Çiçek CHP'ye isim taktı
Abone olAK Parti ile CHP'nin kavgası Bakanlar Kurulu'na da sıçradı. İktidar içerde CHP'nin muhalefetini masaya yatırdı. Çiçek, içerde konuşulanları bakın dışarı nasıl yansıttı.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Ana muhalefet
Partisi CHP'nin son zamanlardaki muhalefet anlayışını eleştirerek,
''Demokrasi çoğunluğunun hakimiyeti değildir, bunu söylüyoruz, ama
öbür taraftan da azınlığın çoğunluğu esir alması ya da muhalefet
hakkının kötüye kullanılması da hiç değildir'' dedi. Çiçek,
Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, ele alınan konular hakkında
bilgi verdi. Toplantıda üzerinde durulan bir konunun, AB müzakere
süreciyle ilgili olduğunu, bu konuda Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali
Babacan'ın kısa birer değerlendirme yaptıklarını, bu
değerlendirmelerin süreceğini ifade eden Çiçek, 17-18 Temmuz'da AB
Bakanlar Komitesi toplantısı yapılacağını, bu toplantıya ilgili
bakanların katılacağını söyledi. Çiçek, toplantıda son olarak
TBMM'nin yasama çalışmalarının görüşüldüğünü ifade etti. TBMM'nin,
3. yasama dönemini dün geride bıraktığını, çalışmalarına 1 Ekim'e
kadar ara verdiğini anlatan Çiçek, 3 yılın değerlendirmesini
rakamlarla yaptı. Çiçek, TBMM'nin 1, 2 ve 3. yasama dönemlerinde,
bugüne kadar, 803 yasa tasarısından, 629'unun yasalaştığını
söyledi. Çıkarılan yasalardan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
tarafından geri gönderilerin sayısının 36 olduğunu, bunlardan
27'sinin geri gönderme gerekçeleri dikkate alınarak veya aynen
TBMM'den geçtiğini anlatan Çiçek, bu dönemde, 304 araştırma
önergesi verildiğini kaydetti. Üç yıl içinde, 12 soruşturma
önergesi verildiği belirten Çiçek, 2 gensoru önergesinin de Genel
Kurul'da karara bağlandığını söyledi.Çiçek, 7 bin 435 yazılı soru
önergesi verildiğini, bunlardan 5 bin 147'sının
cevaplandırıldığını, bin 573 sözlü soru önergesinden 761'inin
yanıtlandığını kaydetti. Çiçek, şöyle konuştu: ''Bütün rakamlara
baktığımızda, son 3 yıl içinde TBMM, gerçekten çok yoğun bir
çalışma ve çaba göstermiştir. Böylesine yoğun bir çalışma
temposunda, içinden geçtiğimiz sürecin, Türkiye'nin ertelenen
sorunlarının ve beklentilerinin önemli bir payı vardır. Ümit
ediyorum ki önümüzde iki yasama dönemi daha var. Bu iki yasama
dönemi içinde, Türkiye'nin öncelikli meselelerini en başa almak
suretiyle bu çalışmalar aynı şekilde sürdürülecektir. TBMM
Başkanımıza, görev yapan milletvekillerimize, bütün parti
gruplarına teşekkür etmek istiyorum'' Çiçek, son günlerde bu
çalışmalar sürdürülürken, hükümet ve parti olarak arzu etmedikleri
bir gerilim yaşandığını söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: ''Bununla
ilgili bir kaç günden beri bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Biz
esas itibariyle soğukkanlı bir şekilde, bu değerlendirmelerin
aslında belli bir noktada durmasını arzu ediyoruz.Ama anlaşılıyor
ki, bu tek yönlü değerlendirmeler devam edince, hükümet olarak da
bizim bu yapılan çalışmalarla ilgili birkaç hususu kamuoyu ile
paylaşma mecburiyetimiz hasıl olmuştur. Bildiğiniz gibi seçimlere
birden çok parti giriyor, her parti seçime girerken programını
açıklıyor. 'Eğer beni iktidar yaparsanız, getirmek istediğimiz
düzenlemeler bunlardır, sorunları böyle çözeceğim, şu adımları
yapacağım, reformları yapacağım' diye... Sonra seçim sonuçları o
partiyi iktidara getirirse, seçim beyannamesinde vaat ettiği
hususlar hükümet programı haline gelir. AK Parti olarak seçim
beyannamesinde yer alan hususları, hem hükümet programı haline
getirdik hem de Acil Eylem Planı olarak kamuoyunun bilgisine ve
takdirine sunduk. Bizim bu vaatlerimiz, kamuoyu açısından
beklentidir. Önümüzdeki seçimlerde bizi değerlendirirken
vatandaşlarımız, bu vaatlerimizden neyi yaptık-yapamadık, bunları
değerlendirip reyini verecektir. İktidar olarak vaat ettiğimiz
hususları, TBMM'nin bilgisine ve güvenine mahzar olmuş hususları,
hükümet programına, kalkınma planlarında Türkiye'nin önüne konmuş
olan hedefleri ve bunlara ilaveten ulusal programda taahhüt
ettiğimiz hususları yasalaştırmaya mecburuz. Hükümet olarak belki
hiçbir iktidarda görmediğimiz açık yürekliliği buradan veya
muhtelif platformlarda ifade etmeye çalıştık.'' ''HER İSTEDİĞİMİ
YAPARIM MANTIĞI İÇİNDE HAREKET ETMEDİK'' Çiçek, 3 Kasım seçimleri
sonunda önemli bir sayısal çoğunluğa sahip olmalarına rağmen, 3
yıllık yasama dönemi çalışmalarında anamuhalefet partisinin
katkısını hep arzu ettiklerini, doğrusu pek çok çalışmada bu
katkılarını gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bunu da
hiç saklamadan, hem Meclis kürsüsünden, hem buradan yaptığımız
açıklamalarda, hem de değişik platformlarda, bu katkılarını açıkça
ifade ettik, hiçbir komplekse kapılmadık, bundan dolayı da
teşekkürlerimizi ifade ettik. Yine de bugüne kadar olan
katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Son zamanlarda yaşananlarla
ilgili olarak bazı şeyleri söylememiz lazım. Biz iktidarız, elbette
Meclis'te çoğunluğumuz var. Ama şunun idraki içindeyiz, demokrasi
bir çoğunluk rejimi değil tek başına... Benim çoğunluğum var, her
istediğimi yaparım mantığı içinde hareket etmedik. Mümkün olduğu
kadar, her kesimin, özellikle de muhalefet partisinin, hatta
milletvekillerinin teker teker katkısını arzu ettik. Buna da
çıkardığımız yasalar tanıklık etmektedir. Pek çok konuda, her gelen
olumlu teklifi açıklıkla bu düzenlemelerimize yansıttık. Ama bir
taraftan 'demokrasi çoğunluğun hakimiyeti değildir' bunu
söylüyoruz, ama öbür taraftan da azınlığın çoğunluğu esir alması ya
da muhalefet hakkının kötüye kullanılması da hiç değildir. Son 10
yılı aşan bir süreden buyana Meclis'te yaşanan hususlara
baktığımızda, anamuhalefet partisi, hükümete belli şeyleri, 'ya
bunu yaparsınız, yapmadığınız takdirde biz de elimizden geleni
yaparız' tarzında, çok da demokratik olmayan, ama çok da sürpriz de
olmayan, geçmişte benzerlerini yaşadığımız, hatta gittikçe de
itibar kaybeden bir üslup içerisinde, partilerinin kongre süreci
başlamış olması nedeniyle dikkatleri dışarıya çevirmek gibi bir
düşünceyle de olabilir, olabildiğince ortam gerilmekte, akıl almaz
bir yaklaşım içinde hükümet ve iktidar suçlanmaktadır.'' ''...BİR
KISIM YERLERİ GÖREVE ÇAĞIRAN ÜSLUP'' CHP'nin yasama çalışmalarını
engelleme faaliyetlerine tutanakların şahit olduğunu belirten
Çiçek, 55 maddelik bir yasa tasarısı görüşülürken, sadece madde
numaraları değiştirilerek aynı önergenin tekrarlandığını ve
yasaların çıkarılmasının engellenmek istendiğini kaydetti. ''Bu
yasalar, toplumun önemli bir kesiminin beklentisi olan yasalardır.
Türkiye'de yapısal değişimi gerçekleştirecek olan yasalardır''
diyen Çiçek, şöyle konuştu: ''Evet, demokrasi, çoğunluğu olanın her
şeyi yapması değil, ama muhalefet hakkının kötüye kullanılmasını da
bir engelleme olarak anlamak son derece yanlıştır. Bunun ötesinde,
adeta sanki demokrasi,rejim tehlikedeymiş gibi, çok aşırı dozda,
yüksek bir tonla, bir kısım yerleri göreve çağıran, bir kısım
kuruluşların beyanları ile kendi beyanları arasında paralellik
kurmak suretiyle o kurumları da tartışma konusu haline getiren,
tartışmanın içine çeken bir üslup son zamanlarda muhalefetin
söylemine egemen olmuştur. Bunu çok doğru bulmadığımızı, bir kısım
devlet kurumlarını yerli yersiz tartışmanın içine çekeceğini,
bundan en evvel o kurumların zarar göreceğini ifade etmek
istiyoruz. Cumhuriyetin hiçbir kurumu, ne benim partimin, ne de
anamuhalefet partisinin yan kuruluşu değildir, paralelinde
değildir, destekçisi değildir. Ama, bir kısım kendi görüşlerine o
kuruluşu veya falanca kuruluşu şahit göstererek, bir anlayış içinde
muhalefet yapılmaya kalkışılırsa, o takdirde devletin kurumlarını
iş yapamaz hale getirir, karar veremez hale getirir ya da kendi
iradeleriyle vermiş oldukları kararların üzerine gölge düşürür.
Meclis'in çalışmalarına ara verdiği bu dönemde, herkesin bu durumu
soğukkanlı bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirten Çiçek,
''Geçmişte bu üslup çok kullanılmıştır. Meselelere hep böyle
yaklaşılmıştır. Ama bu, muhalefet yapana da hiçbir şey
kazandırmamıştır, hele bu yoldan gideni kimse iktidar yapmamıştır''
dedi.