CHP'nin ihmal ettiği iki kesim
Abone olCHP'nin öteden beri bir türlü sağlıklı zemine oturtamadığı iki kesimle iletişimini nasıl geliştirecek?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaptanlığını yaptığı CHP'nin
unuttuğu iki kitle var. Bunlardan birincisi dindar kesim diğeri ise
Alevi kesimler.. Peki CHP yeni dönemde bu iki kitleyle diyaloğunu
nasıl sağlayacak?
Türkiye'deki İslami dinamikleri yakından takip eden Vatan
yazarı Ruşen Çakır, CHP'nin yeni dönemde neler yapabileceğini
masaya yatırdı.
Çakır analizine önce CHP ile dindar kesim ilişkilerinden
başladı:
İslam dinine ve dindarlara bakış konusunda Türkiye’de sol hareketin
oldum olası sorunları vardır ve kısa vadede bunun üstesinden
gelebileceğine dair fazla bir emare de gözükmüyor. Solun geneli
gibi başta CHP olmak üzere sosyal demokrat partiler de aynı dertten
muzdariptir. Bülent Ecevit’in liderliği dönemindeki “inançlara
saygılı laiklik” perspektifiyle bir ölçüde hafiflemiş olan bu dert
asla tam olarak ortadan kalkmamış ve sol partilerin dindar
kitlelere ulaşması hep çok zor olmuştur.
Tarihe çok fazla saplanıp kalmadan yakın dönemin CHP’sine odaklanacak olursak, gerek liderliğinin son dönemlerinde Deniz Baykal, gerekse Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’yi daha geniş kitlelelere açabilmek için öncelikle muhafazakâr kesimlere yönelmenin gerekli olduğunu gördüler ama bunu açık açık telaffuz etmekten kaçınıp, oldukça mütevazı ve ürkek adımlar attılar. Baykal’ın bu konudaki “utangaçlığında” pek de haksız olmadığını, o son derece embolik “çarşaf açılımı”nın parti içi ve dışında doğurmuş olduğu fırtınlarda gördük. İki -üç çarşaflı kadına parti rozeti takmakla ne CHP katı laiklik çizgisinden vazgeçer, ne de muhafazakârlar CHP’ye yönelik önyargılarından sıyrılırdı. Fakat olmadı, kıyamet koptu ve CHP yönetimi hemen geri adım atmak durumunda kaldı.
Vatan yazarı CHP ile cemaatlar arasındaki ilişkiye değindi:
Cemaatlerle ilişki
Kılıçdaroğlu’nun, muhafazakâr kesime ulaşma kaygısını Baykal’dan daha fazla taşıdığını ileri sürebiliriz. CHP’nin başına geldiği andan itibaren değişik vesilelerle yaptığı konuşmalarda laiklik eksenli tartışmalara fazla girmemesi, üniversitelerdeki başörtüsü yasağına karşı beklenmedik ölçüde özgürlükçü yaklaşımı bu iddiamızın kanıtlarıdır. Bir önceki kurultayda eski müftü İlhan Özkes’in Parti Meclisi’ne alınmış olması da benzer bir arayışın sonucu olsa gerek. Son kongrede Özkes’in yerini koruması, artı olarak din sosyoluğu Doç. Muhammed Çakmak’ın da PM’ye alınması Kılıçdaroğlu’nun din konusunda yeni bir söylem hazırlığı içinde olduğunu kanıtlıyor olsa gerek. Fakat Doç. Çakmak’ın değişik yayın organlarına verdiği mülakatlarda dillendirdiği kimi tezlerin bazı CHP ileri gelenlerinde ve bir ölçüde de parti tabanında yol açtığı itirazlar Kılıçdaroğlu’nun işinin hiç de kolay olmadığını düşündürtüyor.
Açıkçası CHP’nin dindarlara ulaşamama sıkıntısını, Doç.
Çakmak’ın yaptığı gibi şu veya bu cemaate/cemaat liderine övgüler
sıralayarak aşabileceğini düşünmüyorum. CHP eğer sol iddialı bir
partiyse, tabii ki dini cemaatlerin meşruiyetini kabullenmeli,
fakat dindar yurttaşlara onların üzerinden değil doğrudan
seslenmenin üslup ve mekanizmalarını geliştirmelidir. Aksi takdirde
işin ucu, seçim önceleri cemaatlerle oy pazarlığı yapmaya kadar
varır ki bunun CHP’ye hiçbir hayrı dokunmaz.
Çakır son olarak ana muhalefet partisinin Alevi kesimleri ihmal
ettiğini yazdı:
Aleviler unutuluyor
Sol ile İslam ilişkisi üzerine Vatan’da daha önce bir
dizi makale kaleme aldım. Tekrara düşmemek için, CHP’ye, eğer
dindarlarla arasını iyileştirmek istiyorsa şunu önermekle
yetineyim: Önyargılarınızı, önkabullerinizi bir kenara koyun;
dindarların yaşam tarzına saygı gösterin, asla müdahale etmeyin;
başörtüsü yasağı gibi, yaşam tarzlarına yönelik baskıları
aşmalarında onlara yardımcı olun ve en önemlisi dindarlarla din
tartışmayın; “gerçek İslam” vb. gibi iddialarla İslamiyetin
herhangi bir yorumunun en doğru, hatta tek doğru olduğunu iddia
etmeyin ve bunu dindarlara dayatmayın; diğer bir deyişle
İslamiyetin farklı yorumlarının olmasını doğal kabul edin, hatta
yorum çoğulluğunu teşvik edin.
Tabii bu arada CHP’nin unuttuğu çok önemli bir kitle var: Aleviler.
İslam ve dindarlık denince Türkiye’de akla ilk olarak
Sünnilik ve Sünni dindarların gelmesi doğaldır ama Alevilik ve
Alevilerin unutulması çok vahim bir hatadır. CHP artık Aleviliği
“cepte” görmekten vazgeçmeli ve Alevilerin sorunlarına, taleplerine
kulak kesilmeli, bunların çözümü için herkesten fazla çaba sarf
etmelidir.
Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi olmasının Alevilere ulaşmada yeterli
olacağını sanıyorsa yanılıyor. Yine Kılıçdaroğlu, Alevilerin
taleplerine sahip çıkarsa Sünniler tarafından dışlanacağını
düşünüyorsa da yanılıyor demektir. Eğer Kılıçdaroğlu yönetimindeki
CHP, Sünnisi, Alevisi, gayri müslimi ve tanrıtanımazıyla tüm inanç
gruplarının tümüne sahip çıkarsa, oylarını ne kadar artırır veya
azaltır mı bilemem ama Türkiye’de barış içinde birarada yaşama
hedefine çok ciddi katkıda bulunmuş olur.