Çiçek iki arada kaldı
Abone olŞemdinli olayları Cemil Çiçek'i yıprattı. Adaletin başındaki isim durumunu atasözü ile özetledi
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''cumhurbaşkanlığı gibi herşeyi belli
olan bir konuyu bir buçuk yıl evvel tartışmaya açmak, buna taraf
olmak ya da bu tuzağa düşmek bence siyasette yapılacak büyük
yanlışlardandır, bu tuzaktır '' dedi.
Özel bir televizyon kanalındaki programa katılan Çiçek, son
günlerde yaşanan laiklik tartışmalarını, 'ayağı yere basmayan,
sonucu rejim meselesine kadar götürülen' tartışmalar olarak
niteledi.
Ortaya atılan tartışmaların planlı olabileceğini belirten
Adalet Bakanı Çiçek, ''parti tüzüğü ne olursa olsun, programı
ne olursa olsun, genel başkanı ve ilgili organları ne karar alırsa
alsın, onlarla hiç konuşmadan 'ben istediğim gibi konuşurum'
dediğiniz takdirde o zaman bu parti olmaz, parti bundan zarar
görür. Bunların hepsini bir tarafa iterek, eğer böyle
düşünüyorsanız, o takdirde o partiden ayrılmanız gerekir" dedi.
AKP'nin karşısında olanların ''partide bölünme, çatlak var''
dediklerini belirten Çiçek, kendinin ANAVATAN tecrübesi yaşadığını,
AKP'nin de ANAVATAN'ın kuruluşundan bugüne geçirdiği süreci çok iyi
takip etmesi gerektiğini söyledi.
"ANAP'ta da bu oldu"
Çiçek, Anayasa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin usulünün, zamanının,
yönteminin belli olduğunu belirterek, "ANAP'ta da bu oldu. Ben
şimdi bakıyorum, AKP ile ilgili empozeler piyasaya sürülen isimler
dışarıdan empoze ediliyor. Parti olarak da belki zaaflarımız oldu,
hemen bu lafların üzerine atladık" dedi.
Bu tartışmaları AKP'nin iktidarda kalmasını istemeyenlerin gündeme
getirdiğini öne süren Çiçek, ''bu tuzağa düşmek
yanlıştı'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde kalan sürenin nasıl
geçeceğinin sorulması üzerine Çiçek, ''biraz daralma olacak.
Bugünler suni gündemlerle rejim tartışmalarıyla geçer. Partiye
yönelik iddialar daha çok gündeme gelecek. Birilerine laf
yetiştirmekten vazgeçmemiz lazım'' dedi.
"Habersiz hiçbir iş yapmadım, yapmam"
Cumhurbaşkanlığı için adının geçip geçmediğinin sorulması üzerine
Çiçek, ANAP tecrübesi olduğunu tekrarlayarak, ''bu tuzağa düşen
arkadaşlarımız olabilir, şu ana kadar partimin haberi olmadan,
partiye rağmen hiçbir iş yapmadım, yapmam. Bu geriye ve ileriye
dönük her şeye cevaptır'' dedi.
Son çıkarılan yasalar içinde hem kendinin hem de CHP'nin içine
sinmeyen maddeler olduğunu söyleyen Çiçek, mümkün olan uzlaşmayla
bu yasaların çıkarılması gerektiğini belirtti.
''Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem
bıyık''
Şemdinli olaylarına ilişkin bir soru üzerine Çiçek, son dönemde
hükümette en çok sıkıntı çeken bakanlardan biri olduğunu
vurgulayarak, ''aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık''
dedi.
Aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı olduğunu
anımsatan Çiçek, ''işin yorumu benden bekleniyor. Yasal zaruretler
gereği birşey söyleyemem'' dedi.
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihracıyla
ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, ''herşey
sabırdan geçiyor. Demokrasi kültürünün yerleşmesi çok kolay
olmuyor. Bunu yeteri kadar özümseyemedik,
kurumsallaştıramadık. Anayasa'da kurallar var ve kurullar var.
Bu kurullar hangi kararları aldıysa hukuk nezdinde vicdani
sorumluluğu da onlara aittir'' dedi.
Çiçek, programda çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin
Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'na ilişkin sorularını da
yanıtladı.
Terörün uluslararası boyut kazandığını, bazı konularda düzenleme
yapmak gerektiğini, güvenlik güçlerinin de bazı ihtiyaçları
olduğunu anlatan Çiçek, bu konularla özgürlükler arasındaki
dengenin sağlanmasının zor olduğunu söyledi.
Kamu düzeninin sağlanmadığı yerde özgürlüklerden
bahsedilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, ''ölümü gösterip, sıtmaya
razı etmek gibi bir yanlışa düşmeyiz. Olağanüstü tedbirlerle
özgürlükleri kısıtlayarak teröre çare bulunamayacağının hükümet
farkında'' dedi.
Tasarıyı hazırlarken, terörün tanımında bir değişikliğe
gitmediklerini, yeni bir suç ihdas etmediklerini vurgulayan
Çiçek, mevcut Terörle Mücadele Yasası'ndaki ve ceza
yasalarındaki suçların tasarıya alındığını anlattı.
Çiçek, Tasarıda tartışılan 'Örgütün veya amacının propagandasını
yapmak' ibaresinin de 1 haziranda yürürlüğe giren Türk Ceza
Kanunu'ndan (TCK) aktarıldığını ve tasarıya yeni bir şey
yazılmadığını belirtti.
''Biz karanlıkta birşey yapmadık"
Abdullah Öcalan'a af getireceği iddialarıyla gündeme gelen
tasarının altıncı maddesini de irdeleyen Çiçek, bu iddianın
tasarı İçişleri Komisyonu'nda görüşüleceği sırada gündeme
geldiğini, ertesi gün de Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olduğunu
hatırlattı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın iddiasını partisi dışında
kimsenin doğru bulmadığını söyleyen Çiçek, Öcalan'ın bu maddenin
Türk Ceza Kanunu'nda işaret ettiği maddeden değil, TCK'nın 125'inci
maddesinden hüküm giydiğinin söylendiğini kaydetti.
Baykal'ın bu iddiasından daha sonra vazgeçerek maddeyi kimin
koyduğu tartışmalarını ortaya attığını kaydeden Çiçek, yasa
tasarılarını bir iki kişiyle hazırlamadıklarını, söz konusu
tasarının 36 kişilik bir komisyon tarafından hazırlandığını
belirtti.
Çiçek, ''biz karanlıkta birşey yapmadık. Tasarıda ne varsa herkesin
bilgisi
var. Temmuz ayında tasarı metne dönüştürüldüğünde bu madde
vardı''
diye konuştu.
"Adam suçunu inkar etmedi ki"
Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin Öcalan'ın yeniden
yargılanması talebinin reddine ilişkin kararını da değerlendiren
Çiçek, kararı henüz okumadığını ancak bildiği kadarıyla ilgili
mahkemenin başvuruyu aldığını, dosyayı getirttiğini ve savcılığın
görüşü doğrultusunda bir karar verdiğini söyledi.
Çiçek, ''mahkeme dosyayı açtı, karar vermesi için dosyayı açması
gerekiyor. Sonuçta yeniden yargılamanın fayda getirmeyeceğini
söyledi. Çünkü yeni TCK o kişi bakımından lehe hüküm getirmiyor.
Öcalan için çıkış yolu olması mümkün değil. Adam suçunu inkar
etmedi ki. Zaten etse ne olacak herkes biliyor'' dedi.