CHPye dair iki kritik yazı
Abone olCHP'yi iyi bilen iki yazar. Hatta birisi yöneticilik de yaptı. Kurultay öncesi partiyi masaya yatırdılar.
CHP'de kurultay öncesi tansiyon yüksek. Peki sorun kimde?
Partiyi kuşatan zihniyet mi yoksa Baykal mı?
Kritik sorulara cevap arayanlardan birisi de 7 yıl öncesine
kadar bu partide genel sekreterlik yapan Tarhan Erdem. Şimdi
Radikal'de yazıyor. Onu 12'den vuran seçim anketleriyle tanıyoruz.
Erdem'e göre asıl sorun CHP'nin yapısı ve onu kuşatan laik mahalle
baskısı..
Baykal'ı ikinci sıraya koyuyor. Peki yapı değişir mi? Erdem bu
soruya da karamsar bir cevap veriyor:
(...)Oysa biliyordum ve her gün daha iyi anlıyordum ki, yapısı
değişmeden, CHP ülkemizin aradığı bir partiye dönüşmez; yapısının
değişmesine de, yeni lider istese bile, örgüt ve partili olmayan
'çevre' izin vermez.
Bu nedenle, özellikle son üç yıldan beri, CHP'nin 21. yüzyılın bir
partisi olamayacağını yazıyorum. Son günlerde, 'Laik demokrat kesim
öylesine kuşatıldı ki, bu kuşatma altında liderliği tartışmak da
bir nevi lüks oldu' görüşü yayılmaya çalışılmaktadır. Özetle,
kurultayın sonucu, o sonucun bizi nereye görüreceği belli! Gerçekçi
olup, İsmet beyin yazdığı gibi, 'sıfırdan yeni bir bina inşa etmek'
yoluna girilmelidir.
CHP'yi yazan bir diğer gazeteci de Yalçın Doğan. Hürriyet yazarı
ise Baykal ve delege arasındaki çarpık ilişkiye değindi. Açıktan
Haluk Koç'a destek çıkıyor. İlginç bir benzetmesi var:
Baykal'ın hukuk tanımadığını rakamlarla veriyor. Partiye kaydedilen
43 bin yeni üye mahkemelik. Konuyu üyeliği iptal edilen 10 bin 394
üyeye getiriyor.
İçlerinde 100 tanesi kurultay delegesi. Peki geride kalanlar ne
olacak? Yazar Yalçın Doğan iki soruyla Baykal'ı yerden yere
vuruyor.
(...)Eğer üyelik iptal ediliyorsa, iptal edilen üyeler arasında
kurultay delegesi varsa, bu kurultay hukuken geçerli mi?
Kurultay başlamadan kurultayın üzerine hukuk gölgesi düşüyor. Hukuk
mu? Söz konusu CHP, hangi hukuk?