CHP'nin ağır topu CHP'yi fena vurdu
Abone olCHP'nin duayen siyasetçilerinden Ali Topuz, CHP'yi ergenekonla vurdu...
CHP'nin duayen siyasetçilerinden eski İstanbul
Milletvekili Ali Topuz, gündemdeki sıcak konuları Zaman'a
değerlendirdi.
Topuz, aklanmamış Ergenekon sanıklarının CHP'den milletvekili adayı yapılması konusunda net olarak "Bu yanlıştı." diyor. Son yıllarda partinin halktan koptuğunu belirtiyor. CHP'nin televizyon ve miting alanlarında coşkulu anlatımlar yaptığını, AK Parti'nin ise gecekondulara gittiğini vurguluyor. Topuz'un geçmişe dönük sözleri de çok çarpıcı: "İskilipli Atıf Hoca'nın asılması haksızlıktı. Yassıada mahkemesi, Menderes ve arkadaşlarına karşı çok acımasızdı."
Ali Topuz, CHP'nin en deneyimli siyasetçilerinden. 1970'li yılların sonunda dönemin CHP lideri Bülent Ecevit'e karşı parti içinde verdiği mücadeleyle tanınıyor. 50 yıllık siyaset hayatında 5 dönem milletvekilliği, 2 defa bakanlık yaptı. Uzun yıllar hizmet ettiği partisiyle ilgili konuşan Topuz, Ergenekon sanıklarının vekil yapılmasını doğru bulmuyor. Ergenekon sanıkları içinde haksızlığa uğramış 'değerli' insanlar olabileceğini dile getiriyor ancak davanın sanıklarının aday yapılmasının partiyi olumsuz bir tartışmanın içine soktuğunu belirtiyor:
"Partiye zarar verdi bu tartışmalar. Parti yönetiminin 'bu isimlerden birkaç kişiyi aday yapalım da, konunun dünyanın ve Türkiye'nin gündemine gelmesini sağlayalım' anlayışı bence yanlıştır. Suçlamalardan aklanmamış sanıkların aday yapılması yanlıştı."
Partideki tüzük kurultayı tartışmalarına da temas eden Topuz,
CHP'nin halktan kopuk olmasının nedenini parti tüzüğü olarak
gösteriyor. "CHP tüzüğü son yıllarda üst üste yapılan
değişikliklerle parti içi demokrasiyi büyük ölçüde ortadan kaldırdı
ve partiyi halktan kopardı." tespitini yaparak şöyle devam
ediyor:
"Çünkü yerel ve genel seçimlerdeki parti adaylarını hep genel merkez belirledi. Adaylar da halkla bütünleşip yarışmak yerine kendini genel merkeze beğendirme çabasına girdi. İnsanlar genel merkez koridorlarında dolaşıp özel ilişkiler kurmaya çalışır hale getirildi. Ben bu tüzüğün değiştirilmesi ve demokratikleştirilmesi için çok mücadele verdim. Tüzük kurultayında CHP için gerekli olan demokratik bir tüzük için herkese görüşlerini ve önerilerini ortaya koyma fırsatı verilmeli."
CHP'li Topuz, partisinin iktidar olamamasına ilişkin özeleştiride de bulunuyor. Sosyal demokrat parti olarak asıl seçmen kitlelerinin bugün olduğu gibi Bağdat Caddesi değil varoşlar olduğunu ifade ederken, ancak uzun süredir bu kesimle buluşamadıklarını söylüyor. AK Parti'nin bu konuda kendilerini geçtiğini şöyle anlatıyor:
"Eskiden sorunları anlatıp çözüm için güven veriyorduk. Ama ara verdik bu çalışmalara. Biz ara verince AKP geldi bu kesimleri etkiledi. Çok kısa vadeli sorunları çok kısa sürede ve pratik olarak çözdü. Ama bunlar gerçek çözümler değildi. Biz televizyon ekranlarında ve miting meydanlarında coşkulu anlatımlar yapıyoruz. Ama köylerde, kasabalarda ve gecekondu bölgelerinde AKP'nin yaptığını yapamıyoruz. Bizimkiler buralara gitmeyi dahi planlamıyorlar. AKP bizden daha etkin ve daha iyi bir biçimde yapıyor. Teknolojinin yanında geniş malî kaynakların da bunda önemli bir payı var."
Bu arada Ali Topuz, CHP'nin siyasî serüveni de kitaplaştırdı. Topuz'un, hayatını kaybeden gazeteci Hikmet Bila ile yaptığı ve özel anılarını da kapsayan iki ciltlik bir kitap yayımlandı. 'Değişimi Yaşamak' ve 'Düzeni Değiştirmek' adı verilen kitapta Topuz, 1932-1980 arasında Türkiye ve CHP içinde yaşanan tarihî olaylar ve siyasî serüveni ele alınıyor. Kitabı için deneyimli siyasetçi şu yorumu getiriyor:
"Ben bir partinin nasıl çalışması gerektiğinin yanında Türkiye'nin iç ve dış karanlık dinamiklerinin toplumu nasıl etkilediklerinin analiz edilmesi ve toplumsal yapıya musallat olan baskıların kırılması için nasıl bir savunma sistemi içinde olunması gerektiğine yönelik bilgiler verdim."
MARAŞ'IN ARKASI ÇOK DERİN
Son dönemin bir diğer tartışmalı konusu Maraş olayları. Maraş dışından tahrik ve telkinlerin olaylara neden olduğunu vurgulayan Topuz, müdahalede geç kalındığına dikkat çekiyor. "Bu işin içinde Türkiye'deki derin yapılanma dahil iç ve dış dinamiklerin telkinleri ve tahrikleri vardı" deyip, bu derin yapının tartışmaya müsait hassas konuların üzerine gittiğini söylüyor. Türkiye'de zaman zaman komünizm ve irtica tehlikesinin ön plana çıktığını, buna paralel kutuplaşmaların yaşandığını söyleyen Topuz, "Bu tartışmalar artık geride kaldı. Bugün Türkiye'de ne irtica ne de komünizm, bir tehlike olarak ortaya çıkma şansına sahip değildir." diyor.
İSKİLİPLİ ATIF HOCA'NIN ASILMASI HAKSIZLIKTI
Ali Topuz, tek parti dönemine de değiniyor. Şapka Kanunu'na muhalefet eden İskilipli Atıf Hoca'nın idamının haksızlık olduğunu söylüyor. "Şapka Kanunu için isyana teşebbüs edenler için uygulanan idam cezaları çok ağırdı. İskilipli Atıf Hoca'ya gelince, pek çok insan bu idamın büyük haksızlık olduğunu düşünüyor. Ben de bu düşünceyi ve değerlendirmeyi kabul ediyorum." diyen Topuz, dedesinin de şapka giymemek için eyleme katıldığını anlatıyor. Bunun üzerine dedesinin idamla yargılandığını ancak 10 yıl kürek cezasına çarptırıldığını belirtiyor. Ancak olayları kışkırtanların olduğunu vurguluyor.