Çiller, ekonomik kanseri yenecekti
Abone olTürkiye, yıllar boyu Türk Telekom'u tartıştı. Tartışma Tansu Çiller döneminde başladı. Çiller, o zaman için Telekom'u satsaydı "Türkiye, ekonomik kanseri" yenmiş olacaktı
Telekom'un satışı denince ilk akla gelen isimlerden biri Tansu
Çiller şöyle konuştu: "1994'te Türkiye'nin iç borcu 14-16 milyar
dolardı. Telekom'un değeri 40 milyar dolardı. Yüzde 50'sini satsak
borç sorunumuz kalmayacaktı."
Telekom denilince Tansu Çiller'i anımsamamak mümkün değil.
Çiller'in başbakanlığı döneminde "Türk Telekom", "PTT'nin T'si"
olarak siyasi literatürümüze geçmiş özelleştirmenin sembolü haline
gelmişti.
Çiller, başbakan olarak "Satmamız lazım" dedikçe, hemen hemen bütün
siyasi partiler "Satılamaz" diyorlardı. Başbakan Çiller, TBMM'de
sabahlayıp T'nin satışı için yasa çıkardıkça, muhalefet Anayasa
Mahkemesi'ne başvuruyor ve yasayı iptal ettiriyordu. T'nin satışı
özellikle, Çiller ile Prof. Dr. Mümtaz Soysal arasında bir "hukuk
savaşı"na dönüşmüştü. O dönemdeki muhalefetin ve Mümtaz Hoca'nın
girişimleri, Çiller'e PTT'nin T'sini sattırmamıştı.
Şimdi, o ünlü "T"nin yüzde 55'i, "Türk Telekom"un "T"si olarak, 6,5
milyar dolara satıldı.
Acaba eski Başbakan Tansu Çiller, siyasi ideallerinden biri olan bu
satış için şimdi ne düşünüyor?
'Kanseri yenecektim'
Çiller'e dün bu soruyu yönelttiğimde, hâlâ PTT'nin T'si heyecanını
koruyordu. Ve bu satışı yapmasını engelleyenlerin, ülkenin geleceği
ile oynadıkları mesajını veriyordu.
Başbakanlığı döneminde de hep aynı heyecanla anlattığı "T
projesi"ni yine eksiksiz anlatmaya başladı:
"Keşke, 1993'te, 1994'te, PTT'nin T'si olarak satabilseydik.
Sattırmadılar. Türkiye bir altın fırsatı kaçırdı. O zaman 40 milyar
dolar ediyordu. Türkiye'nin iç borcu ise 14-16 milyar dolarlar
civarındaydı. Yüzde 50'sini sattığımızda, iç borcu bitiyorduk.
Yarısının bedeli bile borç sorununu hallediyordu. Bunun anlamı
şuydu: Eğer satışı yapabilseydim, Türk ekonomisinde kanseri yenmiş
olacaktım. Neden böyle söylüyorum? Çünkü, bu satış gerçekleşseydi,
borç meselesi çözüleceği için Türkiye, borç-faiz sarmalına
düşmeyecekti. Ondan sonraki yıllarda borçlanmaya ihtiyacı
olmayacaktı dolayısıyla ekonomi borç-faiz batağına girmeyecekti.
Türkiye IMF'ye muhtaç olmayacaktı, dış bağımlılıktan kurtulacaktı.
Bu bir hastalığı hem de kanser gibi bir hastalığı kökünden kurutmak
anlamına gelecekti. Türkiye, büyük ihtimalle değil kesin olarak
makus talihini yenmiş olacaktı. Benim her zaman hayıflandığım
budur. Bugün ise yüzde 55'i 6,5 milyar dolara satıldı. Türkiye'nin
borç büyüklüğünü düşünürseniz rakamlar arasındaki farkı daha iyi
anlarsınız."
'Değeri yüksekti'
Çiller, başbakanlığı döneminde T'nin değerinin 40 milyar dolar
civarında olmasını şöyle izah etti :
"Ben bu işe İngiltere'den sonra girişen ikinci kişiydim. O zaman
daha özelleştirmenin değerini diğer ülkeler de anlamamıştı. Örneğin
ortada henüz Doğu Bloku'ndan yeni kopmuş Doğu Avrupa ülkeleri
yoktu. Onlar piyasaya girmemişti. El değmemiş bir alan
konumundaydı. Bu nedenle de değeri yüksekti. Batı sermayesi 40
milyar dolar veriyordu. Bankalar konsorsiyum oluşturmuşlardı. Ben
satışı yapabilseydim bu bir devrim olacaktı ve Türkiye bir daha
çukura düşmemek üzere düzlüğe çıkmış olacaktı."
"Dört idealimden biri"
Çiller, T'nin satışının siyasette dört idealinden biri olduğunu
anımsatarak, şöyle devam etti:
"Başbakanlığım döneminde dört idealim vardı. Terörün belini kırmak,
özelleştirmede hızlı davranarak PTT'nin T'sini satmak, Gümrük
Birliği ve Avrupa Birliği. Gümrük Birliği idealime ulaştım, büyük
bir mücadele sonunda terörün belini kırdık ama T'yi satamadık.
Bugünkü gelişmeler doğru hedefler seçtiğimizi kanıtlıyor. Gümrük
Birliği'ne de o kadar karşı çıktılar. Hem siyasiler karşı çıktı hem
de sanayiciler, örneğin otomotiv sektörü. O gün, batarız, yanarız,
yok oluruz diyen sektörlere bir de bugün bakın. Otomotiv sektörü
patlama yaptı. İhracat rekorlar kırıyor. Çok daha güçlendi. Sektöre
kalite geldi, rekabet geldi ve bu sektör ilerledi."
'Sıra tarımda'
Eski Başbakan Çiller, o dönemde, T'nin satışından hemen sonra
tarıma yönelmeyi planladığını anımsatarak, şu değerlendirmeyi
yaptı:
"T'den hemen sonra tarımın sanayileşmesine girişecektim. En önemli
sorunlardan biri oydu, hâlâ da odur. Avrupa Birliği bağlamında
kırmızı, yeşil kutulardan söz ettiğimde beni anlamıyorlardı. Hatta
alaycı ifadelerle küçümsüyorlardı. Bugün ne demek istediğimin
değeri daha iyi anlaşılıyor. Türkiye süratle tarım sektörüne
eğilmeli ve tarımda sanayileşmeyi gerçekleştirmelidir."
Çiller, aktif siyasetten çekildikten sonra da bu konuları ve
sorunları aynı heyecanla hem sorumluluk üstlenmiş eski siyasetçi
hem akademisyen olarak incelemeyi sürdürdüğünü de ekledi.
Haber: Fikret Bila
Kaynak: