CHP'nin iptal başvurusu reddedildi
Abone olAnayasa Mahkemesi, 6004 sayılı Kanunun ilgili maddesindeki hükmün iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle CHP'nin açtığı davayı reddetti.
Anayasa Mahkemesi, "Büyükelçilerin, nezdinde görevli
bulunduğu ve akredite edildiği ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini de temsil edeceğine" ilişkin 6004 sayılı Kanunun ilgili
maddesindeki hükmün iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle
CHP'nin açtığı davayı reddetti.
CHP, 6004 sayılı Dışişleri Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "büyükelçilerin, görev yaptıkları ülkelerde devleti, Cumhurbaşkanını ve hükümeti temsil edeceğine" ilişkin hükme "hükümeti temsil" yönünden itiraz etmiş ve söz konusu hükmün iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkeme, CHP'nin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasında bulunduğu yasa hükmünün iptal istemini oy birliğiyle reddetti. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
Gerekçeli kararda, 4009 sayılı Kanun'da büyükelçilerin, nezdinde görevli bulunduğu ülke veya ülkelerde "Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Cumhurbaşkanını" temsil edeceği belirtilirken, 6004 sayılı Kanun ile buna "Hükümet"in de eklendiği anımsatılarak, "evrensel hukuk ilkelerine saygılı bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin de dış ilişkilerini diplomatik teamüllere ve uluslararası hukuk sisteminin gereklerine uygun olarak yürüttüğü" ifade edildi.
Günümüzde uluslararası ilişkilerin, diplomasi alanında önemli
sonuçlar doğuran ve yaptırım gücü olan, egemen devletlerin
uluslararası sözleşmelerle oluşturdukları ve uluslararası hukuk
tüzel kişiliğine sahip Birleşmiş Milletler, NATO, AGİT, Avrupa
Birliği, OECD gibi kuruluşların forumlarında taraf devletlerin
hükümetlerinin aldığı kararlara göre şekillendiği belirtilen
kararda, uluslararası forumlarda kararların zaman zaman devlet veya
hükümet başkanları veya dışişleri bakanları ya da konusuna göre
ilgili bakanların katılımı ile alındığı ve uygulandığı
vurgulandı.
Türkiye'de büyükelçilerin Bakanlar Kurulu kararnamesi ve Cumhurbaşkanı'nın onayı ile atandığı hatırlatılan gerekçeli kararda, şu değerlendirmelere yer verildi: "Uluslararası hukukun teamüllerine göre Cumhurbaşkanı devlet başkanı sıfatıyla yabancı devletlere gönderilen büyükelçi ile güven mektubu gönderir. Bu mektup, kabul eden ülkenin devlet başkanına hitaben yazılmış, yeni büyükelçiyi kendi temsilcisi olarak takdim eden belgedir. Mektubun kabulünden sonra büyükelçi göreve başlamış kabul edilir. Aynı şekilde ülkemizde görevlendirilen yabancı büyükelçilerin güven mektuplarını da Cumhurbaşkanı kabul eder. Ülkemizde görevlendirilen yabancı büyükelçiler de göreve başlayıp, bundan sonraki temaslarını dışişleri bakanlığı ile yürütür.
Anayasa'nın 105. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı, başbakan ve ilgili bakanlarla birlikte imzaladığı kararlardan dolayı sorumlu değildir. Bu kurala göre dış politika ile ilgili olarak da Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu yoktur, sorumluluk hükümettedir. Dolayısıyla dış politika da sorumluluğu taşıyan hükümeti büyükelçilerin temsil etmesi doğal karşılanmalıdır. Cumhurbaşkanı Milli Güvenlik Kurulu ile gerektiğinde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmektedir. Bu kurullarda dış politika ile ilgili önemli kararlar alınmakta, Cumhurbaşkanı bu suretle dış politikaya etki edebilmektedir. Ancak, Cumhurbaşkanı büyükelçiler ile doğrudan bağlantı kurmamaktadır. Büyükelçilerin hiyerarşik olarak amirleri dışişleri bakanları ve dolayısıyla başbakandır." Anayasa Mahkemesi kararında, büyükelçilerin Anayasa'nın 128. maddesi kapsamında devletin dış ilişkilerini yürüten üst düzey devlet görevlileri olduğunu belirtilerek, "Büyükelçiler, doğrudan yürütmeye bağlı olup, bunun emir ve talimatları doğrultusunda hareket ederler. Hükümetten bağımsız olarak hareket edememesi yurt dışında hükümeti temsil görevinin gereğidir. 6004 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle uluslararası teamüllere ve Anayasa'ya uygun olan bir duruma açıklık kazandırılmak istendiği anlaşılmaktadır" denildi.
İptali istenen yasa hükmü
CHP'nin iptalini istediği 6004 sayılı Kanun'un iptali istenen sözcüklerin de yer aldığı 12. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyle: "MADDE 12- (2) Büyükelçi unvanına ilişkin esaslar şunlardır: a) Büyükelçi, nezdinde görevli bulunduğu ve akredite edildiği ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Cumhurbaşkanını ve Hükümeti temsil eder.
b) Büyükelçi, görev yaptığı ülkede büyükelçiliğe bağlı tüm birimlerin amiridir.
c) Büyükelçiliğe hiyerarşik olarak bağlı bulunmamakla birlikte, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışındaki temsilcileri veya birimleri de yürüttükleri faaliyetler bağlamında büyükelçinin gözetimine tabi olup, bu faaliyetler hakkında büyükelçiyi bilgilendirir.
ç) Meslek memurlarının 14 üncü maddenin beşinci fıkrasına göre belirlenen dış temsilcilik gruplandırması gözetilmeksizin büyükelçi olarak atanabilmeleri için, merkez teşkilatında elçi veya yurt dışı teşkilatında elçi, elçi-müsteşar, elçi-daimi temsilci yardımcısı ve birinci sınıf başkonsolos unvanlarından biriyle, başarılı şekilde en az bir yıl görev yapmış olmaları gerekir. Bu unvanları henüz almamış birinci unvan grubundaki meslek memurları ile ikinci ve üçüncü derece kadrodaki meslek memurları dış temsilcilik gruplandırmasında sondaki üç grupta yer alan temsilciliklere büyükelçi olarak atanabilir.
d) 657 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi çerçevesinde büyükelçi olarak atananlardan diğer kamu kurum veya kuruluşlarına mensup olanlar, merkeze döndüklerinde, hizmetlerine ihtiyaç duyulması halinde, Bakanlıkta çalışmaya ve bu görevleri süresince büyükelçi unvanını kullanmaya devam ederler. Bunlardan hizmetlerine ihtiyaç duyulmayanlar, Bakanlık ile ilişikleri kesilerek daha önceden bağlı bulundukları kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadrolarına iade edilir."