CHP'yi bekleyen büyük tehlike
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı...
İNTERNETHABER / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'deki büyük bir değişim yaşanacağını belirterek, "CHP'deki geçmiş tüm anlayışları yıkacağım" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ı liderlikten eden kaset tartışmalarına ilişkin başlatılan soruşturmayla ilgili söyledikleriyle de dikkat çekti:
Önümüzdeki günlerde özel yetkili savcı CHP ile ilgili bir dosya çıkaracaktır. Ortalık birbirine gireecektir. Bu böyle olacak. Hayali isimler, gizli tanıklar, koyup bir şeyler yapacaktır
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'e canlı yayınına katıldı ve gündeme ilişkin soruları yanıtadı.
İşte o ropörtajın önemli satırbaşları...
FEZLEKE TARTIŞMASI
Başbakanın benim adıma verilen fezleke için üzüntü duyması gerekirdi. Adalet Bakanlığı'nın itiraz etmesi gerekirdi. Yargı ya düzelecek, ya düzelecek. Ben susmayacağım. Başbakan'ın fezlekesi zimmet ,irtikap, benimki ise yargıyı eleştiri.
DENİZ BAYKAL KASEDİ
Önümüzdeki günlerde özel yetkili savcı CHP ile ilgili bir dosya çıkaracaktır. Ortalık birbirine gireecektir. Bu böyle olacak. Hayali isimler, gizli tanıklar, koyup bir şeyler yapacaktır herhalde. Bu olay kamuya yansıdığında, başbakan Ben MİT'e talimat verdim, her şeyi açığa çıkarın dedi. Aradan bunca zaman geçti, MİT ortaya çıkardı mı? Ama MİT'in bu konuda bir soruşturma yapmadığını, başbakanın bir talimat vermediğin de biliyorum. ABD'deki bir siteden Türkiye'deki hangi IP adresine gönderildiği neden ortaya çıkmıyor.
DANIŞTAYA KATSAYI BAŞVURUSU
CHP olarak bizim bir başvurumuz yok. Başbakan hukuk bilmiyor. 2 arkadaşımız gitmiş bireysel başvuru yapmış. Başbakan olayları bilmez, kendi kendine konuşuyor. Biz imam hatiplerden rahatsız falan değiliz. Başbakan bunu çok iyi bilmeli. Tarih bilgisi de yok. İmamhatip liselerini CHP kurdu. İmamhatip mezunları bana geldiğinde, bana diploma fotokopilerini verdi. 1934 tarihli. Kim dindar insanlar yetişmesin dedi ki. Bu ülkede ilahiyat fakülteleri olmalı, ticaret lisesi de olmalı. Ülkenin ihtiyaçlarına göre yapılmalı. Dini sömürü aracı haline getirdiği için bu hesapların peşinde.
ORGENERAL ÖZEL'E SUÇ DUYURUSU
Orgeneral Özel'e suç duyurusu doğru değil. Aynı başvuruyu neden başkaları için yapılmıyor. Konuşmaktan da korkmayalım. Konuşan bir Türkiye'yi yaratmak zorundayız. Herkes konuşmalı, düşüncesini özgürce söylemeli. Asker siyaset konuşmamalı, bu doğru değil. Beli konudaki düşüncesini Başbakan Erdoğan'a aktarır. Siyaset kurumu bunu uygun görürse uyguları. Asker siyasete müdahale ederse doğru olmaz. Bildiri yayınlanması doğru değil.
BÜYÜKANIT'I DİNLEYEMEZLER
Önümüzdeki günlerde Büyükanıt'ın dinlenemeyeceğini göreceğiz. Hükümet, Büyükanıt'ın verdiği muhtıraya, muhtıra değil demeye başladı. Keşke bunu Başbakan Erdoğan'a sorsanız. Hükümet karşı muhtıra yayımladı. Bu e-muhtıra değil, ordu hassasiyetlerini dile getirmiş burada deniyor. Hükümetin tavrı nedeniyle bu düşünceyi dile getirdim.
DANIŞTAY SALDIRISI
Danıştay saldırısını önceden bildiğim iddiaları saçma sapan iddialar.
CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ
Anayasa'ya bir geçici madde eklersiniz, görev süresi 7 yıdır dersiniz. Neden Anayasa'yla yapacaksınız, çünkü bir hukuk kuralını, eşdeğer hukukla değiştirirsiniz. Hukuk kuralı budur. Bütün dünyada bu geçerlidir. Şimdi, Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıldır diye yasada değişiklik yapıyorlar. E peki Anayasa'da yok, o nasıl olacak. Anayasa'daki bir kural, yasayla değiştirilmez. Değişiklik yasada değil, Anayasa'da yapılmalı.
ULUDERE FACİASI
Elimde kesin bir şey olmadığı için isim vermek doğru değil. Beşir Atalay'ın önümüzdeki günlerde farklı şeyler ortaya çıkacak açıklaması ilginç. Yakında bunu da Ergenekon'a bağlayabilirler. İstihbaratı kim verdi. Mesele bu. Bir ülke, kendi geleceği olan istihbaratı, güvenliğini başka bir ülkeye bırakamaz. Elimizde şu kadarlık film var diyorlar. Bunlar gönderildi mi gönderildi mi hiç bilmiyoruz. 4 saatlik görüntü nedir, kim verdi? Siz nasıl yola çıktınız? Gidenlerin kaçakçı olduğunu herkes biliyor. Masum insanlar ölüyor. Kaçakçı deyince akla şu gelmesin. Bu insanlar 50 TL için bunu yapıyor. Daha önce niye açmadınız. İlle de 34 kişinin ölmesi mi gerekiyor. Bana bir yargıç anlattı Van'da. Yargıç soruyor, mesleğin ne diyor, mazotçuyum diyor. Ordaki insanın geçim kaynağı, onlar bunu kaçkaçılık olarak görmüyor. Hayvancılık ve tarım da bitti AK Parti döneminde. Onlarda geçimini bu yolla sağlıyor.
TÜZÜK KURULTAYI
Bir tüzüğümüz var. Ben onları muhalif görmüyorum. Tüzüğümüze göre olan hakları kullanıyor muhalif arkadaşlarımız. Şimdi kurultayı yapacağız. Biz daha sonra yapacağız diyorduk, şimdi daha önce yapmış olacağız. Genel Başkanlık tartışması niçin olmasın. Keşke çok aday çıksa, demokratik bir yarış olsa. Ben bu partide, geçmiş anlayışların tamamını yıkacağım. Bir insana niye aday oldun diye kızılır mı? Biz muhalefet partisiyiz. Muhalefetti yok ettiğiniz zaman doğru olur mu? Elbetteki bizim gibi düşünmeyen partilimiz olacak.
GENEL BAŞKANA GENİŞ YETKİ
Ben CHP liderine geniş yetki tanıyan kurallar olduğunu düşünmüyorum. Öyle düşünüyorsa partililer, o madde değişir. Ben demokrasiye inanıyorsam, sandığı koyacağım. Geçmişte yeterli sandık konmadı, demokrasi yürümediği yönünde partililerin eleştirilerini önemsemiyorum. Ben geçmişle değil, gelecekle ilgileniyorum. Benim dönemimde demokrasi yürüyecek, yeterli sandık konacak.
TAŞERON BELEDİYE ÇALIŞANLARI
Belediye çalışanlarında taşeron işçilerin kadroya alınmasına başbakan Erdoğan yanaşmıyor. Yanaşmama gerekçesi de sizin belediyelerinizde var. Siz önce kadroya alın. Biz İzmir'de yaptık. Kadroya aldık. Ama norm kadro uygulaması var. Çoğu yerde bunu yapamıyoruz. Taşeronu İzmir'de bitirdik biz. Ama uygun bir ortam olurda Erdoğan'la görüşürsem bu dileklerini ileteceğim.
BAŞBAKAN YENİ Mİ FARKETTİ?
Hrant Dink cinayetinde Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü hemen cinayetten sonra bir açıklama yaptı: 'Bir örgüt yoktur' dedi. Ortaya çıkan karar bunu doğruluyor. Bu Emniyet Müdürü şimdi Osmaniye Valisi. Dönemin İstanbul Valisi, Kamu Güvenliği müsteşarı yapıldı ki, çok önemli bir görevdir; bütün istihbarat orada toplanır; sonra milletvekili yapıldı. Olayı toplaması, önlemesi gereken, delilleri alıp yargıya intikal ettirmesi gereken kişiler... Sayın Başbakan diyor ki, 'Ankara'nın karanlık dehlizlerinde bunlar kaybolmayacak.' İyi de Sayın Başbakan yeni mi fark ettiniz? Bütün bunlar kayboldu. Nedim Şener'in kitaplarına bakalım, bunların hepsini yazdı. Şimdi Sayın Başbakan da bunları kabul ediyor. Trabzon'da başlayan bir süreç var. 17 kez ihbar yapılmış. Dönemin Trabzon Valisi bile 'Bana önceden haber verselerdi, ben bu cinayeti önlerdim' dedi. Kimin suçu işleyeceği, nerede işleyeceği, hangi silahla işleyeceği belli! Ama hiçkimse bir şey yapmıyor, yapmayanlar belli. Siz onları alıp terfi ettirdiniz, yüksek bürokrat, milletvekili yaptınız."
AK PARTİ SORUMLU
Ben sadece gerçekleri söylüyorum. Bana desinler ki, 'Dönemin emniyet müdürünü vali, valiyi milletvekili yapmadık' desinler. Bu verilerden yola çıkınca bu sonuç çıkıyor. Başka bir sonuç çıkması mümkün değil zaten" dedi.
DELİLLER GİZLENDİ
Türkiye'deki hukuk garabetleri artık bütün dünyanın ilgisini çekmeye başladı. Bunu bütün dünyada seslendiren biziz. Çünkü biz adalet istiyoruz. Biz, 'Kimse yargılanmasın' demiyoruz ama 'hukuk içinde yargılansın.' Siz bunları yapmıyorsunuz. Hak ihlalleri var; hak ihlallerini bırakın deliller gizleniyor. Dönemin valisi bunu söylüyor: 'Benim haberim olsaydı, engellerdim' diyor."
YARGITAY'IN DÜZELTECEĞİNİ NERDEN BİLİYOR?
Sayın Başbakan siz bunu nereden biliyorsunuz? O bürokratları alıp yargıya mı teslim edeceksiniz, yeniden delilleri mi toplayacaksınız? Soruşturma makamlarının siyasi otoriteden bağımsız, özgürce delil toplayıp yargıya verebilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Siyasi otorite emniyete baskı yaparsa, 'Şu delilleri vermeyin' derse, deliller gitmez. Sonra da biz toplanacağız, hep beraber yargıyı suçlayacağız. Yargıç da 'ben önüme gelen delillere göre karar verdim' diyor" şeklinde konuştu.
SİYASİ OTORİTE ENGELLEDİ
Muammer Güler'le ilgili somut bilgi, Trabzon Emniyet Müdürü'yle ilgili somut bilgi, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü'yle ilgili somut bilgi var. Somut bilgiyi ben söylemiyorum. Dosyada var. Çok daha önce, olayın üzerinden 36 saat geçmeden İstanbul Emniyet Müdürü çıktı, 'örgüt yok' dedi. Şimdi bir örgüt var deniyor. Sormayacak mı siyasi iktidar? 'Kardeşim baştan yok dedin, şimdi ne oldu?' demeyecek mi? Hatırlayın bütün gazetelerde şemalar vardı ama, o şemalar şimdi dava dosyasında yok.
Hükümet bugün hiçbir şey yapamaz. Hükümetin o delilleri mahkemeye vermeyen, soruşturmaya vermeyen makamların tümü hakkında soruşturma açması lazım. Ve eksiklikleri varsa, bu davanın karartılması anlamına gelir. Gerekirse bu kişileri görevinden alması gerekir. Oysa, hepsini terfi ettirdi, bugün bir şey yapmaları mümkün değil" dedi.
SORU ÖNERGEMİZ İDDİANAMEYE GİRDİ
CHP'nin verdiği soru önergeleri iktidarı yıpratmak amacıyla verilmiştir' diye bir davada savcı tarafından kullanılıyor. Dünyanın hangi demokrasisinde böyle bir şey olabilir. Birçok gazete bunları yayınladı, 'siz bunları yayınladınız amacınız hükümeti yıpratmaktı' diyor. Bunu nasıl iddia dosyasına koyabilirsin! Kafasında demokrasi kavramı olmayan bir insandan savcı olabilir mi? Hangi hukuk fakültesinden mezun olmuş? Hukuk emri almamıştır, siyasi otoritenin emrindedir, siyasi otoriteye yaranmak için böyle bir dava açmıştır. Bizim muhatabımız Adalet Bakanıdır, çünkü HSYK başkanıdır, müsteşar da yardımcısıdır. Gereğini yapması lazım. Bizden çok daha önce HSYK'nın harekete geçip, 'Bir dakika, sen demokrasi diye bir kavramı biliyor musun? Bunu nasıl delil olarak kullanabilirsin?' demesi lazım. Adı üstünde bizim görevimiz muhalefet. Kurallara uygun değilse TBMM Başkanı iade eder. Öyle olursa biz de çekeriz. TBMM Başkanı onaylamış, bakan yanıt vermiş, siz bunu bir iddianameye delil olarak koyuyorsunuz.
"BİZİM SS KITALARIMIZ YOK"
Bizim polis gücümüz, SS kıtalarımız yok. Bunlar iktidarın elinde. İstediği yere baskı yapıyorlar. Pazar günü Adalar Belediyesi isimsiz bir e-maille basıldı. Pazar günü belediye mi basılır? Bu iddialar kişilerle ilgilidir, yolsuzluk vs. değil. O da yargı bakar, varsa öyle bir şey cezayı verir yoksa gider.
Bizim bütün eleştirilerimize baksınlar. Adalet Bakanına şunu sormak isterim; onun telefonları yasa dışı dinlense, onun telefonları yasaya göre imha edilmeyip alınıp bir davanın ekine konulsa acaba bakan ne yapar? Benim için yapıldı, ben suç duyurusunda bulundum. Bana verilen yanıt ne? Sadullah Ergin imzalı olarak verilen yanıtta 'Savcının yükü çok yoğunmuş, imha edememiş...' Bu soruya yanıt vermeyen bir Adalet Bakanının ciddiyetine güvenebilir misiniz?
ADALET BAKANI GİRİNCE SALON AYAĞA KALKIYOR
HSYK siyasi otoritenin emrinde ve bağımsızlığı yoktur. Bin kişilik bir salona Adalet Bakanı giriyor diye, bin hakim ayağa kalkıyorsa, orada yargı bağımsızlığı yoktur. İnsan utanır! Adalet Bakanı giriyor diye hakimler ayağa kalkar mı! Yargıçlar ayağa kalkmaz. Tabii ki, belli bir saygıyı göstereceklerdir ama bu tablo despot bir ülkenin yönetimi gibi. Korku var tabi. Adalet Bakanı, bugün öğleden sonra oturup istediği yargıcı istediği yere sürebilir. Biz bir korku tünelinden geçiyoruz. Adalet korkuyorsa, toplum bir korku tünelinden geçiyor demektir.
YARGIDA CEMAAT KADROLAŞMASI
Yargı içinde şöyle böyle kadrolaşma vardır demeyi doğru bulmuyorum. Yargıçların verdiği kararın kamu vicdanını örselememesi lazım. Bizim yapmamız gereken, hukuk fakültelerinden başlayarak bu sürecin ele alınmasıdır. İkincisi, sınavların objektif yapılması lazım. Sadece sizinle aynı dünya görüşünü savunanları yargıç alıyorsunuz. Sınav yapıyorsunuz, ilk 20'ye girenlerin 16'sını eliyorsunuz. Buna sınav mı denir?"