Çiçek, karar vericilerin işi zorlaşıyor!
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin birinci gündeminin esas itibariyle güvenlik sorunu ve terör sorunu olduğunu belirtti.
Meclis Başkanı Çiçek, A Haber'in canlı yayınına katılarak
gündemdeki konulara ilişkin soruları cevaplandırdı.
Artan terör olaylarıyla ilgili soru üzerine Çiçek, Türkiye'nin birinci gündeminin esas itibariyle güvenlik sorunu ve terör sorunu olduğuna işaret ederek, ''Bu belayı defetmenin yolu, herkesin üzerine düşeni yapmasıdır. Terörle mücadele konusunda elbette birçok temenni ve söylemler olabilir ama bu söylemlerin arkasına olumlu örnekleri koymak gerekir. Herkesin terörle arasındaki mesafeyi çok net ortaya koyması lazım'' diye konuştu.
Cebir ve şiddetin asla kabul edilemez olduğuna dikkati çeken Çiçek, Avrupa Birliği normlarının da bunu gerektirdiğini söyledi. Çiçek, ''Cebir ve şiddete kesinlikle herkesin bir tavır koyması lazım. Bu tavır konulduğu sürece çözüm yollarını bulabiliriz. Herkes nerede durduğunu açıkça ortaya koysun, safını belirlesin'' dedi.
Çiçek, uluslararası hukukta da bir ülkenin belli siyasi sorunları çerçevesinde protesto yapılması, tepki konulması ve talepte bulunulmasının normal karşılandığını, ancak hiçbir zaman cebir ve şiddetle hareket etmenin meşru karşılanmadığını anlattı.
SİYASETEN KARA VERİCİLERİN İŞİ ZORLAŞIYOR
Terörle arasına mesafe koyamayanların siyasi karar vericilerin işlerini de zorlaştırdığını dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:
''Uluslararası hukukta değil cebir ve şiddeti övmek, ona karşı pasif bir tutum içinde olmanızı bile, yani bunu kınamamış olmanızı bile terör örgütüne yardım olarak algılanıyor. Biz cebir ve şiddete karşıyız denilecek, ilişki kesilecek, net bir tavır ortaya konacak. Bir taraftan kucaklaşma, el sıkışma şudur, budur; bu çağrıları havada bırakır. O zaman başka türlü siyasi sorunlar üst üste geliyor. Siyaseten karar vericilerin işi zorlaşır.
DOKUNULMAZLIK SUÇ İŞLEMENİN SIRHI
OLMAMALIDIR
Mesela dokunulmazlık kalkacak mı kalkmayacak mı; niye bu sorular gündeme geliyor, niye birilerinin dokunulmazlığının kalkması talepleri geliyor. İşte bundan geliyor. Halbuki bu siyasi bir karardır. Meclis genelde de kimsenin dokunulmazlığını kaldırmıyor. Meclis'te bunlar istisnadır. Ama öbür tarafta da dokunulmazlık suç işlemenin zırhı olmaması lazım. Milletvekili olarak nerede duracağımızı bilmemiz lazım. İnsanların yüreği yanarken, insanların kanını dökmüş insanlarla görüntü verirseniz, savcıların yapacağı bir şey yok. Bu noktada savcılara 'görmezden gel' denemez. Milletvekillerimiz dokunulmazlığın kalkması noktasında bir sıkıntıyı Meclis'in önüne getirmemelidir.''
BDP'li bazı milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması durumunda Kürt sorununun daha da gerileceğine ilişkin değerlendirmeler hatırlatıldığında Çiçek, ''Gerer germez, her olay için bakmak lazım. Zaten gergin. Bunu daha da ileriye götürmemek lazım. Sadece belli bir bölgeyi, belli bir kesimi hesaba katarak siyaset yaparsanız bu sefer de bu taraf sıkıntıya girer. Siyasileri zorda bırakacak, karar almalarını zora sokacak tavırlardan, görüntülerden herkesin kaçınması gerekir'' şeklinde konuştu.
MECLİS BAŞKANI OLARAK KİMSENİN MAHKUMİYETİNDEN HOŞLANMAM
BDP'li Sebahat Tuncel'le ilgili verilen mahkumiyet kararıyla ilgili soruya da Çiçek, şöyle cevap verdi:
''Bu yargı kararıdır. İş oraya gelmemeli, onu söylüyorum. Oraya geldikten sonraki kısmı sormayın. Bu ülkede bir hukuk var, o işleyecek. Hukukun işlemesini şarta bağlayamazsınız. O zaman yargıya çok farklı bir anlam yüklemiş olursunuz. Suç işleyerek hukuk düzenine kafa tutmamalıyız. Ben Meclis Başkanı olarak kimsenin mahkumiyetinden hoşlanmam. Biraz da Türkiye'de işleri kolaylaştırıcı bir tavır içinde, sorumluluk içinde olmamız gerekiyor. Herkes şu acılı günlerde sorumlu davranmalıdır. Şu yürek yakıcı olaylar karşısında tavırlarımızı net olarak ortaya koysak. Bu acılı durumlarda insani ilişkileri sürdürmek bile zor oluyor. Niye biz işimizi bu kadar zora sokuyoruz? İşte bir anayasa çalışması yapılıyor, bir kısım talepler varsa, işte bunun tam da müzakere ortamı. İşi bu şekilde çözmek varken, masum insanları katlederek bir çözüm aranırsa bu çözüm olmaktan çıkar.''
OHAL'E HÜKÜMET KARAR VERİR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin teröre karşı etkin mücadele için bazı yerlerde OHAL uygulamasına geçilmesi önerisiyle ilgili olarak Çiçek, yürürlükteki anayasaya göre OHAL ve sıkıyönetimin anayasal bir kurum olduğunu, ancak bu uygulamalarla ilgili geçmişten de ders çıkarmak ve meselelere suhuletle yaklaşmak gerektiğini söyledi. Çiçek, ''Olur olmaz, buna hükümet karar verir. Ama bu tür olağanüstü yönetim şekilleri bu sorunun çözümünde ne , ne götürecek? Türkiye bunun tecrübesini geçmişte yaşadı'' dedi.
Teröre karşı mutabakat için siyasi partiler nezdinde yeni bir girişim içinde olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Çiçek, yaşanan olayların, birlikte çözüm noktasında mutabakata varmayı mecbur kıldığını belirterek, 17 Ekim'den önce terör konusunun TBMM'nin gündemine geleceğini ve o zaman bu konunun Meclis'te etraflıca konuşulacağını söyledi.
Türkiye'de konuşuluna değil, konuşana bakma alışkanlığının olduğunu belirten Çiçek, ''Kaldı ki ben yeni bir şey de söylemedim. Ben söylenenlerden bir kompozisyon yapmaya çalıştım. Herkesin söylediği doğrulardan büyük doğruyu ortaya koyabilir miyiz?'' diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NUN MENDERES'İN KABRİNİ ZİYARETİ
Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun merhum Başbakanlardan Adnan Menderes'in kabrini ziyaretiyle ilgili soruya, ''İnsani bir görev yapmıştır, bu da iyi bir şeydir. İyiye iyi demeliyiz'' şeklinde cevap verdi. Çiçek, insanların niyetleriyle ilgili bir şey diyemeyeceğini, zaman içinde kimin nereye, niye gittiğinin ortaya çıkacağını vurguladı.
Hükümet ile TÜSİAD arasında bir gerginlik olduğuna ilişkin gelişmeler hatırlatıldığında Çiçek, bu gerginliği sadece o kareye mahsus değerlendirmenin yanlış olacağını, TÜSİAD kurulduğundan bu yana toplumda belli bir algılamanın olduğuna dikkati çekti. Çiçek, ''Adı üstünde 'patronlar kulübü'. Patron tabiri bizde çok da sempatik bir tabir değildir. Onlarla beraber bu fotoğrafı birlikte değerlendirmek gerekecektir'' şeklinde konuştu.
Merhum cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın mezarının açılmasıyla ilgili soruya da Çiçek, şöyle cevap verdi:
NETİCE NEYSE BELLİ OLSUN
''Açılsın da bu tartışma da öyle veya böyle sonlansın ve rahmetli de mezarında rahat etsin. Bir tartışmayı da bir yerde sonlandırmak gerekiyor. Bu zehirlenme olayı çok sonradan gündeme geldi. Benim kanaatim belli. Ben böyle bir şüphe taşımadım. Ama taşıyanlar bunu gündeme getirmesi gerektiği zamanda getirmediler. Bunu gündeme getirenler, bunu gündeme getirecek imkana da zamana da sıfata da sahip oldular. O zaman bunların hiçbiri gündeme gelmedi. Neyse iş buraya gelmiş, bunu şüphe halinde ortada bırakmak yerine netice neyse belli olsun.''
Bir süredir gazetelerde yer bulan 12 Eylülcülerin mal varlığıyla ilgili konuların, bir yargı konusu olduğunu hatırlatan Çiçek, ''Bu konu yargıya intikal ettiyse ben o konuda konuşmam. O zaman ben yargının yerine geçip karar vermiş olurum'' dedi.
TBMM'de kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun 28 Şubat dahil bütün darbe dönemlerini araştırdığını anımsatan Çiçek, geniş kesimlerle görüşme imkanı bulunduğunu ve geçmişte yaşananlarla ilgili bilinmez noktaların bilinir hale getirilmek istendiğini söyledi.
ULUSALCILIK TARTIŞMASI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ulusalcılıkla ilgili söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine Çiçek, ''O konuyla ilgili tartışmaları ben de okuyorum. Sosyolojik olarak evvela bilim adamlarının tartışması gereken bir konudur. Bence bu ülkenin seçkin bilim adamları var, onlar bu kavramları evvela bir tartışsa ve içini doldursa... Siyaset jargonuyla tartışılıyor, bundan sağlıklı bir şey çıkmaz'' diye konuştu.
1 Ekim'de TBMM'nin açılışı dolayısıyla verilecek olan resepsiyonun neden iptal edildiğine ilişkin soru üzerine ise Çiçek, resepsiyonlara karşı bir tavrının olması yüzünden bu iptalin yapılmadığını söyledi. Çiçek, ''Üç defa resepsiyon yapma imkanımız var idi, ikisinde yaptık. Demek ki resepsiyon lafından gıcık kapmıyorum ben. Buna dayanarak bir iptal söz konusu değil. Ama burası halkın Meclisi. Bu acılı ortamda , 'bu işi nasıl yapıyorsunuz' diyenler de çıkıyor. Bir tercih yapmak gerekti. O maksatla yapılmış bir iptaldir. 'Terör zaten normal hayatın akışını durdurmak istiyor' diyenler var ise bu da bir değerlendirmedir, bunu da kamuoyu değerlendirir zaten'' şeklinde konuştu.