CIA Türkiyede ne yapıyor?
Abone olCIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar düzenlediğine ilişkin imalar ABD başkanını gerdi.
Gizliliği kaldırılan tutanaklarda, 1976'da Beyaz
Saray'da dönemin ABD Başkanı Ford'la buluşan ana muhalefet lideri
Ecevit, "CIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar düzenlediğini" ima
edince, Ford'un, "Böyle bir şeye izin vermem" diye cevap verdiği
belirtiliyor
İÇERDE NELER OLUYOR?
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 1973-76 dönemine ait arşivlerinin
önemli bir bölümünün gizlilik kayıtlarını kaldırdı. Haşhaş ekimi
yasağı, Kıbrıs Harekâtı ve ardından gelen silah ambargosu nedeniyle
iki ülke arasında yaşanan sorunlu ilişkiler hakkında önemli
bilgilerin yer aldığı kayıtlarda, 12 Eylül darbesine giden sürecin
ilişkilere nasıl yansıdığı da görülüyor.
Kayıtların ilginç bir bölümü, dönemin ABD Başkanı Gerald Ford ile
ana muhalefet partisi CHP'nin lideri Bülent Ecevit arasında 29
Temmuz 1976'da Beyaz Saray'da yapılan görüşme ile ilgili. Ecevit bu
görüşmede Ford'a, "Seneye yapılacak seçimde çoğunluğu
alırsam Kıbrıs'ta çözüm konusunda bir planım var" diyor.
Zabıtlara göre, iki liderin baş başa görüşmesi sırasında Ford,
"İçeride (Türkiye'yi kastederek) neler oluyor?"
diye soruyor. Tutanaklara göre iki lider arasındaki diyalog
şöyle:
FAİLLER KORUNUYOR
Ecevit: Aşırı sağ partilerden dolaylı olarak destek alan
bir terörist yapı var. 50 kadar öğrenci öldürüldü ve failler
korunuyor. Bizdeki muhafazakâr partiler demokrasiye inanmıyor.
Ordunun sıkıntılı durumlarda müdahale etmek gibi -iyi ya da kötü-
bir geleneği var. Ama şükürler olsun ki ordunun şu durumda müdahale
etmeyeceğini söyleyebilirim.
Dürüst olacağım, bazı kişiler CIA'nın Türkiye'de gizli operasyonlar
yaptığını düşünüyor.
Ford: Bu tip şeyler benim onayımdan geçmesi
gerekir. Böyle bir izin vermedim ve vermem.
Ecevit: Sözünüze güveniyorum. Söylemekte tereddüt
ettim, ama biliyorsunuz bu tip olaylar bir noktada kontrolden
çıkabiliyor.
Ford: Bana kayıtlara geçmesi için fırsat verdiniz.
Bu tip haberlerin hiçbir doğruluğu yok.
İSTİHBARAT PERFORMANSI
Toplam 873 sayfadan oluşan arşivlerde yer alan en ilginç
belgelerden biri olan, ABD istihbaratı tarafından hazırlanarak
dönemin CIA Başkanı William Colby'ye sunulan "Ocak 1975" tarihli
raporda, Kıbrıs krizi, ABD istihbarat kuruluşlarının performansı
açısından değerlendiriliyor.
CIA HAREKATI ÖĞRENMİŞ
Raporda, hazırlıkları 15-20 Temmuz arasında yapılan Türkiye'nin
1'inci Barış Harekâtı'nin ise ABD istihbaratı tarafından
"günü bile belirlenerek" Dışişleri Bakanlığı'na
iletildiği, ancak bu bilginin kendisine ulaşmadığını ileri süren
Dışişleri Bakanlığı'nın önlem almaması yüzünden Türkiye'nin
müdahalesinin engellenemediği kaydedildi.
Raporda, Türkiye'nin 1-15 Ağustos arasında sürdürdüğü 2'nci Barış
Harekâtı'nın hazırlıklarının ise ABD istihbaratı tarafından tespit
edilemediği, dolayısıyla bunun da önlenemediği ifade edildi.
DEMİREL ECEVİTLE KOALİSYONU REDDEDİYOR
ABD arşivlerindeki yazışmalara ve belgelere göre, Türkiye
Haziran 1975'te ABD'ye ambargo kalkmadığı sürece ülkedeki ABD
üslerini kapatacağı ültimatomunu veriyor. ABD temmuz
başına kadar süre istiyor ve bu arada Kongre'den Türkiye lehine bir
karar çıkartmak için pazarlıklara başlıyor. Bu süre içinde
Türkiye'nin, arşivlerde adı gizli tutulan iki önemli üssü tamamen
boşalttırdığı istihbarat kayıtlarında geçiyor. Yine aynı kayıtlara
göre, durumdan endişelenen İsrail'in Washington büyükelçisi bile
Kongre nezdinde devreye giriyor.
31 Temmuz 1975'te Helsinki'de bir kez daha bir araya gelen Ford ve
Demirel'in görüşmesinde Kissinger, "Bir sonraki seçimde
Ecevit-Demirel koalisyonu Kıbrıs sorununun çözümü için iyi
olur" deyince, Demirel, "Bunun olmayacağını
söyleyebilirim" diye kesip atıyor.
AMERİKAN SİLAH AMBARGOSU
Nixon'ın görevden ayrılması ve Gerald Ford'un Başkan olması ile
birlikte Türkiye'ye uygulanan askeri ambargo ilişkilerde gündemin
ilk sırasına oturuyor. Kıbrıs sürecinde en çok devrede olan isim
Henry Kissinger, Ecevit hükümetinden sonra göreve gelen AP
liderliğindeki koalisyonda Dışİşleri Bakanı olan İhsan Sabri
Çağlayangil'le çok uzun süren pazarlıklar yürütüyor.
5 Şubat 1975'te Amerikan Kongresi'nden geçen silah ambargosu Ford
yönetimini de zor durumda bırakırken, bir NATO zirvesi için 29
Mayıs 1975'te Brüksel'de Başkan Ford'la buluşan Demirel,
"90 ülkeye silah satıyorsunuz. Tito bile sizden askeri
malzeme alıyor. Biz alamıyoruz. Böyle dostluk mu olur? Kırk adet
F-4 savaş uçağı satın aldık. Yirmisekiz tanesi parasını ödediğimiz
halde teslim edilmiyor. New York ve Houston'da 100 bin ton askeri
malzememiz duruyor, aylardır depo parası ödüyoruz" diyerek
sert çıkıyor.
Demirel ambargonun Amerikan karşıtlığına yaradığını söylüyor ve "bu
gruplar komünizmin uzantısıdır, başarılı olmamaları için
uğraşıyorum" diyor.
ÇAĞLAYANGİL: KIBRIS'TA YÜZDE 35 BİZE YETER
Kıbrıs'taki Türk ve Rum liderleri Denktaş ve
Klerides'in buluşması için iki tarafı teşvik eden ABD Dışişleri
Bakanı Henry Kissinger, "öğrencim" dediği
Ecevit'in onaylamadığı bir çözümün çok zor gerçekleşeceğini
düşünüyor ve dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'le
görüşmesinde, "Biraz toprak tavizi verin, iki kesimli
çözüme karşı tarafı ikna edelim" diyor.
Çağlayangil, "Biz yüzde 35'e ikna oluruz, ama Yunan tarafı
yüzde 25'e çekilmemizde ısrar ediyor" yanıtını veriyor. 23
Eylül 1975 tarihinde New York'ta yapılan görüşmenin zabıtlarına
göre, Kissinger, "Ya Ada'daki 30 bin asker ne
olacak?" diye soruyor. Çağlayangil de, "Sonsuza
kadar orada kalacak değiller" yanıtını veriyor.
BÜYÜKELÇİDEN DARBE UYARISI
Kıbrıs müzakereleri sonuçsuz bir biçimde devam ederken, Ankara'daki
ABD Büyükelçisi William Macomber 5 Kasım 1975'te gönderdiği
telgrafta, "Ülkede ekonomik durum çok kötüye gidiyor, rezervler
azalıyor, öğrenci hareketleri şiddete dönüşüyor. Akıllara ilk gelen
soru asker acaba ne zaman müdahale eder?" diye yazıyor.
Kaynak: Milliyet -Ahu Özyurt