CHP’nin seçim kaygısı
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurtdışında kullanılacak oyların Türkiye’de sayılacak olmasına tepk...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde yurtdışında kullanılacak oyların Türkiye’de sayılacak
olmasına tepki göstererek, hükümetin bu oyları güvence alması
gerektiğini söyledi.
Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk
Loğoğlu, toplantının başında Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kutladı.
Fenerbahçe yönetimini tebrik eden Loğoğlu, Ali İsmail Korkmaz’ı da
andı.
Irak’ta seçimlerin yaklaştığını ve terör olaylarının arttığını
ifade eden Loğoğlu, demokrasinin filizlenmeye başlamadığı Irak’ta
seçimlerin Irak’ın geleceği bakımından önem taşıdığını söyledi.
Münih’te CHP birlik başkanlarının düzenlediği bir toplantıya
katıldığını belirten Loğoğlu, toplantıda Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine ilişkin görüş alış verişinde bulunduğunu, yurtdışında
bulunan vatandaşların kaygı içinde olduklarını ifade etti. 2.7
milyon seçmenin 56 ülkede 2 bin 400 sandıkta oy kullanacağını
açıklayan Loğoğlu, “Yurtdışında kullanılacak oyların değeri büyük.
Kaygılar şu noktada; yurtdışında kullanılacak oylar, oyların
kullanıldığı yerlerde değil Türkiye’de sayılacak. Bu oyların
güvence altına alınması, bu oylara müdahale edilmemesi konusunda
özellikle CHP’den beklentiler var. Bu iktidarın Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde temiz, dürüst bir performans içinde olacağını
beklemiyoruz. Hükümete ve iktidar partisine çağrı yapıyoruz, bu
yurtdışında kullanılacak oyları güvence altına alacaksınız, bu
sizin göreviniz” dedi.
CHP’nin bu konudaki önerilerini anlatan Loğoğlu, “Torbalanıp
mühürlenecek oyların sandık kurulu üyeleri tarafından ıslak imzaya
bağlanması bir önlem. Bu oylar uçaklarla taşınacağı için,
torbaların yükleneceği konteynırların mühürlenmesi, ıslak imza
alınması, getirildiği yerde belli bir yöntemle güvence altına
alınması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
1 Mayıs kutlamalarında Taksim tartışmalarına değinen Loğoğlu, “Aklı
selim hakim olsun, hükümetin meydan okumalarını ben hazmedemiyorum.
Adına layık bir şekilde, olaysız bir şekilde 1 Mayıs emekçiler
tarafından kutlansın” şeklinde konuştu.
Suriye’de Süleyman Şah Türbesi’ne bir askeri konvoyun gittiğini
söyleyen Loğoğlu, “Bu konvoy İŞİD’in bayraklarının dalgalandığı
koridordan geçerek Süleyman Şah Türbesi’ne gitti. İzlenen Suriye
politikası nedeniyle Türkiye birlikleri Türkiye’ye meydan okuyan
bir terör örgütünün bayrakları arısından geçti, hadise çıkmadı.
Davutoğlu’nun oturup biraz düşünmesi ve utanması lazım. Bu utanç
tablosunun hesabını bu hükümetten tarih mutlaka soracak ama bizde
sorma fırsatını yakalayacağız” ifadelerini kullandı.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayları içinde bazı isimlerin geçtiği
yönündeki sorulara cevap veren Loğoğlu, “Partimiz umarım bu noktada
erkenden bir karar verir” ifadelerini kullanırken, kendisinin
Cumhurbaşkanlığı adaylığının söz konusu olup olmadığı yönündeki
soruyu, “Öyle bir niyetim yok, öyle bir şey olabileceğini
sanmıyorum, çok daha layık ve seçilme şansı çok daha yüksek olan
insanlar var” diye cevapladı.
Mısır’da alınan son idam kararlarına ilişkin olarak, “İdam cezasına
karşı olan bir partiyiz” ifadeleriyle cevap veren Loğoğlu, idam
cezalarının Mısır’a barış getirmeyeceğine işaret etti.
Başbakan Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerinin
dinlendiğine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu,
”Sayın Erdoğan kasetler ve karanlıklar üzerinden siyaset yapmayı
bir marifet olarak görüyor. Ne demek ‘Anayasa Mahkemesi de
dinleniyor.’ ‘Onların da gocunacağı şeyler var’ demeye mi
getiriyor. O kasetleri kendisi görmüş dinlemiş mi? Anayasa
Mahkemesi Başkanı yargı bağımsızlığını vurgulayan bir konuşma
yaptı, bana göre geç kaldı. Türkiye’nin gündeminin bu konuşma
etrafında dönüyor olması bana göre yanlış” açıklamasında
bulundu.
Loğoğlu, Başbakan Erdoğan’ın Ermeni olaylarına ilişkin yaptığı
başsağlığı açıklamasına yönelik olarak CHP’nin bu konudaki
görüşlerinin sorulması üzerine, “Taziyenin yadırganacak bir yanı
yok. Ama neden 2014 yılında, neden sadece Ermenilere dilendi, bunu
sorgulamak lazım” dedi ve daha sonra özrün gelebileceği yönündeki
yorumlara katılmadıklarını fakat kaygı duyduklarını belirtti.
(İHA)