Çiftçi de ecremisil indirimi istiyor!
Abone olÇiftçinin durumu zor. Onlar da turizmciler gibi kendilerine destek olunsun diyarlar... Ecremisil indirimi istiyorlar
Hazine arazilerinde tarımsal üretim yapan ve arazi
bedelinin yüzde 5'i oranında devlete ecrimisil bedeli ödeyen
çiftçiler, bu oranın Ocak ayında turizmciler için yüzde 1'e
indirildiğini belirterek, aynı uygulamanın kendilerine de
yapılmasını talep ediyor.
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan İzmir Ziraat
Odası Başkanı Sedat Köse, ''Deniz kenarında güneşlenene yüzde 1,
ama güneşin alnında alın teri döken çiftçimize yüzde 5. Bu pek adil
değil'' dedi.
Ecrimisil bedellerinin çiftçinin ''kanayan yarası'' olduğunu,
uygulamayla köylünün ''işgalci'' konuma düşürüldüğünü savunan Köse,
çiftçinin yüz-iki yüz yıllık zeytin ağaçlarının bulunduğu ''atadan
deden kalma'' arazilerinin tapularının iptal edildiğini belirterek,
şunları söyledi:
''Devletin köylüye verdiği tapular Orman İdaresi ve mahkeme
tarafından iptal edilip Hazine'ye verildi. Hazine'nin bunlara 2B
kapsamında kullanım izni vermesiyle bu yerlerde ecrimisil tahakkuk
ediyor. Ama çiftçilerimiz, üreticilerimiz bu ecrimisilleri ödeyemez
duruma geldi.
Yapılan tebligatlara zamanında müdahale edilmemesi ya da yasal
süreci tam anlamıyla takip edememesi sonucunda çiftçilerimiz borç
batağı içine girdiler. Borçlar konusunda taksitlendirmeye gidilse
dahi maalesef ki defterdarlığın 2009 yılında 5 bin lira olan
taksitlendirme yetki dilimi 1.100 liraya çekilmiş durumda. Bu da
düşük bir meblağdır. Birçok çiftçimizin şu anda bundan çok daha
büyük borçları söz konusudur. Hatta arazinin değerini bulsak dahi
arazinin değerinin üzerinde ecrimisiller tahakkuk etmiş durumda.
Geçmiş yılların birikimiyle ecrimisil tahakkukunun arazinin
değerinin bile üzerinde olması söz konusu. Yani kişi bu araziyi
satın alsa iyi.''
Borçların taksitlendirmesinde yıllık yüzde 9 gibi, enflasyon
oranının üzerinde bir faiz uygulandığını ileri süren Köse, ''Bunun
yanı sıra çiftçilerimizin traktörüne, aracına, tarlasına, evine
gelen haciz işlemlerindeki faiz oranı şu anda yüzde 30. Enflasyona
göre de Vergi Usul Kanuna göre de alırsak çok yüksek bir meblağ''
dedi.
Köylünün, çiftçinin talebini ''faiz oranlarının makul seviyelere
indirilmesi, icra takip oranlarının da çiftçi lehine aşağıya
çekilmesi'' şeklinde özetleyen Köse, ''En başta da 2B ya da Hazine
arazilerinin köyde yaşayan insanlarımıza bedelsiz olarak
verilmesini arzu ediyoruz. Bu yerler şayet Hazine tarafından
köylünün elinden alınıp satılmaya kalkılırsa çiftçi olmayan
insanların eline geçer ve atıl vaziyette durur'' dedi.
-''GÜNEŞLENENE YÜZDE 1, GÜNEŞİN ALTINDA TER DÖKENE YÜZDE 5''-
Çiftçiye yüzde 5 olarak uygulanan ecrimisil oranının turizmde yüzde
1'e düşürüldüğünü hatırlatan Köse, şunları kaydetti:
''Turizm sektörünün güçlü bir lobisi var. Sorunlarını toplu şekilde
Ankara'ya aktardılar. Nitekim 13 Ocak 2010 tarihinde çıkan
tebliğde, kıyı şeridinde bulunan yerlerde yani şezlong,
güneşlenecek yerler, teraslarda ecrimisil tahakkuku o yerin
değerinin yüzde 1'i olarak hesaplanıyor. Aynı tebliğin ikinci
paragrafında 'kıyı şeridinin dışında kalan diğer yerlerde yüzde 5
olarak uygulanır' diyor. Yani tarlalarda yüzde 5. Deniz kenarında
güneşlenene yüzde 1, ama güneşin alnında bu insanı beslemek için
emek veren, alın teri döken, üreten, ürettikleri ürünlerle
ihracata, ekonomiye katkı koyan, köyde istihdam sağlayan, sosyal
dengeleri oluşturan köylümüze yüzde 5. Bu pek adil değil. Biz bunu
kabul etmiyoruz. Bu tebliğin düzeltilmesi, çiftçimizi, üreticimizi
koruyucu tedbirlerin alınmasını istiyoruz.''
-''ŞEHİRLİLERİN GELİP KÖYE VİLLA YAPMASI KÖYLÜNÜN SUÇU MU?-
Sedat Köse, kentte yaşayan üst gelir grubu kişilerin en yakın
köylere gidip villa ya da ikinci konut yaptıklarını, bu durumdan da
köylünün zararlı çıktığını söyledi.
İkinci konutların köylerde inşa edilmesinin oradaki arazi
bedellerinin yükselmesine sebep olduğunu, ancak bu durumun köylünün
''kabahati'' olmadığını, arazilerin de zaten Hazine'ye
geçirildiğini anlatan Köse, ''Bizim için önemli olan tarımsal
üretim. Büyükşehir sınırları içinde de olsa, villaların yakınında
da olsa, yapılan tarımdır, en ücra köşede yapılan da aynı tarımdır.
Burada üretilen domatesin, zeytinin fiyatı değişmiyor ki. Yani
köylünün buradan elde ettiği gelir değişmiyor ama ecrimisil
bedelleri artıyor'' diye konuştu.
-''TRAKTÖRÜMÜZE, EVİMİZE HACİZ GELDİ''-
Köylüye gelen haciz işlemlerine dair belgeleri gösteren Karacaağaç
Köyü Muhtarı Dursun Atagün de 3-5 yıl önce dönüm başına 15-20 lira
alınan ecrimisil bedellerinin bugün 160-170 liraya çıkarıldığını
söyledi.
Bu paraların köylü tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını
vurgulayan Atagün, ''Sadece bu civarda 100 üreticinin traktörüne,
evine, arabasına haciz konmuştur. Bu paraların ödenmesi mümkün
değil. Yeni bir uygulamayla bu ecrimisillerin düşürülmesi
gerekmektedir. İcraya da verseler, elimizdeki mallar bunları
ödemeye yetmez zaten. Bazı arkadaşlara 70-80 bin lira gibi ödemeler
geldi. Yerin değeri bu kadar yapmaz zaten'' dedi.
Çiftçi Şefik Mumcu ise 40 sene önce askere gitmeden önce diktiği
zeytin ağaçlarını göstererek, şunları söyledi:
''4 dönüm yerime 7 bin 500 lira ecrimisil geldi. Kızım Marmara
Üniversitesinde, oğlum Çanakkale Üniversitesinde okuyor. Eşimi de
okutuyorum, ortaokulu bitirdi, seneye liseye gidecek. Kızım için
bankaya para yatırdım, ona da el konulmuş, bloke edilmiş. Tıkandık
kaldık. Mahsulümüz de para etmiyor. Bu ecrimisil belasından
kurtarın bizi. Çocuklarım orada aç mı, susuz mu bilmiyorum artık.
Bankayla para bile gönderemiyorum. Bak yazıyor burada, tapumu
bağlamış, traktörümü, arabamı bağlamış. Yani adım
attırmıyorlar.''
Çiftçi Yaşar Mehmet Oral da, ''Buradan alınan üründen bu paralar
kazanılamaz ki, mümkün değil. 1963'te tapuları verdikten sonra
takip eden senelerde bu tapular iptal edilseydi, biz de bu yerlere
emek vermez, zeytin, incir dikmezdik, bu yerlerden feragat ederdik.
Aradan bir ömür geçmiş, zeytinlikleri orman niteliğini kaybetmiş
diye Hazine'ye devrediyor, bir kısmını da ormana devrediyor.
Ardından da 5-10 sene geriye dönük ecrimisil başlatılıyor, kira
ister gibi. Vatandaşın cebinde bu para yok ki, nasıl ödesin?'' diye
konuştu.
-KADIN ÇİFTÇİLER: ''ÇİFTÇİLİK OLMAZSA HAYAT OLMAZ''-
Kadın çiftçi Gülcemal Yavaş ise ecrimisil için hükümetten yardım
istediklerini belirterek, ''Ürettiğimiz malların paralarını bankaya
yatırdığımızda el konuluyor. Traktörlerimize haciz geliyor.
Traktörlerimiz, motorlarımız olmazsa biz çiftçilik yapamayız.
Çiftçilik olmazsa hayat olmaz. Buna bir çare bulunmasını
istiyoruz'' dedi.
Saadet Karabıyık da 2 dönüm ''ecrimisilli tarlada'' patlıcan,
biber, buğday ektiğini, bu tarla için kendisinden faizleriyle
birlikte 3 bin liraya yakın para talep edildiğini, ürünlerini
satarak bu bedeli ödemesinin mümkün olmadığını söyledi.
Karabıyık, ''Emekliyim, 300 lira maaşım var. Bunu ödemem mümkün
değil. Her ay 50 lira da faiz yatırıyorum. Haciz geldi, 400 lira
paraya karşılık faizleriyle 800 lira talep ettiler. Bin lira
ecrimisil, 2 bin 100 lira oldu. Devletten yardım istiyoruz''
şeklinde konuştu.