Çiçek ve Bozdağ, Kardeşliğe Can Feda” yemeğinde
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Türk milleti olarak kendi aklımızla vicdanımızla bu tarihi olayda durduğumuz yer bellidir. Biz Ehlibeyt’in yanın...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Türk milleti olarak kendi aklımızla
vicdanımızla bu tarihi olayda durduğumuz yer bellidir. Biz
Ehlibeyt’in yanındayız" derken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ
ise, “Kardeşliğe Can Feda” iftar yemeğine katıldı. Bozdağ, “Bizim
ölümüzü birbirinden ayıramayanlar, dirimizi asla ayıramazlar”
dedi.
Alevi-Sünni Kardeşlik Platformu tarafından İstanbul Kongre
Merkezi’nde düzenlenen “Kardeşliğe Can Feda” iftar yemeğine TBMM
Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran,
Galatasaray Kulübü Eski Başkanı Adnan Polat, Koç Holding Yönetim
Kurulu Mustafa Koç, Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Çalık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) eski Başkanı Ali Müfit
Gürtuna, çok sayıda davetli ve gazeteciler katıldı.
Program ilk olarak Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından
ezan okunarak dede tarafından yemek duası yapıldı. Duanın ardından
yemeğe geçilerek oruçlar açıldı. Alevi-Sünni Kardeşlik Platformu
tarafından desteklerinden dolayı eski Başkan Adnan Polat ve Mustafa
Koç’a plaket verildi.
Bu ülkenin herkesin ülkesi olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ, “Türkiye’nin toprakları üzerinde ileri kültürleri
inançları farklı 76 milyon insan var. Bütün bu farklılıklar
Türkiye’nin servetidir, hazinesidir, gücüdür. Biz ona inanıyoruz.
İnanç farklıları da etnik ve diğer farklılıklar Türkiye’yi güçlü
yapan unsurlardır. Alevi de Sünni de, cami de, cemevi de, Kur’an
da, Hz. Muhammed de, Hz. Ali de, Hz. Hüseyin de, Hacı Bektaşi Veli
de, Hacı Bektaşi Veli de bizimdir. Hepsi bizim gücümüzdür”
dedi.
“KİMSE YEZİD’İN VE EMRİYLE HAREKET EDENLERİN YANINDA SAPINI
TUTMAZ”
Kerbela’nın acısı bütün Müslümanların ortak acısı olduğunu ifade
eden Bozdağ, “Ehl-i Beyt sevgisi tüm Müslümanlara ortak olacak bir
sevgidir. Dünyanın neresine giderseniz gidin Kerbela dediğiniz
zaman Kerbela şehitlerinin yanında durur duayla, rahmetle yad
ederler. Ama kimse Yezid’in ve onun emriyle hareket edenlerin
yanında safını tutmaz. Ona yakınlık edenlerin de yanında safını
tutmaz. Ona yakın durmayı iman yolunu dahi ifade etmez. Ona
yakınlık ederse de büyük rahatsızlık duyarlar ve hakaret edilmiş
sayarlar. Bu da bizim milletimizin Ehl-i Beytinin ne kadar güçlü
olduğunu gösterir. Kerbela da aslında ders verdiler. Sadece o devre
değil bize ve geleceğe ders verdiler. İnandığı dava uğruna her
şeyini feda ederek daha güzel işler yapabileceğini, Hz. Hüseyin ve
onun birlikte şehadet içenler dünyadaki her şeyi elinin tersiyle
iten büyük bir dava adamlarıdır” ifadelerini kullandı.
Türkiye toprakları üzerinde yaşayan insanların birliğini,
beraberliğini ve dirliğini bozmak isteyen her daim birilerinin
olacağını vurgulayan Bekir Bozdağ, “Bugün de, yarın da her daim
birileri olacaktır. Fakat bizim dirliğimizi, birliğimizi ayakta
tutacak şey milletimizin her bir ferdinin birbirine olan sevgisi ve
saygı duymasıdır. Şu an olduğumuz noktada Allah’ımız, kıblemiz,
kitabımız ve bununla birlikte dirliğimiz var. Mezarlara gidin hiç
kimsenin mezarında falan filan yazma. Bizim gömüldüğümüz toprak
bir, ölülerimiz bir ve bizim ölülerimizden birbirinden
ayıramayanlar dirilerimizi birbirimizden asla ayıramazlar” diye
konuştu.
“ORTAYA KOYDUĞUMUZ ÇÖZÜM PROBLEMLERİNE HERKES EVET DEMELİ”
Hükümet olarak yeni atılacak adımlar üzerinde çalışmalar
başlattıklarını kaydeden Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Son
demokratikleşme paketi içerisinde bununda yer alacağına dair yer
alan bilgiler doğru değildir. Çünkü başından beri bu ayrı bir
çalışmaydı. Görüşmeler yapıyoruz. Çünkü amacımız netice almaktır.
Alevi kardeşlerimizin arzularını en üst düzeyde harekete geçirmek
istiyoruz. Sorunlar belli ama çözüm farklıdır. Bazı önerilerde
ihtilaflar var. Biz istiyoruz ki; ortaya koyduğumuz çözüm
problemleri, Alevi kardeşlerimizin evet diyeceği şeyler olsun.
Elbette hepsi evet demeyecektir. Bizim zorluğumuz birazda buradan
kaynaklanıyor. Bu çalışmalar sürecinde daha fazla kesimin ihtilaf
noktalarını bularak samimi gayretlerimizi sürdürüyoruz. Önümüzdeki
zaman içerisinde bilmenizi istiyorum ki; ilave adımlar atacağız.
Bunu bir kez daha buradan Türkiye’ye söylemek istiyorum” şeklinde
konuştu.
"TÜRK MİLLETİ OLARAK BİZİM DURDUĞUMUZ YER EHL-İ BEYR’İN
YANIDIR"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise, günümüz İslam coğrafyası muharrem
ayının anlamından da mesajından da çok uzak olduğunu belirtti.
Kanın dökülmeye devam ettiğini ifade eden Çiçek, “Hırsına yenilen
insanların neler yapabileceklerini görmeye devam ediyoruz. İslam’ın
sevgi ve hoşgörü yüzü vahşetlerle perdeleniyor. Bu perde Fırat
nehri kıyısında Hz. Hüseyin efendimizin Kerbela’da şehit edildiği
bir günü anmak için buradayız. O gün dökülen kan bugün gözümüzden
yaş olarak süzülmekte ve içimiz burkulmaktadır. İslam
coğrafyalarının başka yerlerinde yine kan dökülmeye devam ediyor.
İslam toplumlarında tarihsel husumetin kaynağı olan feci olayla
birlikte Ehli Beyt’e duyulan bu hissi daha da derinleştirmiştir.
İnsanlığın kurtuluşu için harcanan mesailer iktidara geçmek için
harcanmıştır. Bu katliamın bir nedeni siyasi iktidar hırsı ise, bir
diğeri de kabilecilik ve ırkçılıktır. Türk milleti olarak kendi
aklımızla vicdanımızla bu tarihi olayda durduğumuz yer bellidir.
Biz Ehl-i Beyt’in yanındayız. Biz Anadolu coğrafyasında Ali,
Hüseyin, Zeynepler vardır ama hiçbir Yezid ve onun soyu yoktur.
Bizim safımız bellidir. Ortada siyasi tarihten gelen bir sorun
vardır. Tarihin bize miras bıraktığı elim hadiseden alacağımız çok
ders vardır. İlk yapmamız gereken şey acılara son vermektir.
Kahramanmaraş’ta Sivas’ta çok acılar yaşadık. Ayrılırsak hiç bir
şey, birleşirsek çok şeyiz. Alevi-Sünni ayrışmasını yeniden göz
önüne getirmeliyiz. Aramıza kin ve nefret tohumu ekenler büyük bir
haz duyacaklardır. Haklar ve özgürlükler bağlamında Türkiye yeni
olgunluklar edinmiştir. Biz çözüm noktasında odaklanmamız lazım.
Bizi içten kemiren iki unsur var. Türkiye’de yaşayan 76 milyonun
babaları dedeleri bu Cumhuriyeti birlikte kurduk. Bu bayrak bu
millet hepimizin. O kadar ortak yanımız var ki, dünyanın hiçbir
toplumunda bu kadar ortak nokta yok. Bu fitnelere karşı daha
duyarlı olmalıyız” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Alevi-Sünni Kardeşlik Platformu tarafından
Çiçek ve Bozdağ’a aşure kazanı hediye edildi.