CHP’YE SERT ELEŞTİRİ
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, “CHP bir parti değildir. CHP, bu insanları AK Parti düşmanlığı ile bir arada tutabiliyor” d...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, “CHP bir parti
değildir. CHP, bu insanları AK Parti düşmanlığı ile bir arada
tutabiliyor” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, Ordu TESK Otel’de
gerçekleştirilen Ordu ve Giresun illerini kapsayan AK Parti Seçim
İşleri Başkanlığı 5. Bölge Toplantısı’nda yaptığı konuşmada,
CHP’nin bir siyasi parti olmadığını ileri sürdü. Şentop, “CHP Parti
de değildir. İçinde tamamen İşçi Partisi paralelinde, tırnak içinde
‘ulusalcı, MHP’ bazen yakın düşen biraz daha kültürel motifleri
olan bir milliyetçi ekip, bir tarafta sosyal demokrat bir tarafta
Kürt kökenli sol çizgide insanlar, bir tarafta klasik Kemalist
çizgi, bir taraftan 60’lı yılların Kemalist çizgisinden insanlar,
bu kadar insan bir siyasi parti çatısı altında bir araya gelmez
esasında söylüyorum. Ancak bu insanı bir araya doğum günü
partisinde getirebilirsiniz. Bu anlamda bir siyasi parti değil, CHP
AK Parti düşmanlığı ile bir arada tutabiliyor bu insanları. Seçime
doğru bu birlikteliğin ciddi sorun yaşayacağını göreceğiz” diye
konuştu.
"BİR PARTİ GÖRÜŞÜ YOK"
CHP’nin bir parti görüşünün olmadığını savunan Genel Başkan
yardımcısı Şentop, “CHP yeni anayasa sürecinin dışında kalacağını
fark etti. Bu ana kadar görmüş olduğumuz tablo bu. CHP yeni anayasa
sürecinin dışında kalacak. Aynen çözüm sürecinde olduğu gibi CHP
bir parti görüşü üretemiyor. Bir parti görüşü yok. Partide çok
görüş var fakat bir parti görüşü yok. Ortak görüşü yok. Partiyi
komisyonda üç kişi temsil ediyor ama üçü de partiyi temsil
edemiyor. Sadece kendi görüşlerini söylüyorlar. Birisiyle
görüşüyoruz, anlaşıyoruz. Sonra ertesi gün diğeri geliyor. ‘Bu
maddeyi tekrar görüşelim’ diyor. ‘Arkadaşınız ile anlaşmıştık’
diyoruz, ‘Olsun benimle de anlaşın’ diyor. Sonra bir başkası
geliyor. ‘Geçen günkü maddeyi tekrar görüşelim’ diyorlar. Onunla da
anlaşıyoruz. Yetmiyor. Gidiyorlar, partide birtakım itirazlar,
kavgalar, gürültüler. Sonra tekrar, ’Bir daha bu maddeyi görüşelim’
diye geliyorlar. Genel başkanlarının da partiyi temsil etme
kabiliyeti yok. Sayın Kılıçdaroğlu konuşuyor, bir iki gün sonra
parti içindeki bir tartışma üzerine ortaya koyduğu düşünceyi
değiştirmek zorunda kalıyor. Dolayısıyla öyle bir parti ki parti
genel başkanı dahil hiçbir kimsenin temsil edemediğini görüyoruz.
Ortada parti yok. Bir tabela var. O çatının altında bir araya
gelmiş, AK Parti’nin müzmin muhalifleri, her açıdan her görüşten
farklı görüşten insanlar... Tek ortak özellikleri AK Parti’ye
muhalif olmak. Başka bir ortak özellikleri yok. O yüzden AK
Parti’yi eleştirirken anlaşabiliyorlar. Bir arada hareket
ediyorlar. Ne zaman kendi partileri adına bir görüş bildirmek icap
etse anlaşamıyorlar. Kavga ediyorlar birbirleriyle” şeklinde
konuştu.
“CHP kendisi bir süreçten karlı çıkmayacaksa o işin içinde yoktur.
İsterse memleketin menfaati için olsun” diyen AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı Mustafa Şentop, “Akil İnsanlar benzeri bir öneriyi daha
önce CHP de yapmıştı. Ne zaman AK Parti önerdi, CHP bundan caydı.
Aynı şekilde Meclis’te bir meclis araştırması komisyonu kurulsun
diye öneri verdiler. Arkasından biz verince aynı konuda imzalarını
çektiler. CHP Türkiye’yi düşünen Türkiye’nin menfaatini düşünen bir
parti değildir. CHP tamamen kendi varlığını devam ettirebilmesi
için sadece parti menfaati, parti çıkarları için hareket eden bir
partidir. CHP kendisi bir süreçten karlı çıkmayacaksa o işin içinde
yoktur. İsterse memleketin menfaati için olsun. Memleket için
zorunlu bir iş olsun önemli değil. Parti çıkarı yoksa CHP o işin
içinde yoktur” ifadelerini kullandı.
MHP’YE DE YÜKLENDİ
Konuşmasının son bölümlerinde MHP’ye yüklenen AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı Mustafa Şentop şöyle devam etti:
“MHP, AK Parti’nin İmralı’da pazarlık yaptığını iddia ediyor.
Türkiye’nin yüzde 5’inin ‘evet’ diyeceği, yüzde 95’inin ‘hayır’
diyeceği bir pazarlığa AK Parti aptal mı ‘evet’ desin? Sayın
Bahçeli konuşurken suçlamalar yapıyor. ‘İhanettir, bilmem nedir’
diyor. Kendi açısından haklı gözüküyor. Onun döneminde bürokratlar
gidiyorlar, kararlar alıyorlar, icra ediyorlar hükümetin haberi
yok. Bürokratlar adaya gidince bir şeyler olacak zannediyorlar.
Onun zamanında öyle. Şimdi yine aynı kişiler gidiyor, istihbarat
bürokratları, güvenlik bürokratları görüşüyorlar ama bunlar
hükümete bir bilgi getiriyorlar. Kararları veren hükümettir.
Türkiye’de hangi hükümet, kendi sonunu hazırlayacak bir pazarlığın
içerisine girebilir. Aynı soruyu onlara sordum. Siz akıllısınız da
biz aptal mıyız? Bir sene sonra seçime gidiyoruz. Hiçbir şeyi
varsaymayın. AK Parti ile ilgili bütün ilkeler ve dünya görüşünüzü
bir kenara bırakın. Bir sene sonra seçime gideceğiz. Sizin
dediğiniz gibi bir pazarlık olsa Türkiye’nin kaçta kaçı bu
pazarlığa ‘evet’ der. Yüzde 5’i bulmaz. BDP’liler içerisinde bile
böyle bir pazarlığa ‘evet’ diyenlerin oranı düşük. Türkiye’nin
yüzde 5’inin ‘evet’ diyeceği, yüzde 95’inin ‘hayır’ diyeceği bir
pazarlığa AK Parti aptal mı ‘evet’ desin? Bir sene sonra seçime
gidecek, kaybetsin. En azından bu kadarcık siyaset bilgisiyle
düşünün.”
(İHA)