşmanın 2-1'lik skorla biteceğini söylemezdi. İlk 25 dakika rakibi sürklase eden takım, ikinci yarı bambaşka bir takım hüviyetine büründü.

İlikleri donduran sert rüzgara karşı meydan okurcasına oyuna iyi de başlamıştı aslında sarı kırmızılılar. Soldan Arda sağdan Aydın ortadan Aydın'ın da desteğiyle dalga dalga geliyordu. Song ve Tomas ve önlerinde İnamoto ile savunma hattı kurulmuştu.

Kurulan baskı sonuç verdi ve Ümit Karan'ın ters topuna hareketlenen İliç takımını öne geçiren golü PSV ağlarına yolladı. Herkes 2-3 fark olur diyordu. Ama olmadı. Hollanda takımı ilk şutunu Mendez ile 31. dakikada çekebildi.

İkinci yarı dakikalar ilerledikçe futbolcularda tutukluk başladı.  Arda ve Aydın kesildi. Böyle olunca Karan ve İliç'i besleyecek paslar da gelmedi. Mondragon'un inanılmaz hatası sonun başlangıcı oldu. Önünden geçen topu seyredince, takımın morali bir anda sıfıra düştü. Genç Aydın'ın çıkması doğruydu ama yerine giren Cihan'ın performansı Aydın'ı arattı.

Yan toplar tam bir faciaydı. Sabri ve Arda'nın ortaları taraftarı çıldırttı. Onca korner atışı ve ortalar ya rakibe ya da dışarı atıldı. Zaten ikinci gol de Arda'nın kullandığı kötü korner atışından geldi. Song ve Tomas ileride kaldığı için savunma dengesiz yakalandı. PSV'li Kone hayatının belki de en rahat golünü attı.

Gerets'in yaptığı değişiklikler teoride doğruydu ama pratikte işe yaramadı. Şükür gayretliydi o kadar. Ama Necati Ateş sahada hayalet gibi gezdi tıpkı İnamoto gibi.

Bu kadar dengesiz futbol oynayan takımın başarılı olması hayaldi. Taraftarın tepkisi belkide Canaydın'ın Eylül ayı başlarında söylediği şu sözlere oldu: "Atina'da yapılacak şampiyonlar ligi finaline gidebiliriz." Böylesi iddialı açıklamalar sonrası yapılan boş transferler ve oynanan futbol rüyayı kabusa çevirdi. İşte taraftarın isyanı da bunaydı.

Yazı: Oktay Sağlam