Çiçek’ten anayasa mesajı
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek, çağdaş demokrasinin önündeki en büyük engelin anayasa olduğunu belirterek, "Yeni bir anayasa yapamamaktan dolayı ...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, çağdaş demokrasinin önündeki en büyük
engelin anayasa olduğunu belirterek, "Yeni bir anayasa yapamamaktan
dolayı bir çelişki yaşadık ve yaşıyoruz" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 24. Dönem 4. Yasama Yılı’nın açılışında
yaptığı konuşmada, “TBMM’nin saygınlığının korunması en başta gelen
görevimizdir. Demokrasimizin geleceği demokrasimize duyulan güven
buna bağIıdır. Bizler ülkemiz, ülkemiz, ve dünyanın tüm sorunlarını
bizi ilgilendiren yönleri ile bu kutsal çatı altında grup
toplantılarında, komisyonlarda ve genel kurulda kaba ve yaralayıcı
olmayan temiz bir üslup ile konuşacağız, tartışacağız ve bir sonuca
bağlayacağız. Unutmayacağız ki, TBMM milletimizin, cumhuriyetimizin
ve demokrasinin kalbidir. Bu kurumun hepimizin üstünde bizleri aşan
ayrı bir kişiliği vardır. Söz ve eylemlerimizde bu gerçeğin ne
kadar farkında olursak siyaset kurumunun da milletvekilleri olarak
güç ve saygınlık kazanacağız. Bu hususları yüksek taktirlerinize
önemle arz ediyorum. TBMM demokrasimizin ve halkımızın en önemli
güç kaynağıdır. Ülkemizin yokluklar içinde var olma mücadelesi
veren bir durumdan bugünkü konuma gelmesinde meclisimizin çok büyük
payı vardır. TBMM devleti kurmuş, her dönemde yasal, kurumsal ve
yapısal düzenlemeler yaparak, çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmek
için yoğun bir gayret içinde olmuş, milletimizin sorunlarına çare
ve çözüm üretmeye devam etmiştir, bundan sonrada devam edecektir.
Ülkemiz ve milletimiz için çok önemli işleri 93 yıllık mazimizle
birlikte başardık ama yapacak daha çok işimiz bulunmaktadır. Olanla
yetinemeyiz milletimiz için hedeflerimiz var ve temennilerimiz var.
Temenni ettiklerimizi temin etmek bizim asli görevimizdir. İçeride
ve dışarıda çözülmesi gereken birçok sorunumuz bulunmaktadır. Bu
sorunların uygarca tartışarak ve konuşarak, birbirimizin hukukuna
saygı göstererek birlikte çözmek durumundayız. Başka ülkelerin
demokrasi ve uzlaşma örneklerini ve uygulamalarını anlatarak çağdaş
demokrasiye ulaşamayız. Arz ettiğimiz hususlarla ilgili olarak
günümüzde ve aramızda yeni güzel örnekler ortaya koymak zorundayız.
Demokrasi böyle gelişir, kökleşir ve kurumsallaşır. Demokrasinin
yalnızca yasal düzenlemelerden ibaret olmadığını, esas olanın
zihniyet değişimi olduğunu, demokrasiyi özümsemek ve benimsemek
olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
"KUVVET BİRLİKTEDİR DİRLİK DE BİRLİKTEDİR"
Gündeme ilişkin konulara da değinen Cemil Çiçek, “Hepimizin üzüntü
duyduğu ve yakından takip ettiği bazı gündem konuları var. Başta
Ortadoğu ve Kuzey Afrika olmak üzere yaşanan insanlık dramları,
oluk oluk akan kan ve gözyaşı, insanlığın erozyona uğrayan
değerleri, hak, hukuk, özgürlük adına söylenen bunca söze rağmen
kitle halinde öldürülen insanlar, terör, insanlık suçları,
insanlığa karşı işlenen suçlar, bütün bunlara karşı uluslararası
kuruluşların ve medeni dünyanın sorumsuzluğu ilgisizliğidir.
Ölenleri değil öldürme şekli ve tekniklerini, saldırıda kullanılan
silahların tartışmanın odağına alınmasını, insanlık suçunun ve
insanlığa karşı suçların herkesin gözü önünde işlendiği halde suç
faillerinin himaye ve destek görmesi durgunluk vermektedir. Terör
aslın vebasıdır. Bu konuda da ortak bir tavır ve uluslararası
işbirliği yoktur. Ülke olarak başta devlet terörü olmak üzere,
Allah adı kullanılarak işlenen cinayet ve vahşetler de dahil
terörün her türlüsüne karşıyız. Halkın seçtiği, işbaşına getirdiği
yönetimlerin kanlı askeri müdahalelerle görevden uzaklaştırılması
ve bunun karşısında tüm dünyanın ortaya koyduğu tavır ise akılları
ziyandır. Bunları söylememin sebebi, bağımsızlığımızın,
cumhuriyetin ve demokrasimizin ne büyük nimetler olduğunu daha
fazla farkına varmamıza dikkat çekmek içindir. Birbirimizin
değerini daha çok bilmemiz içindir. Milli birlik ve bütünlüğümüz bu
aziz vatanda en büyük gücümüzdür. Kuvvet birliktedir, dirlik de
birliktedir. Sağduyulu, hoşgörülü, birbirimizin kişiliğine,
değerlerine ve hukukuna saygı göstermek, bir arada yaşamanın ön
şartıdır. Demokrasi kültürümüzün kökleşmesi de buna bağlıdır” diye
konuştu.
"ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL BU ANAYASADIR"
Yeni yasama yılının geriye dönük olarak yapılanlar ve yapamayanlar
konusunda özeleştiri için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini
belirten Çiçek, “Milletimizin özlemi ve beklentisi olmasına,
milletimize söz vermemize, bunun bir zaruret ve mecburiyet olmasına
rağmen uzlaşarak ve anlaşarak, toplumsal mutabakata dayalı
öncelikleri, ilkeleri, dengeleri ve standartları iyi belirlenmiş
yeni ve sivil bir toplum önüne koyamadık. Ortaya koyduğumuz hedefin
çok uzağında, umutların her geçen gün daha da azaldığı bir süreçte
çalışma sürdürüyoruz. Bu süreç bizi nereye götürecek doğrusu
bilmiyorum. Yeni bir anayasa yapamamış olmamızın sorumluluğunu
nasıl taşıyacağız. Bu anaya bize dar geliyor. Bu anayasa her gün
yeni sorunlar çıkartıyor. Yanlış düzenlemeler, kurallar yenisini
yapamadığımız için yürürlüğünü sürdürürken, karşılaştığımız
sorunlara nasıl doğru çözümler bulacağız. Nitekim bulamadık.
Tutuklu milletvekilleri sorunu, hak ve özgürlükler sorunu, terör
sorunu, demokrasi sorunu ve benzeri bir çok toplumsal sorun.
Açıklamalara bakarak ifade etmeliyim ki, çağdaş demokrasinin
önündeki en büyük engel bu anayasadır. Yeni bir anayasa
yapamamaktan dolayı bir çelişki yaşadık ve yaşıyoruz. 4 siyasi
partimizin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na verdiği metinlere
baktığımızda yürürlükteki anayasanın tümüne yönelik köklü
değişiklikler içerdiği ortadadır. Mevcut anayasanın yanlış, eksik,
yetersiz ve ihtiyaca cevap vermediği, hepimizin ortak tespiti
olduğu için bu komisyon kuruldu. Yenisini yapamazsak bu anayasa
yürürlükte kalacak ve biz yasama organı olarak bu anayasaya uygun
yasa çıkartmaya devam edeceğiz. Bu bir çelişkidir. Anayasa yargısı
da kanunlara iptal edecek. Bu çelişkili süreç daha ne kadar ve
nereye kadar devam edecek. Demokrasi doğru kuralların hayata
geçirildiği istemin adıdır. Yanlış kuralların yürürlükte olduğu bir
sistemde sorunların çözümü kişisel yeteneklere, bir yolunu bulma
yöntemlerine havale edilir. Hepimiz için büyük bir stres kaynağı
olan, ne etkin yasamaya ve ne de etkin denetime imkan vermeyen, her
gün daha da şiddetli, kırıcı tartışmalara kaynaklık eden 40 yıl
önceki ikili parlamento yapısına göre hazırlanmış, 155 maddesi
değiştirilmiş, bütünlüğü bozulmuş bir içtüzük ile nasıl verimli bir
çalışma yapabiliriz. Geçen dönem ve bu dönem komisyon kurduk,
çalışmalar yaptık ancak ortada uygulamaya koyacağımız bir içtüzük
yok. Hepimiz tektipçilikten şikayet ediyoruz. Sağdaki partilerden
merkez ve sol partilere kadar hepimize aynı elbise giydiren, tek
tip teşkilatlanmayı zorunlu kılan Siyasi Partiler Yasası’dır.
Yapılmış ve yapılacak olan değişikliğe rağmen kevgire dönmüş seçim
mevzuatı ve siyaset hukukunun yeniden tanziminden bütünlük içinde
birlikte bir şey yapamadık. Peki bunları kim yapacak. Bu konular,
ilgili diğer mevzuat ortak hukukumuzu oluşturur. Bunları sağlıklı
ve siyasi yapı oluşturmamızın temel unsurlarıdır. Mevcut siyaset
hukukun yürürlükteki mevzuatın içerdiği katı, yasaklayıcı
kurallarla siyasetin gerçekleri ve halkın beklentileri karşı
karşıyadır. İşimiz çok, yolumuz uzun ama zaman kısa. Gelin
sorunlarımızı çözmek için birlikte yeni bir başlangıç yapalım. Emin
olun bu çok değil ama gereklidir” şeklinde konuştu.
(İHA)