Çiçek veto edilen yasayı yorumladı
Abone olAdalet Bakanı Cemil Çiçek, Balıkesir'in Susurluk İlçesi'nde, yapımı devam eden adliye binası inşaatında incelemelerde bulundu. Çiçek gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, TCK'nın 263. maddesinin, sadece din
eğitimiyle ilgili bir madde değil, Türkiye'deki her türlü
faaliyetin devletin denetimi ve gözetimi altında yapılmasını
müeyyide altına bağlayan bir madde olduğunu söyledi. Bakan Çiçek,
Balıkesir'in Susurluk İlçesi'nde, yapımı devam eden adliye binası
inşaatında incelemelerde bulundu. Balıkesir Valisi Atıl Üzelgün ve
Susurluk Kaymakamı Abdullah Etil'den çalışmalar hakkında bilgi alan
Çiçek, müteahhit firma yetkililerinin, binanın 29 Ekim'de
açılacağını bildirmeleri üzerine, ''Para sorunu yok, işinizi
bitirirsiniz, paranızı alırsınız'' dedi. Kaymakamlık ve belediye
başkanlığının ardından ziyaret ettiği AK Parti İlçe Başkanlığı'nda
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, yeni TCK'nın, yeni
anlayış ve yeni döneme uygun bir ceza kanunu olduğunu söyledi.
Kanunun, hak ve özgürlükleri öne çıkaran, teminat altına alan yeni
bir anlayışla hazırlandığını vurgulayan Çiçek, ''Bu kanunun 2
maddesi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından gönderildi ama bir boşluk
yok. Çünkü 1 Nisan'da yürürlüğe giren şekliyle, eski haliyle olan o
maddeler yürürlükte'' dedi. -263. MADDE- Bakan Çiçek, kanunun,
izinsiz kurs açanlara verilen cezayı düzenleyen 263. maddesiyle
ilgili tartışmalara da değinerek şöyle konuştu: ''Maalesef
kamuoyunda, bu sadece belli bir hizmet alanıyla ilgili bir
düzenleme gibi anlaşıldı. Şu an Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde
sürdürülen 360 kurs var. Sürücü kursundan berberlik kursuna, vücut
geliştirme kursuna varıncaya kadar hepsi, bu 263. maddeyle
ilgilidir. Yani bugün gelişigüzel sürücü kursu, kuaför kursu
açamazsınız. Mutlak surette bunların Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
izin alması lazım. Bunun karşılığında sertifika verilecek, belge
verilecek ki herkes meslek ve sanatını icra etmiş olacak. Onun için
263. madde, sadece din eğitimiyle ilgili bir madde değil.
Türkiye'deki her türlü faaliyetin, devletin denetimi ve gözetimi
altında yapılmasını müeyyide altına bağlayan bir maddedir, eski
261'in karşılığı olarak... 261'den farklı olarak, orada (kanun ve
nizamlara aykırı olarak...)diyordu. Kanun nizam deyince, tüzük de
giriyor, yönetmelik de giriyor.Yeni Ceza Kanunu'nun anlayışına
göre, kanunsuz suç ve ceza ihdası mümkün değildir. Halbuki nizam
dediğiniz zaman, yönetmeliklerde suç ihdas ediyorsunuz. Cezai
müeyyide getiriyorsunuz. Bu, hukuk ilkesine aykırıydı. O yüzden de
yeni yasanın getirdiği şekliyle, bu ülkede artık bundan sonra suç
ihdas edilecekse, ceza verilecekse, bunların mutlaka kanunla
belirlenmesi lazım. Onun için bu, özgürlükler lehine bir düzenleme.
Ama işin bu kısmı kamuoyu tarafından yeteri kadar bilinmedi,
değerlendirilmedi, gündem yoğunluğu sebebiyle.'' -''DİN EĞİTİMİNİN
AYRI BİR HASSASİYETİ VAR''- Cemil Çiçek, Türkiye'de bugün bir
eğitim problemi bulunduğunu ifade ederek, bazı mesafeler alınmasına
karşın, hükümet olarak en önem verdikleri konunun eğitim olduğunu
bildirdi. Eğitim konusunun içinde din eğitiminin ayrı bir özelliği
ve hassasiyeti bulunduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:
''Eğer o anlamda problemler çıkarsa, Türkiye'nin ihtiyaçlarını,
beklentilerini ve gerçeklerini karşılayan bir düzenleme yapılmadığı
takdirde, bunun beraberinde getireceği birçok sıkıntı olacağı da
aşikardır. Onun için biz hükümet olarak, aslında bu kanunun bir
bütünlük içinde ele alınmasından yanayız. Belki bu maddelerin geri
gönderilmiş olması sebebiyle, bu meseleye daha fazla eğilme
imkanımız olmalıdır. Yani bu problemler, görmezlikten gelerek ya da
(böyle olmaz) diyerek ortadan kalkmıyor.'' -''İNCELEYECEĞİZ''-
Bakan Çiçek, ''Yasayı aynen Cumhurbaşkanı'na gönderecek misiniz''
yönündeki soru üzerine, ''Yasa daha dün gece gönderildi. Hemencecik
üzerinde ayaküstü beyanat veriyoruz ama bir problemi ortaya
koyuyoruz. Onu inceleyeceğiz, Anayasa açısından, uluslararası hukuk
açısından, Türkiye'nin gerçekleri açısından... Hem hükümette, hem
grubumuzda görüştükten sonra, bu problemleri Türkiye'nin
gündeminden çıkarmamız lazım. Yoksa her vesileyle bunu bir tartışma
konusu yaparsak, Türkiye dikkatini başka alanlara çeviremez''
dedi.