Çiftçi kazığın alasını yiyor
Abone olGen teknolojisine yatırım yapmakta geciken Türkiye Çiftçisinin 1 kilo tohumunu 1.2 kilo altın karşılığı ithal edilor.
Gen teknolojisine yatırım yapmakta geciken Türkiye, kilosuna 22
milyar lira gibi astronomik bir fiyat ödeyerek İsrail, Hollanda ve
Japonya’dan domates tohumu ithal ediyor. Elde edilen ürün tohum
vermediği için tarım tamamen dışa bağımlı hale geliyor. Türkiye,
Tarım Bakanlığı bünyesinde 50’den fazla araştırma enstitüsü ve
binden fazla araştırma uzmanı bulunmasına rağmen sebze bitkileri
tohumunu dışarıdan ithal ediyor. Yurtdışından gelen tohuma ise
milyonlarca dolar ödeniyor. Yerli ve yabancı 110 firma bu alanda
üretim yapmak istiyor. Ancak mevzuattaki eksiklik giderilemediği
için Türk tarımı, tohum üretiminde mesafe kat edemiyor. Ayber
Tohumculuk Genel Müdürü Kamil Atıcı, hibrit tohum kullanımıyla
ülkemizde tarım üretiminde patlama yaşanacağını ifade etti. Hibrit
tohum üreten ülkeler ise emeklerinin karşılığını kat kat fazlasıyla
alıyor. Örneğin 1 kilogram domates tohumu 15 bin dolardan (22
milyar lira) satılıyor. Yani Türkiye, 1 kg domates tohumuna 1 kilo
250 gram altına denk bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Salatalık
gibi bazı sebzelerin tohumu tane ile satılıyor. Özel sektörün
sınırlı yatırımlarından öteye geçemeyen Türkiye, hibrit tohum
ihtiyacının büyük bölümünü İsrail, Hollanda ve Japonya’dan
karşılıyor. Bu durumu değerlendiren Tohum Endüstrisi Derneği Genel
Sekreteri Ayhan Elçi, gen teknolojisinin uzay araştırmalarıyla eş
tutulduğunu söyledi. Elçi, “Gen teknolojisi bugün dünyada en önemli
teknolojilerden biri haline geldi. Bitkinin DNA’sı ile oynamak uzay
teknolojisi kadar önemlidir. Bu alanda gelişmiş ülkeler, tohum
üretimini geçip bitkiler arasında gen aktarımı yapmaya başladılar.”
dedi. Altyapısı hazır olmamasına rağmen Türkiye’de özel sektörün
son yıllarda gen teknolojisine yatırım yapmaya başladığını anlatan
Elçi, bu alanda dünyanın en büyük 10 şirketinden 6’sının Türkiye’de
üretim yaptığını kaydetti. Sabancı, Koç, Ülker ve Doğuş gibi
Türkiye’nin önde gelen büyük kuruluşlarının da gen teknolojisine
yatırım yapmaya başladığını kaydeden Elçi, “Ancak bu yeterli değil.
Gelişmiş ülkeler buldukları bir tohumu en fazla iki üç yıl üretip
başka çeşidine geçiyor. Bizde ise aynı ürün yıllarca üretiliyor. Bu
alanda ciddi yatırımların yapılması için öncelikle yasanın çıkması
gerekiyor. ‘Islahçı Hakları Yasası’nın çıkmasını yıllardır
bekliyoruz. En son yasanın Meclis’e gönderildiğini biliyoruz.” diye
konuştu. Gen teknolojisini elinde tutan ülke ve şirketlerin önemli
katma değerler elde ettiğine dikkat çeken Elçi, Türkiye’nin 2001
yılında 16 milyon dolarlık hibrit tohumu ihracatına karşılık, 53
milyon dolarlık ithalat yaptığını dile getirdi. Elçi, şunları
söyledi: “Türkiye’deki hibrit tohum üretimi daha çok ana ve babası
ithal edilerek burada döllenerek yapılıyor. Bu yolla domates ve
salatalık tohumu ihtiyacının yüzde 10’u üretiliyor. İhtiyacın geri
kalanı ithal ediliyor.” Ayber Tohumculuk Genel Müdürü Kamil Atıcı,
Türkiye’nin hibrit tohum kullanımı ile üretim patlaması
yaşayabileceğini söyledi. Türkiye’nin ekilebilir tarım alanlarının
Fransa’dan yüzde 50 daha fazla olmasına rağmen, Fransa’nın yıllık
tohum cirosunun 1,5 milyar dolar, Türkiye’nin ise 70 milyon dolar
olduğunu anlatan Atıcı, “Yıllık 70 milyon dolarlık tohumla üretim
patlaması yaşayamayız. 70 milyon dolarlık tohum içinde domates,
biber, salatalık gibi sebze bitkilerinin payı 30 milyon dolar. 30
milyon dolarlık tohumdan 140 milyon dolarlık ürün elde ediliyor.
Fransa tohum ıslahıyla dekardan 535 kilogram buğday alırken, biz
251 kilogram alabiliyoruz.” dedi. Turgutlu Ziraat Odası Başkanı
Kenan Gürsabancı da, alınan tohumdan elde edilen ürün tohum
vermediği için Türk üreticisinin her yıl aynı tohumu yeniden satın
almak zorunda kaldığını ifade etti. Türk çiftçisinin bu sebeple hem
dışa bağımlı kaldığını hem de çok pahalı olan tohum fiyatlarının
ekonomiye ve tüketiciye olumsuz yansıdığını belirten Gürsabancı, “1
kilogram hibrit domates tohumunun fiyatı 20 milyar liradır;
neredeyse 1 kilogram altın fiyatına eşdeğer. Bir tarım ülkesi
olarak tonlarca tohum ithal ettiğimiz düşünülürse olayın vahameti
daha iyi anlaşılacaktır. Bugün 1 gram hibrit domates tohumu üreten
bir ülke, topraktan 1 gram altın çıkarmış demektir.” şeklinde
konuştu. Gürbasancı, Türkiye’de bu alanda birikimin olduğunu; ancak
işin kolayına kaçılarak ithalatın tercih edildiğini de ifade etti.
Turgutlu Tarım İlçe Müdürü Yılmaz Dinçer ise, Japonya tarafından
gen yapısı bozulmuş domates tohumlarının Türkiye’ye pazarlandığını
kaydetti. Japonya’nın bu sebeple Türkiye’den, pazarladığı tohumdan
üretilen domatesi ve salçayı satın almadığını ifade eden Dinçer,
Türkiye’de araştırma geliştirme kurumu olmadığı için bu alanda
birtakım sıkıntıların yaşandığını dile getirdi.