Çiçek tartışılan yasaya sahip çıktı
Abone olAdalet Bakanı Cemil Çiçek Yargıdaki kadrolaşma iddialarına karşı çıktı. Uygulamanın 1972 yılından beri devam ettiğini savunan Çiçek, söz konusu yasaya sahip çıktı.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hakim ve savcı alımında şimdiye kadar
yöntem neyse bugün de aynı olduğunu, son yapılan yasal düzenleme
ile bu konuda bir değişiklik yapılmadığını söyledi. Çiçek, CNN
Türk'te Yargıtay Başkanlar kurulu'nun bildirisinin ardından
''yargıda siyasallaşma'' tartışmalarına ilişkin soruları yanıtladı.
Yüksek mahkemeler de dahil bugün yargıda 8 bin 800 civarında
hakimve savcının görev yaptığını anlatan Çiçek, bu sayının nüfusa
göre 30 bin olması gerektiğini söyledi. 4 bin hakim alımının,
Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yer almadığını, bunların tümünün
hemen alınmayacağını anlatan Çiçek, 1998'e kadar hakim alımında,
hem yazılı sınavı hem de mülakatı Adalet Bakanlığı'nın yaptığını,
1998'den sonra yazılı sınavın ÖSYM, mülakatın ise yine bakanlık
tarafından yapıldığını kaydetti. Çiçek, ''Hakim alımında şimdiye
kadar yöntem neyse bugün de odur. Bu alınanlar üstelik adaydır. 2
yıllık staj sonunda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK)
mesleğe kabullerine karar verildikten sonra göreve başlarlar'' diye
konuştu. ''Bugüne kadar aynı yöntemle alınmış. Geçmişte olmamış da
şimdi mi siyasallaşma olacak'' diyen Çiçek, şunları kaydetti: ''Her
dönemde aynı usulle yapılmış. Hakimleri, şu dönemde bu dönemde
alınmış diyerek ayrım yapmak doğru olmaz. Bu, yargının üstüne gölge
düşürür. CHP döneminde alınanlara CHP'li, Adalet Partisi döneminde
alınanlara AP'li, ANAP döneminde alınanlara ANAP'lı hakim mi
denilecek? Bu, yargıya haksızlık, bühtan olmaz mı?'' Avukatlıktan
hakimliğe geçmenin yeni bir düzenleme olmadığını, bunun şimdi de
uygulandığını ifade eden Çiçek, ''Şimdi 3 yıl avukatlık yapanlardan
hakim olmak isteyenlere yazılı sınav yapılacak, ardından mülakata
alınacak. Başarılı olanlar 6 aylık bir staja tabi tutulacak. Staj
döneminde başarılı olanlar, HSYK'ca mesleğe kabul edilecek'' dedi.
-''KİM BENİM CUMHURİYETE, REJİME SADAKATİMİN KANTARI''- Yargının
siyasallaştığı tartışmalarının kendi döneminde yapılmasına çok
üzüldüğünü ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: ''Ben ülkemi
seviyorum. Benim cumhuriyetle bir problemim yok. Kim benim
Cumhuriyete, rejime sadakatimin kantarı? Ne demek yani, ben
hayatımı ortaya koyarak bu ülke için bir şeyler yapmaya
çalışıyorum. Benim dönemimde ister istemez bu tartışma olunca ben
bundan alınganlık gösteririm. Ben Cumhuriyete niye ihanet edeyim
ki? Cumhuriyet olmasa, ben Adalet Bakanı olamazdım. Cumhuriyet
olmasaydı, biz belki bugün sahip olduğumuz birçok kazanımları elde
edemezdik. Görev yaptığımız 2.5 yılı aşan süre içerisinde laikliğin
neresine gölge düşürmüşüz? Rejim için Adalet Bakanlığı olarak ne
yanlış adımı atmışız? Adeta ana muhalefet partisi, bunları bir
anlamda kendisine paralelolarak (bak bunları ben söylemiyorum,
devletin ilgili kurumları da söylüyor) demek adına, iktidarın
karşısına çıkıyor. Bu durum, kurumları da sıkıntıya sokacak, onları
tartışma içine çekecektir. Biz siyaset adamıyız. İktidar-muhalefet
tartışırız, kurumları buna bulaştırmamamız lazım. Devletin hiçbir
kurumu, ne muhalefet ne iktidar partisinin yan kuruluşu, gençlik
örgütü, destek örgütü değildir.''